Google Play Store
App Store
- CANLI BLOG - 10 Ekim davasında ikinci gün

BURCU CANSU | @burcu_cansu
burcucansu@birgun.net

-CANLI BLOG-

101 kişinin öldüğü Ankara Gar Katliamı’na ilişkin 36 kişi hakkında açılan davanın ikinci duruşması bugün Ankara Adliyesi'nde görülüyor.

10 Ekim duruşması başlamak üzere. Aileler duruşma salonuna alındı.

Sanıkların getirilmesi ile salondan "Katiller" sesleri yükseldi. Aileler, "Bizim çocuklarımızı koruyamadınız, katilleri koruyorsunuz" denildi.

"Biz bir senedir erirken, katilleri besiye çekmişler. Hepimiz hastalık sahibi olduk..."

10 Ekim davasının ikinci duruşması bugün görülüyor.

10-ekim-davasinda-ikinci-gun-206599-1.

Duruşma salonunda robokop Jandarmalar yine sanıkların önünde dizildi. Adliye içerisinde çok sayıda çevik kuvvet konuşlandırıldı.

Salon bugün de 10 Ekim'de hayatını kaybedenlerin aileleri ile doldu. Emek ve demokrasi güçleri de salona gelerek duruşmayı takip etti.


DURUŞMA BAŞLADI

Duruşmaya yoklama ile başlandı.

Patlamada uzuvlarını kaybedenler ise, koltuk değnekleri ile duruşmayı takip etti.

Tutuklu sanıklar duruşma salonunda hazır bulundu.

Tutuksuz sanık Yakup Yıldırım haricinde tutuksuz sanıklar duruşmaya katılmadı.

Şu an müştekilerin yoklaması yapılıyor.

CHP Milletvekilleri Aykut Aydoğdu ve Mahmut Tanal da duruşmayı takip etti.

Sanık Mehmet Kadir Cebael'in avukatı Nülüfer Yolcu, "Vicdani sorumluluğum gereği savunamam. CMK tarafından atandım, istifa talebim kabul edilmedi. Müvekkilim de zatan Antep'teki patlamada öldü. Bu duruma ilişkin bir karar verilsin" dedi.

Mahkeme başkanı, "Sanık Yakup Şahin'in avukatının çekilme talebinin bildirilmesi, kabul edilmesi halinde sanığa yeni avukat atanmasına karar verildi"dedi.


Mahkeme başkanı, "Olayın vehametini anlıyoruz, ancak burada bir yargılama yapmak zorundayız. Usul hükümlerine herkesin uyması gerekiyor. Bu nedenle cep telefonu ile çekim suç teşkil ediyor. Salondaki sıkıntıyı görüyorsunuz, konuşan kişinin konuştuğunun anlaşılmaması için müdahale edilmemesini, sanık beyanlarına da müdahale edilmemesini rica ediyoruz. Aksi ortamda sağlıklı değerlendirme yapılması mümkün değil. Duruşmaya başlarken bu hususlara dikkat edileceğini düşünüyorum" dedi.


KESK, CHP, TMMOB, Eğitim-Sen, TTB, DİSK, EMEP, HDP'nin davaya katılma dilekçeleri Mahkemeye sunuluyor.


CHP Milletvekilleri Veli Ağbaba ve İlhan Cihaner de davayı takip edenler arasında.


İnşaat İşçileri Sendikası'nın davaya katılma talebine ilişkin söz alan Avukat Kazım Bayraktar, "Maddi kayıtlar bizi Recep tayyip Erdoğan'a götürüyor. Sonuna kadar gitmek için müdafiyiz. Katliamda 6 inşaat işçisi katledildi" dedi.

İnşaat İşçileri Sendikası başkanının müdahillik talebi için dinlenilmesi talebi mahkeme başkanı tarafından kabul edilmedi. Gerginliğin ardından sendikanın talebini Av. Bayraktar okuyor.


Cağdaş Hukukcular Dernegi adına katılma talebi sunuluyor.


İHD de katılma talebini iletti.


10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği ve BTS adına da müdahillik talepleri yapıldı.

