E pur si muove/Ama yine de dönüyor’ sözleri gerçek mi, efsane mi tam bilinmiyor ama fikirlerinden vazgeçmediğine eminiz. Galileo ev hapsindeyken en başarılı çalışmalarından biri olan ‘İki Yeni Bilim’’i yazdı.

Çağlar boyunca bir bilim ikonu: Galilei

Gizem Çoban

İnandığınız şeyler uğruna ne kadar mücadele edeceğinizi, nelere katlanacağınızı veya hangi koşullarda pes edeceğinizi düşündünüz mü?

Sizlere Galileo Galilei’nin kararlarından, çalışmalarından ve bilimdeki ikonik yolculuğundan söz edeceğim.

15 Şubat 1564’te Pisa’da doğan Galileo, bir süre sonra aile nedenleri ile Floransa’ya taşındı ve manastırda Latin Dili ve Edebiyatı eğitimi aldı, yarıda bırakıp babasının isteğiyle Pisa Üniversitesi’nde tıp eğitimine yöneldi. Üniversitede farklı sınıflarda gördüğü matematik dersleri ilgisini çektiği için bir süre sonra bu alana yönelip tıp eğitimini bıraktı. Burada önümüze güncel bir problem çıkıyor. Ailesinin ekonomik durumu iyi olmadığı için babası oğlunun tıp okumasını istiyor, bu alanda meslek ve maddi imkanlar var. Temel bilimlere yönelmesini istemiyor, matematik alanında para kazanamayacağı görüşünde. Tanıdık geldi mi?

Grandükün matematikçisi Ostilio Ricci, Galileo’nun babasını ikna ederek onu yetiştirmeye başladı. Başladığı bu çalışmalar ve hocası Ricci’nin katkısıyla özellikle kardinalden ve bilimle ilgilenen soylu kesiminden büyük destek gördü. Hocası ile Arkhimedes’in çalışmalarına yönelik kaynaklara ulaştı. Arkhimedes matematiğinden somut cisimlere matematiği uygulamayı öğrenen Galileo hızlı bir şekilde katı cisimlerin ağırlık merkezine dair bir teoriyi ortaya koydu. Cisimlerin her koşulda denge sağladığı nokta ağırlık merkezleridir.

Pisa Üniversitesi’nde hoca olsa da üç yılın sonunda Aristoteles taraftarı profesörlerle olan çatışmaları sebebiyle sözleşmesi yenilenmedi. Bu durum da hâlâ günümüzde yaşanan bir olay. Bunun üzerine henüz 28 yaşındaki Galileo sonradan kendini şanslı sayacağı bir on sekiz yıllık döneme Padua Üniversitesi’nde profesör olarak başlayarak girdi. Padua Üniversitesi’nde matematik ve gökbilimi dersleri veren Galileo, ailesini geçindirmek için askeri amaçlı kullanılan bir çeşit pusula icat etti ve kullanılması için dersler vermeye başladı. Bu pergelin kullanılması için ‘Floransa Soylularından, Padua Üniversitesi Matematik Öğretmeni Galileo Galilei’nin Geometrik ve Askeri Pergelinin Kullanımıyla İlgili Talimatlar’ adıyla kılavuz bile yayınlandı.

Soylu sınıfındandı

Floransa Dükünün Matematikçisi ve Mühendisi Galileo’nun Mekaniği adıyla mekanik, kaldıraçlar, eğik düzlem, tornavida gibi basit makineleri ayrıntılandıran ve yorumlayan, Fransızca bir kitap yayınlandı. Kitapların isimlerini bilerek verdim. Anlaşıldığı üzere Galileo her zaman çevresinin faydasını gördü. En yoksul döneminde bile ‘soylu’ sınıfındaydı.

Venedik’e yaptığı bir tekne gezisinde sudaki gelgitlerle ilgili bir durum ilgisini çekti. Tekne hızı değiştikçe sudaki hareket yönü değişiyordu. Okyanustaki gel-git durumunu, Dünya’nın tekne gibi sallanması olabileceğini düşündü. Bu durum ancak Kopernik’in Dünya’nın kendisi ve Güneş etrafında dönmesiyle teorisiyle mümkündü.

Ptolemaios’un evreni Aristoteles’in evren modelini temel alıyordu. Bu modelde evrenin merkezinde Dünya vardı ve Ay, Güneş ve diğer beş gezegen Dünya’nın çevresinde dönüyordu. İnsan evrenin merkezinde olma kibrini yaşıyordu. Kopernik Dünya’yı yani aslında insanı da merkezden alıp Güneş’in etrafında dönen sıradan bir gezegen haline getirmişti. Ay dünyanın çevresinde dönüyordu.

Ptolemaios sistemine karşı çıkarak ortaya attığı güneş merkezli (heliosentrik) sistemle Kopernik, Galileo'nun teorik mekaniğine ciddi bir şekilde etkide bulunmuştu ve bunun sonucu olarak bilimin düz giden yolu kırılmaya uğramıştı, bilim çok farklı bir yola girmişti.

