Akademinin emekle, çalışma sorunlarıyla pek ilgili olduğu söylenemez. Emek, çalışma, sendika, işçi konularıyla/sorunlarıyla ilgili bilimsel...

Akademinin emekle, çalışma sorunlarıyla pek ilgili olduğu söylenemez. Emek, çalışma, sendika, işçi konularıyla/sorunlarıyla ilgili bilimsel çalışmaların, yayınların sınırlılığı bunun en önemli göstergesi. Oysa geçmişte emek ve çalışma sorunları akademide önemli bir yere sahipti. 1950 ve 1960’lı yıllarda İstanbul Üniversitesi Sosyal Siyaset, Ankara Üniversitesi Sosyal Politika Kürsüleri çalışma hayatında etkin roller oynamıştı. DP iktidarı İÜ Sosyal Siyaset Konferanslarından o kadar rahatsız olmuştu ki bir ara yasaklama yoluna gitmiş, hatta bu konferansları yürüten Profesör Orhan Tuna’yı gizli komünist olmakla itham etmişti.

1960 ve 70’li yıllarda dönemin toplumsal ve siyasal iklimine paralel olarak akademide emek sorunlarına ilgi ve bilimsel çalışmalar giderek arttı. Ancak 1980’lerin baskıcı ve ve neo-liberal iklimiyle birlikte akademi ile emek arasındaki bağlar zayıfladı. Önce Sosyal Siyaset ve Sosyal Politika olan kürsü/bölüm adları Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri olarak değiştirildi. Ardından dönemin ruhuna uygun işletme-yönetim odaklı alanlarda bir yükseliş yaşanırken netameli konular olan çalışma, emek, işçi ve sendika gibi alanlar akademide gerilemeye başladı. Örneğin sayıları 60’ı geçen vakıf üniversitelerinin hiç birinde Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü olmaması ve lisans üstü çalışma yapılmaması ilginç değil mi?

Akademi emek ve çalışma sorunlarına uzak ancak emek alanı da kendi sorunlarına akademik alana taşımak konusunda pek başarılı değil. Emek alanında, sendikal örgütler tarafından yapılan bilimsel çalışmaların sınırlılığı biliniyor. Sendikalar bir yana konfederasyon düzeyinde bile araştırma faaliyetlerinin ve kadroların sınırlılığı ve bu alana ayrılan kaynakların azlığı sır değil. Oysa işveren örgütlerinin bu alana ciddi kaynak ayırdıkları biliniyor. 1980 ve 90’lı yıllarda İlyas Köstekli tarafından hazırlanan Petrol-İş yılllıkları önemli bir boşluğu doldurmuştu.

Sözü Çalışma ve Toplum dergisine getirmek istiyorum. 30. sayısı yayımlanan Çalışma ve Toplum emek ve çalışma sorunları ile ilgili makale ve yargı kararlarına yer veren hakemli bilimsel bir dergi. Yayın Yönetmenliğini Avukat Murat Özveri’nin büyük bir özveriyle yürütüğü Çalışma ve Toplum dergisi DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından yayımlanıyor. Aralarında Ali Güzel, İzzettin Önder, Kuvvet Lordoğlu, Ahmet Selamoğlu, Tülin Öngen, Erinç Yeldan ve Zeki Erdut gibi bilim insanlarının da bulunduğu bir yayın kurulunun katkılarıyla hazırlanan dergide bugüne kadar yüzlerce makale ve binlerce yargı kararı yer aldı.

Dergiye gönderilen yazılar en az üç hakemin denetiminden geçiyor. Çalışma ve Toplum aralarında Sociological Abstract’ın da bulunduğu çeşitli ulusal ve uluslararası alan indeksleri tarafından taranıyor. Dergi sadece akademide yapılan çalışmalara değil çalışma hayatı içinden yapılan katkılara da (sendika, meslek odası ve bağımsız araştırmacı) açık. Tek ölçüt çalışmanın derginin blimsel yayın kriterlerine uygun olması.

Çalışma ve Toplum titiz akademik ve bilimsel ölçütlerle yayın yapan, emek ve çalışma sorunlarını irdeleyen ve bu yönde bir birikim oluşturmaya çalışan önemli bir yayın. Aslında böylesi bir bilimsel yayının konfederal düzeyde yayınlanması gerekirdi... Hemen vurgulayalım; Çalışma ve Toplum yayına başladıktan bir süre sonra TİSK Akademi adlı hakemli bir dergi yayımlamaya başladı.

Dergi çok sayıda akademisyen, hukukçu, uzman ve uygulayıcıya basılı olarak ulaştırılıyor. Ancak bazen bir ansiklopedi cildi hacminde çıkan derginin basılı halini edinemeyenler üzülmesin. Çalışma ve Toplum aynı zamanda online bir dergi www.calismatoplum.org adresinden yeni sayısına ve tüm dergi arşivine ücretsiz olarak ulaşılabilir.

30. sayıya ulaşan Çalışma ve Toplum dergisini yayınlayanları kutluyor, emek ve çalışma yaşamının sorunlarına akademinin dikkatini çekmek ve bu yöndeki çalışmaları teşvik etmek için yürüttükleri özverili çabayı alkışlıyorum.