Derneğin kuruluşu ve neden kurulduğu ile ilgili bilgi veren Av. Mehtap Sakinci Cosgun, müdahillik gerekçelerini şöyle sırladı:

"Bu ülkede eksik olan barış kavramının ne olduğunun anlatılması için kurulmuş örgütlü bir dernektir. Bu kadar insan acı çekerken sakin kalabiliyorsa söyleyecek sözü olduğundandır. Bu derneğin gidebildiği yere kadar gitmesi için mücadele edeceğiz. Derneğimiz, 10 Ekim katliamının gerçek sahipleridir. Ben 10 Ekim katliamında BTS'nin mitingde hazır bulunan Av Uygar Cosgun'un da eşiyim. Bu ülkede adaletin teşhis etmesi için ne kadar uğraştık. Biz ayrıldıktan 45 dk sonra katledildi.

İnsan bir kere ölür, canlarımızı bir kere kaybettik ama her gün ölüyoruz. Bu ülkenin gülen, barışı isteyen insanlar katledildi.Gün uzun biz buradayız. Heyetinizden hoşgörü bekliyoruz çünkü biz hoşgörü ile buradayız. Trafik kazası davasında dahi bu salonda insanları gözyaşlarını durdurmazsınız. Biz ağladık da üzüldük de... Adalete inanıyoruz va adaletin teşhis etmesini istiyoruz. BTS'nin avukatıyım onun üzerinden de katılma talebimi iletiyorum. 8 yaşındaki Veysel'de BTS'li babası ile katledlldi... Sayının da bir önemi yok. BTS olarak bizim bu davada 10 Ekim 2015'ten bu yana büyük bir mücadelemiz var. Biz bu davanın asli savunucuları ve takipçileriyiz. Katılma talebimiz var."


Özgürlükçü Hukukçular Derneği de müdahillik talebinde bulundu.


Mağdur avukatlarından önemli talep

Mağdur avukatları, sanıkların baskı altında olmaması için her bir sanığın ifadesinin tek tek alınması istendi. Dün kendi aralarında fısıldaştılar. Yakup Şahin etkin pişmanlıktan faydalanarak, davaya yardımcı olmuştur. Bir hücre evi ve 4 depoya götürmüştür. Sanık sayısının artmasında da önemli rol oynamıştır. Çapraz sorgu bakımından da tek tek sorgulama önemlidir. Her bir sanık bakımında sorgu yalnız alınmalıdır.

Aksi takdirde görüş verecekseniz de Yakup Şahin ayrı değerlendirilmelidir.


Müdahilik talepleri kabul edildi

Davaya sunulan bütün müdahillik talepleri kabul edildi.


Duruşmaya ara verildi

Duruşmaya ara verildi. Aranın ardından sanık Yakup Şahin dinlenecek. savunlamaları alınacak.

Yakup Şahin ayrı dinlenecek.


Duruşma salonuna geçildi

Sanık Yakup Şahin tek dinlenilecek.

Dosyadaki kilit isimlerinden Şahin dinlemeye başlanılacak. Duruşma salonuna geçildi duruşmanın başlaması bekleniyor. Duruşmaya dava dosyasının en önemli sanıklarından Yakup Şahin'in dinlenmesi ile başlanacak.

Şahin duruşma salonuna getirildi. Şahin diğer sanıklardan ayrı dinlenecek.


Duruşma başladı

Mahkeme başkanı sanık savunması başlayana kadar müdahale edilmemesini belirtti.

Sanığa savunmasının yapılması için mahkeme başkanı tarafından söz verildi. Süren sessizlik sonrasında mahkeme başkanı "savunmanı yapacak mısın?" diye sordu. Bu esnada salondan "Katil" sesi yükseldi.

Oğlunu kaybeden bir anne, "Benim oğlum üniversite okuyordu canım gitti, o alçaklara söyleyecek sözümüz vardır, söyleyeceğiz..." diye bağırdı.

Mahkeme başkanı müdahale bulunmaması talebini yineledi. Sanık savunmasını yapacağını söyledi.

Sanık Yakup Şahin savunmasında, şunları ifade etti:

Şahin, "Daha önce sizin önünüze verilen ifade 3-5 ay yatacaksın diyerek verilen ifadededir. Bütün gerçekler elimde, herkes dinlesin.

