Cambazhane Köpeği ve Sirk Köpeği kimin?

Tacim Çiçek

Zaman zaman kitaplığımdaki kitapları dönüp yeniden okuduğum olur. Bu tür okumaları, yalnızca öğrencilerime iyi ve doğru kitaplar okutabilmek ve seçmek için yaptığım gibi kendim için de yaparım. Çünkü çocuklar için de yazan biri olarak ‘neler, nasıl yazılmış’ diye bir düşünce taşırım.

1979 Dünya Çocuk Yılı olması dolayısıyla 1975’ten sonra özgün ve ilginç çocuk kitapları yayımlamış olan Şimdiki Can’ın başlangıcı Kardeş Kitaplar’dan, ABECE Yayınları’ndan, Cem Yayınevi’nden ve Gözlem Çocuk’tan çıkanları okudum bu yaz. Serhat A.Ş. Çocuk Klasikleri Dizisini de. Ama ne zamanki bu diziden çıkan Jack London’un Sirk Köpeği’ni okuyunca rengim de tepem de attı. Soluğum tükendi. Çok önceleri okuduğum halde hiç farkına varmadığım bir gerçekle yüzleştim bu okuyuşumda. Çünkü birkaç gün önce Hector Malot’un Cambazhane Köpeği’ni okumuştum. Her iki kitabın kapak ve içindeki kişi adları dışında konu baştan aşağı aynıydı.

Sirk Köpeği, “Avustralya’ya sefer yapan Makambo gemisi her beş haftada bir Tulagi limanına uğrardı... (s.5) ile başlar ve de Oysaki Maykıl (onu çalan kamarot Killeni - Boy adını verir ona.) eğer bir gemiye binip de on günlük bir yolu aşıp, okyanusta yolculuk yaptıktan sonra Markiz Adaları’na ulaşabilseydi. Aradığını bulabilecekti. Eski efendisinin (adı DagDotri’dir kamarotun) Kvake (papağanın sahibi gemi işçisi) ve yaşlı denizci ile birlikte, cennet gibi bir körfezin kucağında yaşadığını; bu üç cüzzamlı arkadaşın ne kadar da mutlu olduklarını görebilecekti. Sevgili hayvanlarıyla ne kadar mutlu olduğunu anlayacaktı. Miyavlayan minicik kedi yavruları, domuzlar, eşekler, midilliler, bir iki sevimli maymun. Ama tek bir köpek yoktu. DagDotri köpek alınmasını yasaklamıştı. Kvake de sevgili papağanını unutmamıştı. Hiçbir kuşa bakmıyor, satmak isteyenleri de geri çeviriyordu (s.96)” ile biter.

Cambazhane Köpeği de, “Omnia, buharlı bir yük gemisiydi. Avustralya’ya kadar uzanan yolculuğu sırasında Yeni Gine Adalarına uğrardı. Uzunca bir süre de Kaledon’da kalırdı (s.5) ile başlayıp eğer Herbert, bir gemiye binip on gün sonra Markiz Adaları’na gitmiş olsaydı; Bob’la Ozara’yı ve Yaşlı Kurt’u hemen bulurdu. Şimdi üçü, deniz kıyısındaki küçük bir kulübede baş başa yaşıyorlardı. Bob, (DagDotri olur) birçok hayvan besliyordu. Minik bir kedi ailesi, domuzlar, sevimli eşekler, atlar, birkaç muzip maymun. Ama Bob, Pureson’dan (Killeni- Boy olur ve Bob’un Herbert’i çaldıktan sonra koyduğu addır köpeğe.) sonra bir köpek almamaya yemin etmişti. Ozara da(Kvake olur), sevgili Coco’sunu (papağanın adı bu) unutmamıştı. Hiçbir kuşa dönüp bakmak bile istemiyordu (s.160)” ile biter.

Her iki kitabın özetine gelince: Bir gemi çalışanının köpeği gizlice bir başka gemiye bindirmesiyle başlar hikâye. O andan sonra da sahibi olmadığı halde kendisine iyi davranan bu adamı sever, ona bağlanır köpek. İlginç insanlarla karşılaşır, başlarına türlü olaylar gelir. Sonunda asıl sahipleri onu bir yerde şarkı söylerken görüp tanır ve yaşadıkları yere götürürler. Bu köpeğin bir kardeşi de vardır. Mutludur ama aklında hep serüvenler yaşadığı genç gemici vardır.

Ezcümle: Jack London, Amerikalı gazeteci ve roman yazarı. (1876-1916) Vahşetin Çağrısı, Martin Eden, Demir Ökçe, Beyaz Diş ve Deniz Kurdu başta olmak üzere elliden fazla kitabın yazarıdır. Dünya ticari dergi romanının öncüsüdür ve sınıf mücadelesine de bağlı biridir. Onca kitabının içinde Sirk Köpeği diye bir hikâyesi bile yoktur üstelik.

Hector Malot ise (1830–1907) bir Fransız yazar. Paris’te hukuk eğitimi almış ama edebiyat asıl tutkusu olmuş. Kaleme aldığı yetmişi aşkın kitap arasında onu tanıtan eseri, 1878 yılında yayımlanan Kimsesiz Çocuk’tur. (SansFamille) Döneminin toplumsal koşulları içinde, terk edinilmiş kimsesiz bir çocuğun hayata tutunma mücadelesini, sevgi ve hoşgörü temasını işleyen dokunaklı bir romandır.

Ve yazıya başlık olan soru cümlesinin yanıtını verebiliriz artık:

Bu kitap Hector Malot’undur. Adı da Cambazhane Köpeği’dir. Basım ve yayımlama hakkı Morpa’ya ait, çevirmeni de Hakan Eren’dir. Kitabın başka bir adla, çevirmensiz üstelik dünyaca tanınmış, eserleri de birçok ülkede halen yayımlanan ve çok okunan Jack London’a mal edilerek yayımlanmış olması aklıma onlarca soru getiriyor. Her soruya karşılık gelebilecek yanıt da bir o kadar kabul edilemez geliyor bana.

Bunun gibi daha başka adlar, imzalar altında geleceğimiz olan çocuklarımız ve ebeveynleri üç beş liralık kâr için halen kandırılıyor mu diye düşünmeden edemiyorum.

Jack London’a yapılan bu haksızlığı da kabul etmiyorum.

(1) Sirk Köpeği, Serhat A.Ş. Çocuk Klasikleri Dizisi 27, Birinci Baskı, Ocak 1983, İstanbul
(2) Cambazhane Köpeği, Morpa Kültür Çocuk Klasikleri, 2003, İstanbul