Meclis’ten geçen konkordatoya ilişkin kanun teklifi işçi cephesinde endişe yarattı. Birleşik Metal Sendikası Avukatı Şen, “Teklifle banka borçları işçi alacağının önüne geçecek. İşçiye bir şey kalmaz” dedi

Çalışanın payına tek kuruş kalmaz

HAVVA GÜMÜŞKAYA

İcra ve İflas Kanunu’nda konkordatoya ilişkin bazı maddelerin yeniden düzenlendiği kanun teklifi TBMM Genel Kurulundan geçerek yasalaştı. Hukukçular yasanın, işçi aleyhine değişiklikler içerdiğini savunuyor.

Mevcut durumda konkordato ilan eden şirketten alacağı olanlar arasında işçiler birinci sıradayken yeni yasa, banka alacaklarını ilk sıraya alıyor.

2018 yılında yürürlüğe giren konkordato hükümlerinin üç yıllık uygulanması kapsamında bazı aksaklıkların yaşandığını öne süren AKP Çorum Milletvekili Oğuzhan Kaya, teklifin Meclis komisyonundaki görüşmelerinde şöyle seslenmişti: Aksaklıkların giderilmesi amacıyla İcra ve İflas Kanunu’nun 8 maddesinde değişiklik öngören bu teklif hazırlanmıştır. Düzenlemeyle konkordato kesin mühletinin borçlu, rehinli alacaklılar ve sözleşmeler bakımından sonuçları ile borçlunun iflasına ilişkin hükümlerde değişiklikler yapılmakta.”


LİSTEDE GERİYE DÜŞTÜ

Birleşik Metal İş Sendikası Avukatı Onur Deniz Şen, yapılan düzenlemenin işçi aleyhine olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: Alacaklı listesinde işçiler birinci, kamu ikinci ve üçüncü, adi alacaklılar ise dördüncü sırada yer alıyor. Adi alacaklılar içerisinde bankalar de yer alıyor. Değişiklikte ise banka alacakları işçi alacağının öne geçiyor.

Sistemin mali kriz yaşayan şirketleri son ana kadar banka kredileriyle ayakta tutma zorunluluğuna değinen Şen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu nedenle banka borçları çok yüklü oluyor. Bankalar öncelik sağlanırsa iflas halinde işçilere ödem yapacak bir kaynak kalma ihtimali çok zor. Firmalar iflas sürecine düşmeden mal varlıklarını sermayelerine ekleyerek kendilerini kurtarırlar. Ama bu durumda olan çok fazla firma da yok. Tüzel kişilikleri bankalara kamuya borçlu bir şekilde görüyoruz.”

Bankaların alacaklarını tahsil edemedikleri zaman haciz vesikası düzenleyerek icra iflas müdürlüklerine başvurabildiğini aktaran Şen, “Bunlar kıymetli alacaklar ve bankalar bunları vergilerinden düşer. Ama işçilerin gideceği bir kurum yok. Bankalar ayrıca kendi dosyalarını varlık yönetim şirketlerine satıp bunlardan gelir elde edebilir. Ama işçiler bu konuda yalnız. Pandemi döneminde bu ülkeyi işçiler ayakta tuttu, ödülü bu olmamalıydı” dedi.