- "Ne 3-5 ayı" tepkisi geldi salondan -

Şahin, "Size verilen ifade gerçek değildir"

20 sayfalık ifademi okuduğunuzda söyleninler yalandır. İllegal örgüt üyeliğim olmamıştır. Hısım akrabam şahittir. aile fertlerim de bilir ki bir hafta bile olsa ailemden ayrılmadım.

Mağdur ailelerin avukatı, "Yazılı savunma yapamaz, belki de verlen ifadeyi okuyor" dedi

Şahin, ben 7 gün önce yazdım dedi. Şahin, unutmamak için yazdım dedi.

Şahin, savunmasını şöyle sürdürdü: "Annemi babamı ziyerette 1 hafta bile aksatmadım. Örgüt üyeliğim olsa MİT de delil olurdu. Sözde Yunus Durmaz'ın evinden çıkan belgelerde bana dair evraklar çıktığı iddiaları doğru değil. İddia edilen kod isimler doğru değildir.

Çorapları başıma örenler ile senin kod adın var mı dediklerinde onlar bana Kundi var bu kod ismi sana uyuyor dedi. Oğlum zaten 3-5 ay yatıp çıkacaksın cezası yok dediler.

İş senin üstüne kalacak korkutmasından sonra 3-5 aya razı oldum.

Maaş konusuna gelindiğinde bütün kod isimlerinin maaş birimleri farklı. bana yöneltilen kod isimleri belgelerde farklı maaşlar alıyor.

İki farklı kod ile iki maaş alınamaz.

Kundi Kod ismi sana uyuyor diyen polislerin elindeki hastane kayıtlarında tarihler vardı O belgeler bulunur ise belgede eşimin ve çocuklarımın olmadığı görülecektir. Kundi ben isem, telefon ile irtibatım olup olmadğına bakılmalıdır.

Belgede geçen Kundi, bilgi veren ve emanetleri Yunus Durmaz'a bildirecek kişidir ve Durmaz ile bağlantım olduğuna dair bir belge istiyorum.

Hedef bölgede iş yapmış isem delil istiyorum. Antep'te istihbarat yapmış isem oralar ile ilgili delil istiyorum. İddialar ile ilgili video, fotoğraf istiyorum.

Dijital belgelerde Yunus Durmaz'ın belgelerinde kürtçe bilen lazım deniliyor, ben Kürdüm. IŞİD sigaraya karşı iken ben sigara alkol uyuşturucu kullanıyorum. Kanımda da arabamda da çıktı.

Halil Durgun ve Yunus Durmaz'ın emrinde çalıştığım doğru değildir. Halil Durgun patronumdur sadece patron ilişkisidir.

Halil'in benimle olan ilişkisi, örgütçü olduğu ile ilgili kimseyi bulamazsınız. Halil ile örgüt adına taş kaldırmadım. Halil düzgün biriydi. Kenan Kutbal'ın ölüm tarihi ile Halil Durgun ile tanışma tarihim doğru dedğil. Halil bana muhasebede çalışmam için iş verdi. Banka muhasebe işleri yaptım.Namazında niyazında düzgün bir insandı.

3.500 TL ile çalıştım. Ben fırında çalıştım. 3.5000 veren patronun yakkabısını da boyardım. İllegal işini görmedim. bir gün olsun şüphelenmedim.

Halil, bana taş taşıtsa bu nedir deme lüksüm yoktu. Halil'in iki arabası vardı, bunun üzerinden sallananlara Halil de hayatta olsa şaşırırdı. Yunus Durmaz'ın gerçek adını bile bilmezken nasıl işim olur. Bir iki kez Halil Durgun'un yanında gördüm.

İslami bir hayatı tercih ettiğim dönem vardı. İslami arayış içine girdim kimsenin içine dahil olmadım. Ekmeğimi kazanmak için Halil Durgun'un yanında çalıştım.

Cumhurbaşkanı bile "Allah affetsin" derken "Halil de beni kandırdı" dedi.


Salondan tepkiler yükseldi: "Bu yaratığın tahsili nedir?"