Yıldızlardan Gelen Haber

Galileo gökyüzünü daha fazla merak etmeye başlamıştı, hareketle, serbest düşmeyle, termometre ve sarkaçla olan çalışmalarını bir kenara bırakmıştı ve Hollanda’da Hans Lippershey tarafından merceklerle uzaktaki cisimlerin büyütüldüğüne dair bir keşiften haberi olmuştu. Kendisine bu merceklerden aldı ve gelişmiş ile teleskobu ‘Galileoskop’u yaptı. Bundan sonrasında artık teleskobuna bağlı hale gelmişti her gece gözlemler yapıyordu. Bunu geliştirerek denizcilikte ve askeri amaçla kullanılmasını da sağladı. Yaptığı gözlemler ile 1610 yılında ‘Yıldızlardan Gelen Haber/ Siderus Nuntius’ kitabını yazdı. Ay yüzeyindeki kraterleri, yıldız kümelerini keşfetti. Kepler’in süpernovasını izledi.

En önemli gözlemlerinde ise Jüpiter’in dört uydusunun varlığı, Venüs’ün de evreleri olduğunu, Satürn’ün halkaları ile ilgili tahminleri yer aldı. Aynı zamanda Samanyolu ile ilgili tespitleri de bu gözlemler ile ortaya çıktı. Bir zamanlar Ptolemaios’un kaynaklarını kullanırken artık yazdığı kitabında bu sistemi tartışıyor ve yanlışlıyordu.

Güneş gözlemleri de yapan Galileo, lekeleri gözlemledi, bu lekelerin Merkür’ün geçişlerinden dolayı veya başka göz cisimlerinden oluşmadığını kanıtladı. Deney ve gözlemler inançları temelinden sarsmaya başlamıştı. Artık Kopernik sistemine sadece inanmakla kalmamış, onu kanıtlayan kişi de olmuştu. Gökbilimi ile ilgili çalışmaları onu oldukça ünlü yaptı.

Güneş merkezli teorilerin ana sorunu, doğru olması durumunda yıllık bir yıldız paralaksı (Yıldızların, yerküreye olan uzaklıklarını hesaplamada kullanılan bir yöntem) gözlemlenmesi gerektiği, ancak bunun var olmadığıydı. Kopernik yıldızların uzaklıkları çok fazla olduğu için bu durumu önemsemedi. Kısaca uzaklık ve büyüklük konusunda kafa karışıklığı vardı.

İtalya’da 30 Yıllık Savaş olayından sonra Papa’ya karşı gelmek tehlikeliydi, üstelik güneş merkezli teori İncil’de ‘Yeşu’nun Güneş’e hareket etmeme emri’ vermesine ters düşüyordu. Galileo İncil’i iyi bilen bir dindardı, İncil’de bu sisteme karşı gelen bir şey yazmadığını savundu. Bu yeniden yorumlama da başına daha büyük iş açtı.

1615 yılında Roma Engizisyon’una güneş merkezli yazıları ve İncil’i tekrar yorumlama durumu şikâyet edildi. Gidip mahkemede kendini ve çalışmalarını savundu. Engizisyon tarafından uzman görüşü için atanan Ingoli, Galileo’ya dünya merkezli sistemi fiziksel ve matematiksel olarak savunan bir mektup yazdı. Tycho’nun dünya merkezli sisteminin argümanları kullanılmıştı.

Galileo’nun tanındık çevresi ve onu seven soylu çevresi mahkemenin imtiyazlı davranmasını sağladı. Papa 5. Paul, Kardinal Bellarmine'yle haber göndererek Galileo’nun bu fikirlerden vazgeçmesini emretti. 26 Şubatta Galileo Bellarmine'nin evine çağrıldı ve 'güneşin evrenin merkezinde durarak dünyanın hareket ettiği fikrinden vazgeçme ve bu konuda hiçbir şey söyleyip yazmama' emri verildi.

Emir üzerine Galileo bu çalışmalarını uzun bir süre gizli devam ettirdi. 1623 yılında yakın arkadaşlarından biri olan Kardinal Barberini, 8. Urban oldu ve özel bir izin ile İki Ana Dünya Sistemi Üzerine Diyalog adlı eseri basıldı. Bu kitap ikinci fırtınayı beraberinde getirdi, içeriğinde sadece bilimsel doneler değil, dönemin kişilerine alaycılık da vardı.

Galileo tekrardan mahkemeye çıkarıldı ve artık ona destek olan dostları da azalmaya başlamıştı. Bu kitaptan dolayı uzun işkencelere maruz kaldı, hakkındaki hükümler oldukça ağırdı. Gelmiş geçmiş bütün eserlerinin basılması yasaklandı. Fikirlerinden vazgeçmesi için baskı ve işkence yapıldı, hapis cezası ile kurtuldu. Teorisini mahkeme huzurunda yalanladı.

‘E pur si muove/Ama yine de dönüyor’ sözleri gerçek mi, efsane mi tam bilinmiyor ama fikirlerinden vazgeçmediğine eminiz. Galileo ev hapsindeyken en başarılı çalışmalarından biri olan 'İki Yeni Bilim''i yazdı. Bu eser içerisinde eski çalışmalarını geliştirerek kinetik, madde üzerindeki kuvvet gibi konuları ele aldı. 8 Ocak 1642'de 77 yaşındayken ateş ve kalp çarpıntısı nedeniyle öldü.