Zonguldak’taki Nersoy Tekstil’de aylardır direnen işçilerin anlattıkları skandal boyutunda. Direnen işçiler, patronun tuvaletleri kilitlediğini, doktor izni alınamadığını ve kendilerine “Adetini yükselt” dendiğini söyledi.

Çalışma saatinde tuvalet bile yasak

Dilan ESEN

Zonguldak Çaycuma’daki Nersoy Tekstil’de çalışırken Öz İplik-İş Sendikası üyesi oldukları için ‘fabrika küçülmeye gittiği’ iddiasıyla işten çıkarılan emekçiler ağustostan beri direniyor. Direnen işçiler, işten çıkarılmadan önce tuvaletlerin kilitlendiğini ve daha çok çalışmaları için baskı yapıldığını söylüyor.

Direnişin başladığı günden bu yana işten çıkarmalar sürerken iddiaya göre işçilere ‘küçülme’ bahanesini sunan fabrika yönetimi yaklaşık 50 kişilik işe alım yaptı. Buna karşın direniş sonlanmadı. Çoğu kadınlardan oluşan Nersoy Tekstil işçileri, maruz bırakıldıkları baskıya rağmen fabrikanın önünde eylemlerini sürdürüyor.

Fabrikanın önünde direnen işçiler, çalışırken yaşadıkları sorunları BirGün’e anlattı. Tuvaletlerin kilitlendiğini, doktora gitmek için izin bile alamadıklarını söyleyen işçiler, direnişin başlamasıyla birlikte adeta tek kişi haline geldiklerini aktardı.

DOKTORA GİTMEK MUCİZE

Fabrikanın önünde işten çıkarıldığı 14 Ekim’den bu yana direnen bir kadın işçi, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Kadın erkek ayrımı yoktu, baskı hep vardı. İzin almak çok zordu. Resmi dairelerde işim oluyordu, sorun çıkıyordu. Doktora zaten gidemiyorduk. Arkadaşlarımıza izin vermedikleri için izin istemeye çekiniyorduk. Sürekli tuvalete gidenler var diye, bir gün tuvaletleri kilitlemişlerdi.”

“Sendika üyeliğinden işten çıkarıldık ama ‘fabrika küçülmeye gidiyor’ bahanesini kullandılar” diyen işçi, şöyle devam etti: “Fabrika küçülmeye gitmiyor, yanda inşaat yapılıyor, büyüme için biz çıkarıldıktan sonra da 50 kişi işe alındı. Ağustos ayında başladı direniş. 14 Ekim’de de beni işten çıkardılar, ben de yaklaşık 1 aydır direniyorum. Fabrikanın önünde olmamızdan rahatsızlar. Birbirimize kenetlenmiş gibiyiz. Hepimiz tek kişiyiz. Mesela doğum günümde arkadaşlarım bana sürpriz yaptı.”

HEM EYLEM HEM EV

İki kızı olduğunu ve ailesinden büyük destek gördüğünü söyleyen işçi, şunları dile getirdi: “Kayın validem, kızlarım, akrabalarım da bize destek vermeye geldiler. ‘Her gün gelin’ desek, gelecekler. Direnişe gitmeden önce okuldan geliyorlar, onlarla ilgileniyorum sonra direnişe gidiyorum. Hem ev hem çocuklar hem direniş zor oluyor ama yine de vazgeçmek yok. Emeğimizin peşindeyiz, hakkımızı alacağız.”

DAHA ÇOK ÇALIŞ

Bir başka kadın işçi de benzer haksızlıklardan bahsederken daha çok çalışma baskısına da maruz kaldıklarını da aktardı. İşçi, şu ifadeleri kullandı: “Haksızlıklar vardı, tuvalet yasağı vardı. Mesela ben tuvalete günde 2 kere gidiyordum. Bir gün tuvaletlerin kapısı kilitlendi, o gün kimse tuvaletlere gidemedi. ‘Adetin az bunu yükselt’ gibi bir baskı uyguluyorlardı. İşe gireli bir yıl olacaktı ama ekimin 14’ünde işten çıkarttılar. ‘İşyeri küçülmeye gidiyor, sizi çıkartmak zorundayız’ dediler. Sendika konusu hiç geçmiyordu ama bunların hepsi biz sendikaya üye olduktan sonra oldu. Bir arkadaşımız hakkında işle alakalı görevini tam yapmadığı iddiasıyla tutanak tutuldu. Sonra işten çıkarmalar başladı.”

DİRENİŞİN HEYECANI VAR

Haksızlığa uğradıklarını belirten işçi, “Hepimiz birbirimize bağlanmış şekilde devam ediyoruz, çünkü haksızlığa uğradığımızı düşünüyoruz” dedi. Daha önce böyle bir direnişe katılmadığını aktaran işçi, “İnsanlar bunları gördükçe güçlenmeli, haksızlığa uğrayanlar bizim gibi direnebilir. Direnişin farklı bir heyecanı da var” diye konuştu.

İşçilerin tuvaletin kilitlenmesi ve çalışma baskısına ilişkin iddialarını sormak için aradığımız Nersoy Tekstil ise telefonlarımızı açmadı.