Salonda gerginlik sürüyor


Ankara'ya gelişim gidişim iddianamedeki bölüm hayal ürünüdür.

Ankara'ya gidiş dönüşünü anlatıyor.

Halil Durgun, akşam 7 gibi gel dedi. Benim streonla gidersin dedi, benim asker kaçağı arkadaşım var dedi evlidir, yakalanmasın dedi. Önden git, sıkıntı yok biliyorum dedi. Sıkıntı olursa haber verirsin dedi. önden git, sıkıntı yok biliyorum dedi. sıkıntı olursa haber verirsin dedi.

Telefonu yanıma aldım, 5 bin lirayı yanıma aldım. Antep'te arama vardı. Halil'e mesaj attım. Polisleri geçtikten sonra ona ulaşamayınca geri döndüm. Ona nasıl geçtin dediğimde "boşver devam et" dedi.

Canlı bomba sanığa "Abisi" diye hitap ediyormuş

Yolda sıkıntı yoktu devam ettik. Telefon ver işin bitti dedi. "Git abisi" istediğin otelde kalabilirsin dedi.

Yarım saat daha orada olacaktı cüzdanımı unutmuştum geri döndüm. Cüzdanım için Ankara'nın içine girmeden geri döndüm.

Dinlenmek için 5 yıldızlı otele yerleştim. Gezmesi için arabayı yeğenime verdim. 3-4 saate geldi, önce gölbaşında yemek yedik. Şereflikoçhisar'da hastaneye gitim kayıt var.

Tuzgölü'ne gittik, fotoğraf çektirdik. Kaplıcalara gittik. Sonra Antep'e döndük.

Halil'e ulaşamadım, el bombaları arabada dolaşmasın diye eve koydum. maraş'a da gittim. Telefon sinyalinde vardır.

Emniyette başımdan geçenler: evimin önünde bekleyen sivil polisler beni aldılar.

ne olduğunu sordum yanıt vermediler hayatım boyunca ilk defa emniyete geldim. nezarete götümediler.

evden çıkmadan uyuşturucu kullandığımdan yatmışım. uyuştutucudan lındım sandım.

geceye kadar orada tutuldum. bir iki çocuk ölmüş o da zaiyattır dedi polisler.


-salondan tepkiler yükseldi.-


emniyettekilerle yüzleşmeye hazırım. Karşıma getirin yüzleştirelim.


-"emniyet iyi yetiştirmiş seni" tepkisi geldi-


Halil'in benim arabamda unutuğu el bombası geldi aklıma. İfadeden sonra bırakılacağımı zannettim. İki polis beni odaya alıp çırılçıplak soyup ahlaksızlık yaptılar, küfrettiler.

Polisler bana, "Fokus nerede" dedi. "Halil Durgun nerede" dedi. Durgun bulunmazsa suç sana kalır, bulunmazsa kork dediler.

Olayı emniyete de anlattım. "Ankara'ya gidince başına gelenleri görürsün, suçu ona at kurtul" dediler.

Ankara'ya gelir gelemez hemen sorgu odasına alındım. Nasıl geldiğimi gittiğimi onlara da anlattım.

Ortada 100 ölü var gün yüzü göremezsin bu ifade ile dediler. Hakimi savcısı polisi hepimiz sana yardımcı oluruz dediler.

4 gün işkence yaptılar, çıkarın üstünü dediklerinde korktum tamam dedim.

Halil'in evi olduğunu garajı olduğunu söyledim. Adım gibi biliyordum ki garajı boştu. Nizip'te depo tut demişlerdi. Halil patronum "depo tut" demişti. Nizip'te.

Depo tuttum. Halil'in yanına döndm. Nakliyeci Hüseyin'in telefon verdi. Nakliyeciyi aradım. Sima olarak tanıdım, kimlik gerekir dendi, nakliyeci kabul etmedi almadık döndük.

Adam bizi şikayet etmiş. Bir gün önce kavga için gelen polis ikinci gün de gübre için gelmiş.

