‘Canımı sıkacak bir şeyler arıyorum’
Komedyen Özge Özel ‘Çiççek Gibi’ adlı sahne şovuyla geçen sezonun en çok ilgi toplayan komedyenlerinden biri oldu. “Elbette feministim” diyen Özel ile komediyi, nasıl ürettiğini ve nelerden beslendiğini konuştuk.

Emrah KOLUKISA
Türkiye’de bir komedi devrimi yaşanıyor bir süredir. Yakın zaman öncesine kadar sayıları bir elin parmaklarını geçmezken bugün sahnelerde sayısını tahmin edemeyeceğemiz kadar çok stand-up komedyeni görüyoruz artık. Her biri de kendine has bir yol bulmaya çalışıyor (bulanların sayısı da bir hayli fazla) ve kendine açtığı benzersiz kanaldan ilerliyor. Mizah yapmak Türkiye’de belki hiç olmadığı kadar riskli hale gelmiş durumda ama toplumdaki gülme ihjtiyacı da bir o kadar yükseldi.
Ekonomi bir yandan siyasetteki gerilim hatları diğer yandan memleketin boğazının sıktıkça sıkıyor ve mizah bu anlamda bir nevi nefes alma imkânı sağlıyor. Son yıllarda özellikle hem sahnede yaptığı şovlarla hem de ‘Kayıp Eşya Bürosu’ podcast’iyle dikkat çeken Özge Özel bu çok çeşitli ‘komedi piyasası’nda öne çıkan isimlerden biri. En son ‘Çiççek Gibi’ adlı şovunu sosyal medya üzerinden geniş kitlelerle buluşturan Özel şu sıralar yeni sahne şovunu hazırlamak için çalışıyor. Kendisiyle keyifli bir bayram sohbeti yaptık ve aklımızdaki soruları sıraladık.
Son konuşmamızda yeni gösteriyi yazmaya başlayacağını söylemiştin. Gösteriyi yazarken neler yapıyorsun, nasıl kararlar alıyorsun? Tek başına mısın bu süreçte?
Açıkçası ‘Çiççek Gibi’yi yayınladıktan sonra daha kolay yazarım, elim hızlanır zannediyordum, hiç öyle olmadı. Bir anlatım stilim mi var, kendimi tekrara mı düşüyorum diye soruyorum kendime, bu eleştirel ses de yazım sürecimi çok yavaşlatıyor. O yüzden kontağı kapattım ve en başa döndüm. Cebimde defterle dolaşıp dağınık notlar alıyorum. Av köpeği gibi ilgimi çekecek, canımı sıkacak, üzerine yazacak bir şeyler arıyorum sürekli.
Sahne şovunda çeşitli konulara giriyorsun ama çoğunlukla kendi yaşamından damıttığın izlenimi veren bir üslubun var. Nelerden besleniyorsun, yaşamın ve günlük hayat dışında seni ilerleten, zenginleştiren şeyler ne?
Her komedyen yaşamını doğrudan ya da dolaylı yoldan etkileyen şeylerden bahsediyor gösterisinde ve kendi bakış açısını sunuyor seyirciye. Sahneleme konusunda nasıl riskler alabilirim, gösteriyi görsel-işitsel anlamda nasıl zenginleştirebilirim, anlatım dilimi nasıl çeşitlendirebilirim bunu merak ediyorum. Bu yüzden bol bol oyun izlemeye çalışıyorum. Yurtdışındaki sahne, ışık, ses tasarımlarına bakıyorum.
Erkek egemen piyasada kadın komedyen olmanın zorluklarını sormamamı rica etmiştin. Bu soru akla ilk gelen soru mu, çok mu soruyorlar bunu, merak ettim.
Evet, yaklaşık 4 senedir soruyorlar. Uzakta oturuyorsan, gece eve dönmek dışında bir zorluk yok deyince de bozuluyorlar. Dünyanın en gereksiz sorusu.
