Sonunda olacaktı bu. Ülke, ABD’nin de çabalarıyla ikiye bölündü ama Sudan’daki feodal beylerin işi henüz bitmedi. Sudan’ı bir de Darfur kaynaklı başka bir bölünme bekliyor gelecekte. Dolayısıyla Sudan İslamcı yönetiminin her türlü karanlık işinde kullandığı İslamcı Cancavid milisleriyle arasında gittikçe büyüyen sorunların krize dönüşmesi sürpriz sayılmamalı. Beklenen oldu, Sudan yönetimi uzun yıllar müttefiki olan Musa Hilal’e karşı harekete geçti.

Önceki gün Sudan ordusuna bağlı “Acil Destek Güçleri” (ADG) kendisine “Devrim Uyanış Konseyi” Başkanı ünvanını yakıştıran Musa Hilal ile ikisi oğlu olan üç yardımcısını tutukladı. Hilal adlı zat, Cancavidler olarak bilinen İslamcı milislerin lideri. Resmi tutuklama gerekçesi Musa Hilal’e bağlı Cancavitlerin, ADG güçlerine saldırmaları, üst düzey bazı askerleri öldürmeleri. Ama mesele elbette daha derin. Musa Hilal, Hartum’la iktidarı paylaşma niyeti taşıyan ihtiraslı bir İslamcı. Bunda ısrarlı olmasının haklı bir nedeni var, çünkü Hartum’un isteği üzerine komuta ettiği milis gücü marifetiyle binlerce insanı katletmişti.

Anımsatalım; Sudan hükümetini oluşturan kuzeyli Araplara karşı Hıristiyan Afrikalıların oluşturdukları Sudan Halk Kurtuluş Ordusu (SPLA) arasında 1983’te başlayan iç savaş boyunca iki milyondan fazla insan öldü. Sudan hükümetinin ülkede başta Hıristiyanlık olmak üzere İslam dışındaki dinleri yok sayıp şeriatta ısrarcı olması bu savaşın tek değilse de önemli nedenlerinden biriydi. Savaş sona erdi ama yerini büyük bir insanlık trajedisine dönüşen Darfur Sorunu’na bıraktı, malum.

Darfur bölgesinde her ikisi de müslüman olan yerli Afrikalılar ile Arap asıllı Cancavidler arasında kökeni çok çok eskiye dayanan sorunlar var. 2003 yılında hız kazanan iki grup arasındaki çatışmalar sonucu 300 bine yakın insan öldü, 3 milyona yakın kişi evlerini terk ederek sığındıkları ülkelerde mülteci oldular. Aslında kıt olan toprakların, suyun Sudan İslamcı hükümetince eşit dağıtılmamasından çıkan bir çatışmadır bu. Nedeni yoksulluk yani. Etnik ayrımlar da bu “dağıtım” politikasında etkilidir kuşkusuz. Darfur’un yerli müslüman halkı kendilerine, Arap asıllı müslüman Cancavidler lehine ayrımcılık yapıldığını söylemekteydi. Yani “din kardeşliği” de durumu kurtarmamıştı burada. Müslüman Araplar, Müslüman Afrikalılara kök söktürüyorlardı.

Cancavidler, Müslümanlara böyle davranırlarsa, Hıristiyanlara neler yapar kim bilir, anlamak zor değil. Yaptılar da zaten. Darfur’da yaşayan Hıristiyanlara, Sudan hükümetinin yanında yer alarak çok zulüm yaptılar, yüzlerce cinayet işlediler. 2008’e kadar 30 bin kişinin öldürüldüğünden, 200 bin kişinin yerinden, yurdundan edildiğinden söz ederler. Bu katliamın sorumlusu olarak hep Cancavidlerin adı geçti.

Cancavidler Sudan’ın batısında yerleşik olan Razigat aşiretine mensup Mahamidler adlı bir Arap sülale tarafından kuruldu. Sudan’da bir hayli etkili bir güçtür bu. Musa Hilal Hartum’daki yönetim ile arasında anlaşmazlık çıktığında Darfur’un kuzeyindeki köyüne çekilmişti, oysa milletvekiliydi o sırada.

Uluslararası alanda da hakkında ciddi suçlamalar yapıldı. Örneğin BM Güvenlik Konseyi 2006’da Hilal’e seyahat yasağı getirdi, Darfur’daki barış sürecine engel olmak suçuyla mallarına da el koydu. Ancak hakkındaki önlemler bununla sınırlı kaldı çünkü iddialara ilişkin kanıt bulunumadı, Uluslararası Ceza Mahkemesi de suçunu “tespit edemediğinden” hakkında tutuklama kararı çıkarmadı. Ama hep “kuşkulu” bir olarak değerlendirildi. Sudan hükümeti tarafından tutuklanıncaya kadar.

Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir’in Rusya lideri Vladimir Putin’le Soçi’de aralarında Sudan’da askeri üs kurmak da dahil yeni anlaşmalar yaptığı bir dönemde, uluslararası camiada karanlık bir figür olarak tanınan, “katliamcı” olarak bilinen müttefikini tutuklatmış olması sadece bir rastlantı mıdır pek emin değilim.

Emin olduğum, eski suç ortağını kodese tıkarak dünyaya bir mesaj vermeye çalıştığıdır. Bu hep olur.

Suç ortakları şu sıralar birbirlerini ele veriyor malum.