Ablama cemaat ile işi var mı demişler. Halil'in yanına geldim "Boşver abisi halil abinin alacağı var dersen birecikten ayarladım sıkıntı yok" diye nakliyeciye iletmemi istedi. "Tamam" dedim. 10 torba gübreyi aldım. Sarımsak için dedi.

Bana gübre getirttiği depoyu gösterim. Polis bana "sen oğlum hiç mi şüphelenmedin" diyince "bana 3-500 tl veriyor hç böyle iş yaptırmadı" dedim.

Polis ve savcı beni kandırdı

Diğer polis de bana "Halil beni tehdit etti, çoluk çocuğumla tehdit etti" dersin dediler. İfadem sana bana ait değil, polislerce hazırlandı. Suruç'ta meydana gelen patlamada sorumlu olmadığından Halil'in üzerine oynadık. Salladığım senaryonun gerçekliği yoktur. Hepsi düzmece. Halil'in bir gün bile evine gitmedim. Savcı, bir gün evimizde misafir ettik yalanı savcıdan çıktı.

İş üzerime kaldı. Deniz Büyükçelebi ile fırında çalışmıştım o kadar. Bombacının gelişini de onun üzerine attık. Bütün bu olayı tahdit etti diyeceksin dediler diye söylediler.

Halil beni tehdit etmedi. Ben de uydurdum. İfadem üzerinde doğru gibi durulmuş. Benimle berber öz yiğenim de vardı gözaltında. Öyle böyle diyerek bizi tutukladılar. Savcıya ifade vermeye başlamadan polisler avukatın geldi dedi. Bana avukat mı tuttunuz dediğimde polisler bana biz parayı aramızda hallettik dediler.

Avukat bana "ben seni savunmam. Ceza alırsın" dedi. CMK atıyormuş içerde öğrendim. Avukat seni savunmam diyor bu iş nasıl oluyor dedi.

Savcı kızardı, polislere baktı. Avukat ben öyle söyledim deseydi o evrakı imzalamazdım. Seni burada değil mahkemede savunmam dedi.

Savcı polislere neden dikkat etmiyorsunuz diye fırça attı. Neden 4-5 avukat gelip geri çekliyor dedim. Niye ki? Ben 3-5 ay yatıp çıkacağım neden savunmuyorlar ki dedim.

Orada birisi bana pişmanlık yasasını söyle yoksa bu işin içinden zor çıkarsın dedi. Kişi yaptığından pişman olur, ben bir şey yapmadım ki pişman olayım. Paramı bile pazarlık konusu yaptılar onların dediğini söylersem paramı vereceklerini söylediler. Kurban olarak beni seçtiler. benim hatam polise savcıya inanmak oldu.

TEM'in amiri polislerin amiri ceza vermezler sen rahat ol. Hakim savcı bizden seni hemen çıkarırlar dedi.

Olayın gerçek yüzünü aklıma geldiği kadar anlattım. Bir yıldır tecrit ediliyorum aklımda kalanlar bunlar. Benim olayla ilgili önceden ya da sonradan bilgim yoktu.

Silahlı bir terör örgütü üyesi olduğum doğru değildir.

Halil Durgun ve Yunus Durmaz adına çalışsaydım depoda çıkanlarda izim olurdu. Olayla ilgim olsa amca olarak yeğenimin aracı ile böyle bir eyleme katılıp onu da yakmazdım.

Halil Durgun'un Ankara'dan çıkış saatine bakılmalıdır.

Eylemi yapsam otelede kalmaz, Tuzgölü'ne gitmez, kaplıcalarda saatlerce zaman geçirmezdim... Ben evimden, yeğenimin düğününden alındım. Bu nasıl kaçmaktır?

Polisler cezaevine gelip Yunus Durmaz'ın bilgisayarından çıkanları gösterip kod isimlerini sordular.

Tanımıyorum dedim.

Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ile suçlanıyorum. Ben kimim ki anayasal düzeni ortadan kaldırayım? Gülen Cemaati yapamadı. Benim gibi biri yapacakmış gibi suçlanıyorum.


Salondan "Sen de FETÖ'ye bağla" diye tepki geldi.


Bu suçu bana yüklediler. Kimse benim ve yeğenimin 100 kişinin katili olduğumuza inanmadı. Bir patron ilişkisi var ortada.

