Komşumuz Bulgaristan'ın iki efsane kulübü CSKA Sofya ve Lokomotif Sofya amatör kümeye düşmenin eşiğinde. Bu durum bize yıllardır mali açıdan büyük sıkıntılar yaşayan kulüplerimizin sonunu düşündürüyor

Kapıkule'nin öteki tarafındaki komşumuzda sular durulmuyor. Ülke tarihinin en başarılı futbol takımı olan CSKA Sofya'nın vergi dairesine olan 5.6 milyon avroluk borcu, küme düşürülmesine neden oldu. 31 defa şampiyonluk yaşayan bir kulübe uygulanan yaptırım daha çok konuşulacağa benziyor.

Aslında her şey 2006'da başlamıştı. Vasil Bozhkov'un kırmızı-beyazlıları satmasıyla birlikte düşüşe geçen ve devamlı el değiştiren camia, 2013'te de lisansını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Ayın ortasında konuya dair nihai kararını açıklayacak Bulgaristan Futbol Federasyonu'nun başkentin güzide kulübünün kalemini kırması bekleniyor.

2014-15 sezonunu beşinci sırada bitiren CSKA Sofya, formalitelerin tamamlanmasından sonra amatör dördüncü kümeye düşürülecek. Tabii bir mucize olmazsa...

Onlar dışında ayrıca müzesinde dört lig, dört kupa, bir de Balkan Kupası bulunan Lokomotif Sofya'yı da aynı akıbet bekliyor. Ligi üçüncü sırada bitiren ve Avrupa Ligi'ne katılma hakkını alan kulübün yerine Litex Lovech Bulgaristan'ı temsil edecek. Kırmızı-siyahlıların vergi borcunun sadece 500 bin avro civarında olduğu iddia ediliyor.

Kulaklarınıza mı inanamadınız...

Sınırın bu tarafındaki vergi borçları ve haliyle de afları mı yoksa aklınıza düştü...

KARAKOLDA BİTEN FİNAL
CSKA Sofia demişken, onların ezeli rakibi Levski'yle oynadığı bir karşılaşmaya değinmemek olmaz. Müsaadenizle...

19 Haziran 1985 Bulgaristan tarihinde kara bir gün olarak hatırlanıyor. Kanın oluk oluk aktığı kupa finalinde yaşananlar birçokları tarafından unutulmak isteniyor.

Vasil Levski Stadyumu'nda iğne atsanız yere düşmüyordu. Tıklım tıkış izleyiciler, halkın takımı Levski ile devletin medar-ı iftiharı CSKA'nın buluşmasını bekliyordu. İlk düdükle birlikte mecazen kapışma mealen kapışmaya dönmüştü. Sahanın her santimetrekaresinde yumruklar, tekmeler uçuşuyordu. Futbolcular sadece rakiplerine değil, hakeme bile acımıyordu.

Komik sayılabilecek penaltılar, çıkan iki kırmızı kart ve üç golle karşılaşma bitiyor, 2-1 kazanan CSKA kupanın sahibi oluyordu. Levski kalecisi Mihailov'un devamlı okşadığı hakem Yasenov, kontrolü bir türlü sağlayamamıştı. Zaten maçı kim yönetirse yönetsin, bir şey yapılamazdı.

Karakolda bitmişti final. Hal böyle olunca, takkenin düşüp kelin görünmesi üzerine toplanan Bulgaristan Komünist Partisi soruşturma başlatmıştı. Kupanın verilmemesi tartışılırken, bir anda çıkan karar ülkede bomba etkisi yaratmıştı. Yöneticiler görevlerinden alınmış, bazı oyuncular ömürboyu futboldan men edilmişti. Kulüpler askıya alınmış, adları binalardan sökülmüştü. Birkaç yıllığına CSKA Sofya olmuştu CSKA Sredets; Levski, Vitoşa.

Sonradan yumuşayan komünist yönetim cezaları bir bir indirmeye başlamıştı. Ömürboyu men cezasına çarptırılanlar affedilmişti. Peki ya parti kararından dönmeseydi... İşte o zaman Bulgaristan tarihinin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu Hristo Stoiçkov'dan başkası olacaktı. Zira o gün 19 yaşında olan delikanlı, tahmin edilebileceği üzere kariyerinde ilk kez dövüş sporlarındaki yeteneğini bu unutulmaz finalde ispatlamıştı.

Şimdi herkes nefesleri tutmuş, federasyonun vereceği kararı bekliyor. Fakat görünen köy kılavuz istemiyor. Kulüplerin mali tabloları yüzünden daha çok canı yanacak gibi gözüküyor. İskoçya'nın en başarılı takımı olan Glasgow Rangers'ın da 2012'de alt liglere düşürüldüğü hatırlandığında, akıllara ister istemez bu topraklar düşüyor.

Peki çanlar kimin için çalıyor...