Cambridge Analytica skandalı: 'Milyonlarca insanın kişisel verileri, ticari ve siyasi amaçla kullanıldı'
ANIL KARACA | anilkaraca140@gmail.com | @anilkaraca17
ABD merkezli veri analizi şirketi Cambridge Analytica’nın, milyonlarca Facebook kullanıcısının özel verilerine ulaştığı ve bu bilgilerle ABD seçmeninin davranışlarını öngörüp tercihlerini etkileme hizmeti sunduğu ortaya çıktı. ABD Başkanı Donald Trump’ın 2016 başkanlık seçimleri kampanyasında aktif rol oynayan Cumhuriyetçi Robert Mercer’in şirketin yatırımcısı, Trump’ın eski danışmanı Steve Bannon’un ise şirketin başkan yardımcısı olması, ülkede büyük tartışmalara yol açtı. Olayın ortaya çıkmasının ardından şirkete yönelik hem ABD’de hem İngiltere’de soruşturma başlatıldı. Facebook’a yönelik ise kişisel veri güvenliğinin korunması hakkında büyük eleştiriler yöneltiliyor.
“Milyonlarca insanın profillerini toplamak için Facebook’tan faydalandık ve onlar hakkında ne bildiğimizi kendi çıkarımız için kullanmak üzere, düşüncelerini hedef alacak modeller inşa ettik. Tüm şirketin üzerini kurulu olduğu temel buydu.”
Bu sözleri söyleyen, verileri elde etmek için Cambridge Üniversitesi akademisyeni Kogan ile çalışan Christopher Wylie’e ait. Observer’a konuşan ve olayı açığa çıkaran Wylie, şirketin 2014 başlarında, izin alınmadan kullanılan veriler sayesinde kişiselleştirilmiş politik reklamlar oluşturarak ABD seçmenlerinin bireysel profilini çizip onları hedefleyebilecek bir sistem inşa etmek için çalışmaya başladığını söylüyor. Wylie, Cambridge Analytica’yı “tam donanımlı bir propaganda makinesi” olarak niteliyor.
VERİLER NASIL TOPLANDI?
Guardian’ın haberine göre, 50 milyon kişinin verileri, Aleksandr Kogan isimli akademisyen tarafından geliştirilen “thisisyourdigitallife” adlı uygulama sayesinde toplandı. Kogan’ın şirketi Global Science Research (GSR) ve Alexander Nix’in yöneticisi olduğu Cambridge Analytica aracılığıyla yüz binlerce Facebook kullanıcısı, para karşılığında kişilik testi yapılmasını ve verilerin ‘bilimsel kullanım’ için toplanmasını kabul etti.
Fakat, veri toplama işlemi sadece bununla sınırlı kalmadı. Uygulama ayrıca, testi yapanların Facebook arkadaşlarının verilerini de topladı; bu da milyonlarca kişinin verilerinin oluşturduğu bir ‘veri havuzu’ yarattı. Facebook’un politikaları, ‘arkadaşların’ verilerinin toplanmasına sadece kullanıcı deneyimini geliştirmek için izin veriyor ve bu verilerin reklam için satılmasını veya kullanılmasını yasaklıyor.
Bu gelişmeler, ABD Başkanlık seçimlerinde seçmenlerin hedeflenmesinde Facebook’un rolü soru işaretleri yaratıyor.
Cambridge Analytica, İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkış süreci olan Brexit’e de müdahil olmakla suçlanıyor. Şirkete yönelik ABD ve İngiltere’de soruşturma başlatıldı.
ŞİRKETTEN YALANLAMA
Cambridge Analytica ise Facebook verilerini toplamadığını iddia ediyor. Şirket, konuyla ilgili yapılan açıklamada Facebook verilerini toplamadığını ve 2016 başkanlık seçiminde kullanılmadığını öne sürüyor.
FACEBOOK NE DİYOR?
Gelişmelerin ardından Facebook ise ilk adım olarak, soruşturma sürerken Cambridge Analytica ile çalışamaya son verdi ve sızıntıyı yapan Wylie’nin hesabını askıya aldı.
Facebook, konuyla ilgili yaptığı ilk açıklamasında herhangi bir veri ihlali olmadığını ileri sürdü ve Kogan’a bilgilere erişim için izin verildiğini; fakat bu verilerin Cambridge Analytica ile paylaşılması ve bu sayede verilerin ticari amaçlarla kullanılmasıyla, Kogan’ın kuralları ihlal ettiğini belirtti
Açıklamada, “İnsanlar bilgilerini isteyerek paylaştı. Herhangi bir sisteme sızılmadı, herhangi bir şifre ya da hassas bir bilgi çalınmadı ya da hacklenmedi” dendi.
