Çamaşırhanede bir gün

Kübra Dinç
Lara Pelin Tamer
Sena Baysal

Gün geçtikçe dünyamız, doğamız daha da kirleniyor. Nedeni ise biz insanların çevreye karşı bilinçsiz ve sömürücü tutumları. Bu durumun üstesinden gelmek yine bize kalmış bir sorumluluk. Peki, biz insanlar çevremiz için nasıl önlemler almaya başladık?

Çevreyi korumanın birden fazla yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan birkaçı; daha çok toplu taşıt kullanımı, doğa dostu sprey ve deodorantların kullanımı, elektrik tüketiminin azaltılmasının yanı sıra bir bilinmeyen metot da çamaşır yıkama fabrikalarından geliyor.

DBU (Deutsche Bundesstifftung Umwelt- Alman Çevre Bakanlığı) 'nun seçilmiş Alman ve Türk liseleriyle yürüttüğü "Umwelt baut Brücken" (Çevrecilikle Kurulan Köprüler) projesinin bu sene altıncısı düzenlendi. Çift taraflı olan bu projede 15-22 Şubat 2016 tarihleri arasında Özel ALEV lisesinden 22 kişilik proje grubu Almanya’nın BadIburg şehrindeydi. Her sene farklı çevre sorunlarının ele alındığı, bir diğer amacı da kültür paylaşımı gerçekleştirmek olan bu projede Özel Alev Lisesi ve partner okulumuz Gymnasium Bad Iburg olarak konumuz bu sene "çamaşır makinelerinden enerji ve su geri dönüşümü"ydü.

Proje kapsamında "MEYER" çamaşır yıkama fabrikasını ziyaret ettik ve gezimizde başlangıçtan bitişe kadar gerçekleşen işlemleri gözlemledik. Fabrika günlük 10-15 ton çamaşır yıkama haznesine sahip olmasıyla birlikte, çeşitli hastanelerden, restorantlara, huzurevlerinden rehabilitasyon merkezlerine kadar hizmet olanakları sunmaktadır. Ayrıca zihinsel, bedensel ve işitme engellilerin ağırlıkta olduğu bu fabrikanın iki ana bölümü bulunmaktadır. İlk başta kirli bölüme girdik ardından ikinci bölüm olan temiz bölümde gözlemlerimize devam ettik.

Konteynırlarla gelen kirli çamaşır sepetleri tavana asılı çuval sistemiyle her 100 saniyede bir ön yıkama makinesine dökülüyor ve tam 1800 saniye sonra temiz bir şekilde presleniyor. Preslenen çamaşırlar pasta şeklinde bir sonraki aşamaya aktarılıyor. Bu sürece kadar yıkama tamburlarından çıkan kirli su tekrar tanklara iletilip, pompayla iletilen su basınçla su döngüsünü ve su tasarrufunu sağlıyor. Kurmuş oldukları sistemde şebekelerden gelen suyu işlem sonuna kadar kullanıyorlar. Sabunla yıkanan ve ısıtılan su, diğer suyun ısıtılmasında kullanılıyor. Yani iki defa yeni su harcanmamış olunuyor, aynı su tekrar tekrar kullanılıyor. Yıkama sürecinin sonunda Ph seviye ölçerleri bulunuyor. Düşük veya yüksek Ph seviyelerinde insan cildine ciddi hasar verebilecek veya alerjik boyutlara ulaşabilecek sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden makinelerin ortalama Ph’ı 6,5 olarak belirlenmiştir.

Fabrikanın ikinci kısmı olan temiz bölüme geçmeden önce gerekli önlükler ve dezenfektanlar sıkılmalıdır. Temiz bölümde kurulama ve ütüleme işlemleri gerçekleşmektedir. Presslenen çamaşırlar hareketli şeritten geçerek kurutulma işlemine giriyorlar. Ardından ütülenerek giyime hazır hale geliyorlar. Ayrıca fabrikada bulunan bilgisayar sistemi bütün çamaşır gruplarının anlık yerini ve harekât döngüsünü kontrol edebilecek şekilde planlanmıştır.

Meyer Fabrikası’nın en iyi özelliği kullanılan ısıyı izole edip elektrik ve su tasarrufunu sağlamasıdır. Şehirde bulunan bir diğer fabrikada ise kullanılan yöntemler, makineler ve işlemler eski olmasıyla birlikte çevre dostu değildir. Eski fabrikada kullanılan prosedürler modern değildir, buna örnek olarak makineler el ile doldurulmaktadır. Yaklaşık dört ay öncesine kadar şehirde bulunan bu eski fabrikada bütün işlemler gerçekleştirilmekteydi. Fakat yeni fabrika MEYER’in kurulmasıyla eski fabrikada sadece kişisel kıyafetler yıkanmaya başlanmıştır. Araştırmacılara göre yeni fabrikanın çok daha çevreci, modern ve sağlıklı olduğu tespit edilmiştir.

Almanya’da bulunan çamaşır fabrikaları günde 90 ton çamaşır yıkayabiliyorken, dünyada en büyük çamaşır fabrikası 250 ton ile Disneyland Amerika’da bulunuyor. Fakat bu çamaşır fabrikalarının en moderni İstanbul’dadır. Dünyanın dört bir yanında bulunan çamaşır fabrikalarında çevre dostu yöntemler kullanılmaya başlaması enerji tasarrufu için çok büyük bir adım olmuştur. Biz de gençler olarak çevremize sahip çıkmalı, bilinçli olmalı ve değerli dünyamızı korumalıyız.