L. DOĞAN TILIÇ dogantilic@birgun.net

“İtirafta bulunuyorlar; her şeye gücümüz yetiyor da kültüre, edebiyata, sanata gücümüz yetmiyor. Kültür, edebiyat, sanat özgürlük gerektirir. Özgür düşüncenin olmadığı yerden bunlar çıkmaz.”

Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, geçen Cumartesi açılışını birlikte yaptığımız 1. Çankaya Kitap Buluşması’nda bunları söylemişti. O açılış, Ankara’nın her yıl tekrarlanacak, geleneksel bir kitap fuarı eksiğini gidermeye dönük ilk adımdı.
O ilk adım atılırken, ben de bunu 2., 3., 13., 33. buluşmaların izleyeceğine olan inancımı belirttim.
Bu bir boş inanç değil; sağlam temelleri var. “Bağzı Kitaplar Kardeştir” sloganıyla atılan bu ilk adım Toplumsal Araştırmalar, Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) ile

Çankaya Belediyesi işbirliğinin eseri. Tiyatro alanında Türkiye’nin en uzun ömürlü etkinliklerinden birinin temelinde de aynı işbirliği var.
TAKSAV’ın başkentin iki sosyal demokrat belediyesi; Çankaya ve Yenimahalle’nin, desteği ile gerçekleştirdiği Ankara Tiyatro Festivali’nin bu yıl 23’üncüsü yapılacak; 23 Kasım’da başlayacak festivalde yine on binlerce Ankaralı tiyatro ile buluşacak.

O festival bugüne kadar 700 bin kişiyi tiyatro ile buluşturdu. 30 bini aşkın insan kentin yoksul semtlerinden ücretsiz taşınarak tiyatroya getirildiler ve ücretsiz izledikleri oyunlardan sonra alındıkları yerlere bırakıldılar.

Taşdelen’in 1. Çankaya Kitap Buluşması’nın açılışında “İtiraf ediyorlar” diye atıfta bulundukları bu memleketin sağıdır. On yıllardır iktidarda olan ve Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki kültür-sanat atılımından sonra tüm olanaklarıyla o birikimi yok etmeye çalışan sağ siyasi çevreler…
Ama olmuyor işte; özgür düşüncenin, eleştirel aklın hüküm sürmediği iklimlerde sanat, kültür, edebiyat boy vermiyor. Yine de, memleketin kültür-sanat hayatı sağ siyasetin ve tek tanrısı para olanların saldırıları sonucu sığlaşıyor.

Öğrenciliğimin Zafer Çarşısı yok şimdi. Kokusuyla, dokusuyla insanı çeken kitaplarla, kitapçı dükkânlarıyla dolu bir çarşı yok. 12 Eylül’le başlayan bir süreçte, suç aleti gibi teşhir edilen kitapla insanların arası sistemli bir şekilde açıldı.

Çankaya Belediyesi daha önce çöplüklerden toplanan kitaplarla bir kütüphane yapmış, bu adımı dünya medyasının da dikkatini çekmişti.
Bazı şeylerin yazılması, duyurulması gerek. Reklam olsun diye değil, örnek olsun diye. Çankaya Çocuk Kitapları Serisi adıyla Bilim Hikâyeleri, Tükenmez Hayatlar ve Dünya Klasikleri başlığı altında 400 bin adet kitabın hem Çankaya’nın çocuklarına hem de ülkenin en ücra köylerine ulaştırılması, örnek alınası işlerden…

“Kızılay’a inecek parası olmayan insanlar var” diyor Taşdelen, belediyesi sınırları içinde yaşayan kimi insanları tanımlamak için. “Kızılay’a inecek parayı bulamayan insan nasıl sinemaya gitsin?”

O “Nasıl?”ın yanıtını bir nostaljik keyfi canlandırarak vermişler. 2 yıldır, 2 farklı filmi, Çankaya’nın tam 20 noktasında göstererek 120 bin vatandaşı ücretsiz olarak sinemayla buluşturmuşlar.

Çankaya kültür merkezleri kazandırıyor başkente. Ankara’nın en büyük kültür merkezi olacak Atatürk Kültür Merkezi inşaatı Eskişehir Yolu üzerinde devam diyor. Hoy-Tur Halk Dansları Merkezi ve Yıldız Müzik Okulu’yla her yıl 150 bini aşkın vatandaşa kültür-sanat hizmeti verildiğini duymak güzel.
Yoksulları ve daha önce Ankara dışına çıkmayanları önceleyerek değişik kentlere kültür gezileri düzenlendiğini, bugüne değin bu gezilere 36 bin kişinin katıldığını öğrenmek de güzel.

Dün sona eren 1. Çankaya Kitap Buluşmaları’na katılan 35 yayınevi de fuarın önümüzdeki yıllarda çok daha gelişeceğinden ve her yıl sabırsızlıkla beklenen bir etkinlik olacağından eminler.

Ancak, özgür düşünce iklimini ve orada yetişen sanat-kültür alanını büyütmek verilecek desteklere bağlı. Bu kitap fuarının yıllarca devam edeceğine olan inancım biraz da Taşdelen’in açılış konuşmasının son cümlesinden kaynaklanıyor: “Bizler kültüre ve sanata her zamankinden daha fazla destek olmaya devam edeceğiz.”