Daha sonra yapılan açıklamada ise Facebook, konuyla ilgili bir adli bilişim şirketiyle anlaşıldığını, Cambridge Analytica’ya yönelik kapsamlı bir denetim başlatıldığını ve Cambridge Analytica’nın da iş birliği içinde olduğu belirtildi.
Skandalın ortaya çıkmasıyla Facebook bir darbe de piyasadan geldi. Fortune’ın haberine göre Facebook’un piyasa değeri, pazartesi sabahı 35 milyar dolar azaldı. Şirketin hisseleri de yüzde 6 oranında düştü. Şirketin CEO’su Mark Zuckerberg, hisse senedi değerinde 6,06 milyar dolar kaybetti.
TRUMP’LA BAĞLANTISI NE?
Cambridge Analytica’nın en büyük yatırımcıları arasında, bir Cumhuriyetçi ve Trump destekçisi olan milyarder Robert Mercer bulunuyor. Mercer, şirkete 15 milyon dolar yatırım yapmış. Bir diğer bağlantı ise Trump’ın seçim kampanyasının son aşamasını yürüten ve seçildikten sonra Trump’ın danışmanlığını yapmış Steve Bannon. Bannon, şirketin kuruluşunda başkan yardımcısı olarak görev almış.
Öte yandan, ABD Federal Seçim Komisyonu raporlarına göre, Trump’ın 2016 başkanlık seçimi kampanyası, Cambridge Analytica’ya 6,2 milyon dolar para ödemiş. Fakat yetkililer, kampanyada Facebook verilerinin kullanıldığını reddediyor.
***
POLİTİKACILARA ‘RÜŞVET VE SEKS İŞÇİSİ’ TUZAĞI
İngiliz Channel 4 televizyonu, Cambridge Analytica şirketinin üst düzey yöneticilerini, ‘politikacıları rüşvet ve Ukraynalı seks işçileri yoluyla tuzağa düşürebildiklerini’ söylerken teşhir etti.
Kanalın gizli araştırmasında, şirketin CEO’su Nix, dünya genelindeki seçimlerde, ‘karanlık’ ön şirketler ağı aracılığıyla, gizlice kampanya yürüttüğünü söylüyor
Gizli kamerayla kaydedilen görüntülerde, seçimlerde karşı adaya karşı nasıl materyal elde edildiği sorusuna Nix’in, “adayın evine birkaç kız gönderebileceklerini” ve Ukraynalı kızların “çok güzel olduğu ve işe yaradığını” söylediği duyuluyor. Nix, “Mesela alan karşılığında, adaya kampanyasını finanse edebileceği yüklü miktarda para öneriyoruz. Bu sırada her şeyi kaydediyoruz, adamımızın yüzünü silip internete koyuyoruz.” diyor.
Görüntülerde ayrıca, şirket yöneticisi Mark Turnbull da yer alıyor. Turnbull, şirketin, seçimlerde karşı adaylara karşı elde edilen materyalleri sosyal medya ve internete nasıl gizlice yaydığını şu sözlerle anlatıyor:
“Bilgiyi sadece internetin kan dolaşımına koyuyoruz ve sonra, büyümesini izliyoruz, arada biraz iterek… Bir kumanda gibi. Bunun, birisinin ‘Bu propaganda’ demeyecek şekilde gerçekleşmesi gerekiyor. Çünkü ‘Bu propaganda’ diye düşünürsen, gelecek soru ‘Bunu kim yaydı?’ olur. Birçok müşterimiz yabancı şirketlerle çalışırken görülmek istemiyor. Bu yüzden sıklıkla sahte kimlik ve internet sitesi oluşturuyoruz. Üniversiteye bağlı araştırma projesi yapan öğrenciler olabiliriz, turist olabiliriz. Değerlendirebileceğimiz çok fazla seçenek var. Bununla ilgili çok tecrübem var.”
***
“TÜRKİYE’DE ANAYASA REFERANDUMUNDA BİLE KULLANILMIŞ OLABİLİR”
Veri sızıntısı skandalıyla ilgili BirGün’e konuşan Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, kişisel veri güvenliği sorunun büyüklüğüne ışık tutuyor.