Podcast dinleyicileri de seni çok yakından tanıyo. Sahne ve podcast arasında nasıl bir fark görüyorsun, farklı yaratım süreçleri olması seni hangi anlamlarda tatmin ediyor ya da sende hangi ihtiyaçlara cevap veriyor?
Podcast sahneye nazaran çok daha güvenli bir alan benim için, bunda Podbee’nin büyük katkısı var, kaydıyla, kurgusuyla, tanıtımıyla onlar ilgilendiği için ben anlatmak istediğim şeyi bulmaya odaklanabiliyorum. Ağır aksak da olsa bir yazı yazma rutini oluşturmama yardımcı oldu podcast kaydetmek, istediğim her şeyi deneyebildiğim özgür bir alan da yarattı. Bir de insanlar günlük hayatına devam ederken onlara eşlik etmenin verdiği manevi bir tatmin var.
Sahnede bir şaka istediğin tepkiyi almayınca ne hissediyorsun ve sonra o şakayı düzeltmeye mi çalışıyorsun yoksa olduğu gibi çöpe mi atıyorsun?
Neden çalışmadığını tespit etmeye çok zaman harcıyorum. Şakanın matematiğini mi kuramadım, iyi mi aktaramadım, metindeki yeri mi yanlış, komik mi değil, insanlarda mı karşılığı yok? Gerçekten anlatmak istediğim bir şeyse bir kaç kez deniyorum, olmuyorsa vedalaşıyorum.
Sahnedeyken çok tuhaf, beklemediğin bir şey geldi mi başına?
Ankara’da bir seyirci her cümleme, sanki onunla karşılıklı konuşuyormuşum gibi cevap veriyordu. Gösteriyi sabote etmek için değil, bayağı hem gülüyor hem benle muhabbet etmeye çalışıyor. Bir iki kere şakayla karışık uyardım, sonra salondaki diğer seyirciler uyardı ama kendini tutamayıp devam etti ve gösterinin ortasında kendiliğinden çıktı gitti. Dışarda beni beklemiş, hayatında ilk kez stand-up izlediğini, çok eğlendiğini ama nasıl davranacağını bilemediğini söyleyip özür diledi. Her şeye yabancılaştığım bir akşamdı.
Kadınların komedi şovlarının erkeklere nazaran çok daha ilginç, derinlikli ve uzun etkili olduğunu gözlemliyorum. Neden dersin? Yoksa bana mı öyle geliyor?
Kıyaslama ve genelleme yapmak ne kadar doğru bilemiyorum, derinlikli, ilginç olabilen erkek komedyenler de var :)
Feminist misin?
Çok ilginç bir soru bu, Twitter’da, TikTok’ta “feminist değilim” diyen kadınlar görüyorum. Buna hayır demek “Ben cinsiyetler arası eşitliğe inanmıyorum” demek değil mi, yanlış mı biliyorum? Feministim evet. Kadın arkadaşlarım da, erkek arkadaşlarım da feminist.
Oyunculuk ilgini çekiyor mu?
Oyunculuk yapmayı çok özledim, keşke okulda daha çok parça hazırlayıp gösterseymişim zamanında. Stand-up ve podcastte kendimin bir versiyonu olarak varolduğum için, canım bir başkasını canlandırmayı çekiyor. Ekip olmak, oyun arkadaşlarınla paslaşmak, alınan keyfin katlanarak artması… Bu anları çok seviyor ve özlüyorum.
Komediden başka iş yapmana gerek kalmayacak kadar para kazanabiliyor musun?
Bu, gösterilerin dolu geçmesiyle, doğrudan ne kadar bilet sattığınla orantılı. Tanıtımını iyi yapıyorsan, kendine seyirci kitlesi oluşturabildiysen, onlarla organik bağın varsa başka iş yapmana gerek kalmayacak kadar kazanabiliyorsun. Fakat sahne sanatları her türlü olaydan ilk etkilenen alan olduğu için hiçbir zaman bir garantisi yok.