Google Play Store
App Store

MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara Cumhuriyet Gazetesi'nde Genel Yayın Yönetmeni olduğu dönemde yer verdiği gerekçesiyle çarptırıldığı 5 yıl 10 ay hapis cezası Yargıtay'ca bozulan Can Dündar'ın kaçak sayılmasına ve mal varlıklarına el konulması kararına avukatı aracılığıyla yaptığı itiraz üst mahkemece reddedildi.

Can Dündar'ın mal varlıklarına el koyma kararına itiraz reddedildi

MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin davada mahkeme, eski Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın, kendisine tanınan 15 günlük sürede teslim olmaması nedeniyle mal varlıklarına el konulmasına dair karara yapılan itirazı reddetti.

AA'da yer alan habere göre, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin davada, sanık Dündar'ın mal varlığına el konulması kararına, Dündar'ın avukatı tarafından itiraz edildi.

Yasa gereği bir üst mahkeme olan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen itiraz, mahkeme heyeti tarafından değerlendirildi.

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını usul ve yasaya uygun bularak avukatın itirazının reddine hükmetti.

Dava dosyası kararla birlikte yeniden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

DAVA SÜRECİ

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince 7 Ekim'de yapılan ara duruşmada, yurt dışında olan ve hakkında kırmızı bülten ile iade talebi bulunan sanık Can Dündar'la ilgili, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 247/2-a maddesi gereğince, "15 gün içerisinde mahkemeye veya Türkiye sınırlarındaki herhangi bir adliye veya kolluk kuvvetine gelmediği, teslim olmadığı takdirde "kaçak" olduğuna dair karar verileceği, "gazete vasıtasıyla ve ikametinin kapısına asılmak suretiyle ilan yapılmasına" karar verildiği hatırlatılmıştı.

Söz konusu karar uyarınca mahkemece ilan metni düzenlenerek gazetede yayımlanmak üzere Basın İlan Kurumu'na yazılan yazı ile sanığın ikametinin kapısına asılmak üzere Çengelköy Mahalle Muhtarlığına yazılan yazıların cevaplarının geldiği belirtilmişti.

İlanın 19 Eylül'de Milliyet gazetesinde yayımlandığı, ilan metninin de 21 Eylül'de sanığın Mernis'te kayıtlı ikametinin kapısına yapıştırıldığı ve bu tarihlerden itibaren 15 günlük sürenin dolduğunun anlaşıldığı kaydedilmişti.

Buna ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, usulüne uygun yapılan ilana rağmen mahkemeye veya Türkiye sınırlarındaki herhangi bir adliye veya kolluk kuvvetine gelip teslim olmayan sanık Can Dündar'ın, "kaçak" sayılmasına yönelik hüküm kurmuştu.

Kaçak olan sanığa ait menkul ve gayrimenkullere CMK 247. ve 248. maddeleri uyarınca orantılı olarak el konulmasına da karar veren heyet, böylece sanığa ait olduğu tespit edilen Ankara'nın Çankaya ilçesi Kültür Mahallesi'ndeki bağımsız bölüm, Dikmen Mahallesi'ndeki bağımsız bölüm, Muğla'nın bodrum ilçesindeki ana taşınmaz ve Üsküdar Çengelköy Mahallesi'ndeki ana taşınmazlara CMK'nın 128. maddesi uyarınca el konulmasına hükmetmişti.

TMSF KAYYUM OLARAK ATANDI

Dündar'ın banka hesaplarının tespiti için Türkiye Bankalar Birliği'ne müzekkere yazılmasını karara bağlayan heyet, gelen cevaba göre tespit edilen vadeli-vadesiz hesaplarına el koyma kararının uygulanması için ilgili bankalara da yazı yazılmasına karar vermişti.

Heyet, Dündar'a ait el konulmasına karar verilen taşınmazların sayısı, hak ve alacakların miktarı dikkate alınarak söz konusu malların yönetimi amacıyla TMSF'nin kayyum olarak atanmasını kararlaştırmıştı.

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve eski Ankara Temsilcisi Erdem Gül, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak" ile ''silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlarından tutuklanmıştı.

Başsavcılıkça hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonunda Dündar ve Gül hakkındaki kararını, 6 Mayıs 2016'da açıklamış, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" suçundan Dündar'ı 5 yıl 10 ay, Gül'ü ise 5 yıl hapisle cezalandırmıştı.

Dündar ve Gül hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan beraat hükmü kuran heyet, "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan dosyayı ayırmıştı.

Yargılanma sürecinde Başsavcılık, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında başlattığı soruşturma kapsamında iddianame hazırlamıştı.

Sanık Berberoğlu'na açılan davanın 21 Eylül 2016 tarihli ilk duruşmasında, dosyanın aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğu gerekçesiyle Dündar ve Gül'ün yargılandığı dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmişti. Berberoğlu, 14 Haziran 2017'deki duruşmada 25 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve tutuklanmıştı. Bu arada, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi Berberoğlu'na verilen 25 yıl hapis cezasına ilişkin hükmün bozulmasına karar vermişti. 2. Ceza Dairesi, 13 Şubat 2018 tarihli duruşmada, yeniden yargılamasını yaptığı Enis Berberoğlu'na 5 yıl 10 ay hapis cezası verilmesine hükmetmişti.

Mahkeme heyeti ayrıca, "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan ise Berberoğlu, Can Dündar ve Erdem Gül'ün dosyalarını ayırmıştı. Yurt dışına gittiği belirlenen ve duruşmalara katılmayan Can Dündar hakkında 2 Nisan 2018'de gıyabi tutuklama kararı ve kırmızı bülten çıkarılmasına karar verilmişti.

Dündar ve Gül'ün, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçlarından verilen hapis cezası kararlarının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yargılanmalarına yeniden başlanmıştı.

Bu kapsamda 7 Mayıs 2018'deki duruşmada mahkeme, Erdem Gül'ün yargılandığı dava dosyasının ayrılmasına hükmetmiş ve Erdem Gül daha sonra beraat etmişti.

Ayrılma kararları sonrasında Can Dündar'ın bu mahkemede yargılanmasına devam ediliyor.