Patron işçisine tuvalette yıkatır. Kim tehdit ile 100 kişi öldürür? Polisler başka tuzak kurmasın diye ifade vermedim. 100 kişinin katili değilim. Suudi Arabistan'da "Bir yerde bomba patlatan varsa patlatan suçludur" deniyor. Suudi Arabistanlı mı olmak lazım?

Ben 100 kişinin katili değilim.

Siyasi olarak vicdanını rahatlatmak için beni yakacaksanız söylecek bir şeyim yok.

Mahkeme başkanı: "sanığın kolluk savcı ifadelerindeki çeklişki ile soruldu"

Sanık: "bir yıl geçmiş bir şey hatırlamıyorum"

Deniz Büyükçelebi'nin yanında çalıştın mı? Evet. Evlerine gittiğim doğru. İlhamı Balı ile tanıştığım doğru değil. İlhamı Balı meselesini uydurdum. Fırında o zaman da 40 Tl ye çalışıyordum aylık 1200 lira. Halil İbrahim Durgun ile sohbet esnasında tanıştım.

Hakim: Durgun, sana 2-500 3-500 lirayı ne karşılıığında verecekti?

Sanık: Bankaya muhasebeye gitmek üzere verecekti.

Hakim: Nusret cephesinde eğitime gittin mi?

Sanık: Sayfa dolsun. laf olsun diye söyledim.

Hakim: Kenan Suriye'de öldü demişsin.

Sanık: Biliyorum ailesinden öğrendim.

Hakim: "Halil İbrahim Durgun temizdi, nerden bileyim" diyorsun ama?

Sanık: Ben evrak maliye işi yapyordum. Ben parama bakarım. İyi para verince onun yanında çalıştım.

Hakim: Ankara'ya geldiğin araç, neden kendi aracınla değil de yeğeninin aracı ile geldin? Araç neden yeğenine kayıtlı?

Sanık: Patronum rica etti. Temiz birinin üzerine alalım dediğinde aldık.

Hakim: Önceki ifadenin o kısmı doğru mu.

Sanık: İfademin yüzde 70 ini salladık.

Hakim: Olaydan sonra yer gösterme yapmışsın. Bir ev 4 de depo göstermişsin?

Sanık: Doğru. Depolarda sadece gübre değil, canlı bomba yeleği, birçok malzeme gösterilmiş.

Hakim: Bunları görmedin mi?

Sanık: Halil'in garajına bir kez gittim. O zaman siyah poşet indirmişti.

Hakim: Neden 3 depo kiraladı?

Sanık: Nizip'teki depoyu ben kiraladım. Antep'in diğer eviydi, misafiri olunca getiriyordu.

Hakim: 3'üncü depo? 3 depo göstrmişsin?

Sanık: sen buraya sıklıkla gelip gidermiydin dediler, izni olmayan girmezdi diye de polisler yazdı.

Hakim: Fotograflardan da teşhis yapmışsın?

Sanık: İsmini duyduklarımı teşhis ettim. Duyduğumu söyledim. Önceki ifadelerden sorarsanız, onlar yalan, ben de sallar giderim

Salondan "ney sallıyorsun" diye tepki geldi

Hakim, "Nasıl sanık bekliyorsunuz" dedi. ve ekledi "doğrunun ne olduğu ortaya çıkacak"

Hakim: "Hücre evi olarak da canlı bomba olarak kullanılan şahısları da teşhis yapmışsın, hacı ali durmaz ı da teşhis etmişsin. Bu telefon kullanacaksın diyerek telefon verdi..." demişsin

Sanık: O gece beni içeriye almamıştı. bir kişiyi görmüştüm içeride o dur dedim. Benim bagajımdaki eski ayakkabıyı verdim. Kameralara baktığınız da görürsünüz sık gitmiyordum, temizliğe yoluyordu. Orayı ben misafirhane olarak biliyordum. Salladık içerdekileri görmemiştim.

Hakim: "Depoları kiraladıkça parkta gidip söylüyorduk" demişsin?