Cambridge Analytica ve Facebook’a yöneltilen suçlamaların ciddiliğini vurgulayan Akdeniz, Facebook’un kullanıcılarının kişisel verilerinin harmanlanmasına izin verdiğini ve bu sistemin sadece ABD ile sınırlı olmadığının altını çiziyor.
Veri harmanlamak için yaratılan sistemin siyasi iktidarın dikkatini çekebileceğini belirten Akdeniz, “Belki de son anayasa referandumu ile ilgili Türkiye’de bile kullanılmış olabileceğini düşünüyorum.” diyor.
Akdeniz, “Bu konu bir süredir konuşuluyordu ama detayları bilinmiyordu. Gerek ABD’deki seçimler, gerek İngiltere’deki Brexit olaylarında kullanıldığı iddiaları var ve bu iddialar çok ciddi. Toplanan verilerin, içeriden yapılan sızıntı açıklamaları çerçevesinde sadece ABD ile kısıtlı olmadığı anlaşılıyor. Özel hayatın gizliliğinin, kişisel verilerin korunmasında konusunda sıkıntı olan ülkelerle ilgili olarak da çok ciddi data harmanlandığı anlaşılıyor. Facebook buna izin vermiş, izinden sonra da bu verilerin Facebook’un içinden çekilmesi mümkün hale gelmiş. Ben bunun sadece ABD ile kısıtlı olduğunu düşünmüyorum." ifadelerini kullanıyor.
“Belki de son anayasa referandumu ile ilgili Türkiye’de bile kullanılmış olabileceğini düşünüyorum ben bunun." diyen Akdeniz, soruşturmaların ardından işin gerçek boyunun ortaya çıkacağını savunarak, şunları söylüyor:
“Böyle bir sistem ve imkân varken ve ticari amaçlı olarak bu sistem kullanılırken, bu verilerin satılması, kullanılması siyasi iktidarların çok ilgisini çekecek nitelikte bir sistem. Bu sistemin etkili olduğu da düşünülüyor. Özellikle ABD ve Brexit’te. İngiltere’de ve ABD’de açılan soruşturmaların sonucunda işin mahiyeti ortaya çıkacak. Özel hayatın gizliliği açısından çok sıkıntılı bir sistem ve servisle karşı karşıyayız.”
“FACEBOOK KARŞILIĞINDA NE ALDI?”
Prof. Dr. Akdeniz, kişisel verilerin genel olarak korunmasıyla ilgili sosyal medya kullanımın artmasıyla birlikte sıkıntıların arttığının altını çizerek, şu görüşlerde bulunuyor:
“ Kişisel verilerimizi kendimiz paylaşıyoruz zaten. Sadece sosyal anlamda değil, işimiz için de kullanıyoruz sosyal medyayı. Birçok kişi açısından bu platformlarda olmak artık zorunluluk hâline geldi. Kendi paylaştığımız verilerin amacı dışında, üçüncü kişilerle paylaşılmasına izin vermiyoruz. Bu platformların kâğıt üstündeki politikaları da bu yönde. Ortaya çıkan görüntüde, Facebook bunların harmanlanıp üçüncü şahıslarla paylaşılmasına izin vermiş. Hatta kontrolü de elinden kaçırmış. Karşılığında da ne aldığı belli değil. Facebook buna niye izin verdi? Finansal olmayabilir ama aldığı şey ama bilgilerin paylaşımında bir çıkarı olması lazım. Bu çok ciddi bir ihlal. Bununla nasıl mücadele edileceğini göreceğiz. Bugüne kadar devletlerin sorumluluğu tartışılmışken şimdi de özel şirketlerin sorumluluğu tartışmaya açıldı. Bu sıkıntı sadece Facebook ile de kısıtlı olmayabilir.”
VERİLERİMİZİ KORUMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?
Akdeniz, kişisel verilerin güvenliğini vurguladığı açıklamalarında, yurttaşlara sosyal medyada güvenliği sağlamak için şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Özel hayatımızı kendi kendimize ifşa ediyoruz sosyal medyada. En iyi yapılacak şey, sosyal medyayı kullanmamak ama bu da başka sonuçlara yol açacak. Daha bilinçli sosyal medya kullanıcılarımıza ihtiyacımız olduğu kesin. Öğrencilerime söylüyorum, paylaştığınız resim ve bilgiler iş başvurusu yaptığınızda karşınıza sorun olarak çıkabiliyor. Dikkat etmek lazım. Bazı şeyleri daha bilinçli olarak yapmak lazım."