Gazeteler, televizyonlar, internet siteleri haberi böyle gördü.
Geçen cuma, 1 Temmuz 2016’dan itibaren, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, az tehlikeli sınıfta olup elliden az işçi çalıştıran işyerleri ve kamu kurum ve kuruluşları için de yürürlüğe girmişti.
Artık tek bir işçi çalıştıran işyerleri bile iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırmak zorundaydı.
Çalışma Bakanı Süleyman Soylu konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenlemiş…
Bazı çevrelerin beklentilerinin aksine, uygulamada erteleme olmadığını…
İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının tamamının yürürlüğe girdiğini belirtmişti.
Sadece yıl sonuna kadar programlı denetim kapsamında denetim yapılmayacak…
Şikâyet üzerine yapılan denetimlerde de cezadan çok yönlendirici ve uyum sağlayıcı yaklaşım içinde olunacaktı.
Peki, şimdi ne olacak, 1 Temmuz 2016’dan itibaren çalışma hayatında ne değişecekti?
• • •
6331 sayılı Kanun 30 Haziran 2012 tarihinde yayımlanmış…
Ve fakat farklı büyüklükte ve farklı sınıflardaki işyerleri için aşamalı geçiş öngörülmüştü.
Elliden çok çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki işyerleri için 1 Ocak 2013…
Elliden az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki işyerleri için 1 Temmuz 2013…
Kamu kurumları ile elliden az çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerleri için 1 Temmuz 2014.
Ancak öyle olmadı.
Aşamalı geçiş ertelendikçe ertelendi…
Elliden az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıf için 1 Ocak 2014…
Kamu kurumları ile elliden az çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerleri için 1 Temmuz 2016.
Böylece, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Resmi Gazete’de yayımlandıktan dört yıl sonra tüm işyerleri için yürürlüğe girebildi.
Peki, bu dört yılda ne oldu?
• • •
Yarısı boş, yarısı dolu bardak tartışmasına girmeden bakalım.
Aslında 6331 sayılı Kanun çıkmadan önce de çalışma mevzuatında işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili hükümler vardı.
Ancak işverenler tarafından uygulanmıyor, siyasi iktidarlar tarafından da denetlenmiyor...
Bu nedenle çalışma hayatında bir işe yaramıyor...
Sınırlı sayıdaki işyerleri dışında kimse aldırmıyordu.
Kanunla birlikte getirilen müeyyideler, en başta da para cezaları, etkisini gösterdi…
Birçok işyerine ilk defa işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı girmiş oldu…
Risk analizleri, ortam ölçümleri, iş kazası raporları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri başladı.
Peki, sonuç?
• • •
Ona da İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin iş cinayetleri raporlarından bakalım…
2010 yılında en az 1.454 işçi…
2011 yılında en az 1.710 işçi…
2012 yılında en az 878 işçi…
2013 yılında en az 1.235 işçi…
2014 yılında en az 1.886 işçi…
2015 yılında en az 1.730 işçi!
Yani…
6331 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği ilk tarihi, 1 Ocak 2013’ü başlangıç olarak alırsak…
Önceki üç yılda toplam en az 4 bin 42 iş cinayeti…
Sonraki üç yılda toplam en az 4 bin 851 iş cinayeti.
İş cinayetleri azalmak bir yana yüzde yirmi artmış görünüyor!
• • •
Peki, neden böyle oluyor?
“Sektör”ü piyasanın vahşi koşullarına emanet eden bir siyasal iktidar…
İşçi sağlığı ve iş güvenliğini yeni bir kazanç kapısı olarak gören Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (OSGB) patronları…
Hizmeti olabildiğince ucuza getirmek için OSGB’lerle kıran kırana pazarlık eden işverenler…
İşçi başına aylık beş, on, on beş dakikalık çalışma süreleri…
Bütün süreçlerin dışına itilmiş meslek örgütleri…
Mesleki bağımsızlıkları işverenlerin iki dudağı arasında işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları…
Bu haliyle kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu.
Alın size çalışma hayatında yeni dönem!