Sanık: Ordakine söyle Yunus Durmaz lider ona göre bir ayarlama yap denildi. Ben de ne lideri tanımıyorum ki dedim. Lider olaca dediler biz de lider yaptık onu. Görev paylaşımı yap dediler yaptım. Şimdi de size bir senaryo yazarım ondan daha iyisini yazarım.

Hakim: 9 Ekim'de parkta buluşacağınızı söylemişsin?

Sanık: Öyle bir şey yok.

Hakim: Akşam hücre eve mi gittin? Kapıda bekletti demişsin.

Sanık: Müsait değil dedi içeri girmedim. "Kullanılacak telefon için kontör yükleniyor. Bekle" dedi bekledim. Telefon sadece "Aşkım" diye kayıtlı tek isim vardı. Bunu daha önce anlattım bu tutmaz dedikleri için, asker kaçağı var dedi. Asker kaçağı var dedim bu tutmaz dedikleri için ifadem değişti.

Hakim: Halil ibrahim Durgun'un yanında çalışmıyorum demişsin bir önceki ifadende?

Sanık: Çalışıyorum ben.

Hakim: Antep'te muhasebe yapan adam ne yapacak gübreyi?

Sanık: Nizip'teki adam gübreyi patlayıcıda kullanılıyor diye vermedi. sarımsak için dedi. Patlayıcı ile ne işimiz olur dedi.

Hakim: Nizip'te depo kiralayıp Birecik'ten gübre alıyorsunuz. Hüseyin Tunç ile bu depoya yerleştiriyorsun sonra kendine ait araçla bunları parça parça götürdüğünü söylüyorsun...

Sanık: O zaman sallamışız...

Hakim: Neden Nizip'teki depoya götürüyorsun da sonra antep'e taşıyorsun şüphelenmedin mi?

Sanık: Halil öyle dediği için yaptık. 10 torba gerek olur dediğinde Nizip'ten sonra tutulan ambara getir dedi. Hakan Şahin adına kayıtlı araç anahtarını bana verdi ben de kendi aracımın anahtarını verdim.

Sanık ifadesinde defalerca "SALLADIM" dedi

Hakim: Yunus Durmaz'ın seni tehdit ettiğini ve diğer insanların canlı bomba olduğunu biliyordum demişsin.

Sanık: Beni tehdit etti dedikleri için ben de tehdit edildim dedim. Yolda durduk.

Hakim: Orada madem sana işin bitti dedi neden geri dönmedin? İşin bittiği halde Ankara'ya gelip gitmişsin. Ankara'ya neden gelip gittin?

Sanık: otelde yattım.

Hakim: 5 bin TL dedin, once 2-500 demişsin. Eşimin altınını bozdururuz demişsin 10 bin lira çıkmış üzerinden eşimin demişsin

Sanık: Biriktirdiğim paraydı o.

Hakim: Önceki ifadende kırdım o hattı demişsin. Şimdi de hattı ve telefonu verdim diyorsun. Hangisi doğru?

Sanık: Kırma yoktu. Aklıma geleni o an salllamıştım.

Sanık ifadelerinin çeliştiğinin belirtilmesi üzerine de "karıştırıyorum" dedi. Sanık, ifadesinde bir önceki ifadesi için defalarca "SALLADIM" dedi. Ankara içerisine gelip gitmesi üzerine sürekli çelişik ifadeler de bulunuyor.


Şuan mahkeme başkanı sanığın ilk ifadesi ile ikinci ifadesindeki ciddi çelişkilere dikkati çekiyor. Sanık ise sürekli ilk ifadesinde "salladım" idafelerini kullanıyor.

Sanık avukatı, CMK ile geldim. Adil bir yargılama için buradayız. Bizleri katil avukatı olarak nitelemeyin. Ekleyecek bir şeyim yok. Sanığın kendisini savunduğunu ve kendisini çok güzel ifade ettiğini düşünüyorum.


Avukat Kazım Bayraktar soruyor:

Müşteki avukatlarından Av. Kazım Bayraktar soru soracakken, sanık "yoruldum, sorulara yanıt veremeyeceğim. Soruları yazılı yanıtlamak istiyorum" dedi

Mahkeme başkanı, "Soruyu bilmeden ne yanıt vereceksin?" dedi.

