Konya'daki Meram Tıp Fakültesi'nde operasyon yapılmış geçen hafta.

Konya'daki Meram Tıp Fakültesi'nde operasyon yapılmış geçen hafta.

Tıp fakültesinde operasyon yapılmayacak da ne yapılacak, ne olmuş yani derseniz...

Bu operasyonu yapanlar operatörler değil, Konya polisi.

Üstelik…

Operatörler, operasyon yiyenlerin arasında yer almış bu sefer.

Polise ihbar gelmiş.

Hastalara takılan ortopedi cihazları uluslararası standartlara uygun değil, fasonmuş.

Polis önce konuyu ciddiyetle araştırmış, ardından operasyonu gerçekleştirmiş.

Sonra da aralarında bir ortopedi profesörü ile bir medikal firma yetkililerinin bulunduğu sanıkları kıskıvrak yakalayıvermiş.

 Ortopedi profesörü, medikal şirketin gizli sahibiymiş, zaten.

***

Gazetelerin yazdığına göre...

Konya’da ortopedi hastalarının koluna, bacağına, kalçasına, baldırına çakılan platinler çakmaymış. (Platin dediğin zaten çakılan bir şey, çakması da ne ola ki demeyin.)

Hindistan'dan ucuz fiyata getirtip sanayideki bir tornacıda revizyondan geçirtiyorlar...

Sonra da hastalara çakıp... Sosyal güvenlik Kurumu’na, belli ki yüksek fiyattan, dayıyorlarmış faturayı.

Bazı gazeteler biraz daha farklı yazdı, olayı.

Ortopedi profesörümüz eline numuneyi alıp sanayiye gidiyor... “Bunun aynısından yapabilir misin, usta?” diye soruyormuş.

“Kaç yılın tornacısıyız, lâfı mı olur hocam... Yalnız ne için kullanacaktınız, onu anlayamadım.” diye soran tornacıya da hayır işinde kullanacağını, parça başına da on ila yirmi lira vereceğini söylüyormuş.

Önce “Bu para maliyetini bile kurtarmaz.” diye itiraz eden tornacı… Giriştiği “hayır işi”nden kazanacağı sevabı hesapladıktan sonra, muhtemelen…

“Yetmez ama Evet” diye kabulleniyormuş teklifi. (Potansiyel bir Taraf okuru olan tornacının sol liberal olma ihtimali doğuyor, bu durumda.)

Platinler çakma bile değil düpedüz çıkmaymış anlayacağınız.

***

Şimdi, bakın…

Bu ülkede sekiz yıldır sağlık “reformu” yapılıyor, sözde.

“Sağlıkta bıçak parasını kaldırdık.” dediler…

Adını “katılım payı” koydukları kasatura parası kol geziyor ortalıkta.

“Bütün hastanelerin kapılarını vatandaşlara açtık” dediler…

Yolu kazara özel hastaneye düşen sigortalı… Canhıraş kapının dışına atıp zor kurtarıyor canını. (Bu arada sonuna kadar boşaltılmış cüzdan içeride kalıyor, tabii ki.)

“Her ailenin bir aile hekimi olacak.” dediler…

Çekirdek aile dediğin anne, baba ve iki çocuktan oluşur benim bildiğim… Oysa anneyle evin küçük kızı evlerine, babayla büyük oğlansa işyerlerine en yakın “aile hekimi”ne kayıt yaptırıyor, ne hikmetse.

“Artık herkes sigortalı olacak, sigortalı ölecek.”dediler…

 Yarın ikinci yılı doluyor GSS’li (Genel Sağlık Sigortası) hayatımızın… Uygulama ertelenmese GSS primini yatıramayan milyonlarca vatandaş hastanenin kapısından içeri giremeyecek.

 “SSK eczanelerindeki kuyrukları kaldırdık.” dediler…

Vatandaş, reçetesindeki dört kalem ilaç için en az beş eczane dolaşıyor… İkisini alabilirse haline şükrediyor.

***

Neyi merak ediyorum, biliyor musunuz?

Hani iddianame filan hazırlanacak, duruşmalar başlayacak da… “Söz savunmanın” faslına geçilecek ya, sonunda…

Şu çıkma platinleri vatandaşın orasına burasına çaktığı iddia edilen profesörün avukatı…

Sağlık “reformu”nun sekiz yıllık müktesebatını anlatıp…

Sonra da…

“Çakma reforma çıkma platin… Ne olmuş yani, hakim bey?.. Müvekkilimin beraatini istiyorum.” dese…

Nasıl olur, ama?