Bayraktar: "Sizin de belirttiği gibi senaryo yazmak kolay. 14'ünde alındın ne zaman dorgulandın? O gün sorgulandım. Ne zaman senaryoyu şöyle dedi sürekli bitti? 3 gün sonra mı bitti?"

Sanık: İki üç gün sonra savcı geldi.
Bayraktar: Savcıya verdiğiniz ifade uzun bir ifade. Emniyet size satırı satrına mı anatt dedi?
Sanık. Aynen.
Bayraktar: Ama ifadede çok isim var. İnsan uydursa gerçekle çatışmaz. sizinki çatışıyor. Emniyette sie HTS raporları verildi mi?
Sanık: Hayır
Bayraktar: Bu imza size mi ait?
Sanık: Hayır bana ait değil. 16.10.2015 tarihli tutanak bana ait değil dedi.

Bayraktar: İmza benimkine benziyorda bu ne tutanağı?

Sanık: Nedir bu tutanak önce söyleyin. İmza benim imzama benziyorda...

Bayraktar: kayda geçsin güvenlik tutanağı. 17'sinde savcıya ifade verdiniz. Savcıya ifade verirken, size ifade verdiren sivil görevli yanında mıydı?
Sanık: Evet. Uyduruyordum gidyordu.
Bayraktar:Savcının yanında size müdahale mi etti?
Sanık: Duruşma salonuna geldi, geri gitti.

Bayraktar: İfade verirken, ifadeyi dikta et diyen oldu mu? Hakim hiçbir şey sormadı. Akşam hangi cezaevine götürüldünüz?

Sanık: 82/a cezaevinde öğrendim. Ağır ceza olduğunu öğrendim. O senaryoyu aynen devam ettirirdim daha az kalacağımı bilsem.

Bayraktar:Kiminle aynı odadaydınız?

Sanık:Yalnızdım , psikoloja yalnız kalamam diyince beni daha küçük odaya aldılar yalnız başıma. Büyük yere gittiğimde hiçkimseyle beraber kalmadım.

Bayraktar:dava sanıklarından kimse var mıydı? Bugün tek misiniz?
Sanık:Yanıma IŞİD dosyasından 2 kişi verildi. 6 kişi ile kalmış. Sabah aynı bahçeye çıkıyoruz akşam herkes kendi hücresine gidiyor. İfademi istiyorum diye dilekçe yazdım, ifadem verilmedi.

Bayraktar:Herhang bir avukat ile görüşme yaptınız mı?

Sanık: Hayır. Ankara Barosundan Emre diye biri geldi bir iki kez. 9 ay sonra cezaevindeki 6 kişi ile öğrendim ağır ceza aldığımı. Bir ay sonra seni bırakırlar demişlerdi.

Bayraktar: Adalet bakanlığından gelen oldu mu?

Sanık: Birkaç kez gelindi. Bana gelip sorulan sorular MİT'te olan Yakup Şahin G20 zirvesine bomba götrüecekmiş söyle dediler.

Bayraktar: Başka IŞİD cilerle yüzleştirirdiler mi?
Sanık: Hayır.
Bayraktar: Bu görevliler kendini tanıtmadı mı?
Sanık: Hayır. Polis değilim diyen havalanında polis kıyafeti giymişti. Polisi getireceksiniz ben hepsini tanırım ay gibi yüzleri gözümün önünde. ama onları getirirseniz, onlar arasında anlaşır ben yalancı konumuna düşerim.

Bayraktar: Size senaryoyu dikta edenleri tanıyor musunuz?
Hayır

Bayraktar: Antep'ten Ankara'ya iki araç geldiniz. İki araçta da iki kişi var. halil ibrahim arabasındakileri asker kaçağı diye demişti. ilk kontolde takıldınız?
Bütün arabaları durduruyorlardı. ben geçtim,

Bayraktar: U dönüşü yaptınız?

Sanık: Polisleri geçtikten sonra bana msj atıldı, 'gel ben geçtim' diye. U dönüşü yaptım geçerken yine aynı polislere takıldım. gece gece bu nedir dediler uyuşturucuyu görünce... iki uyuşturucu hap vardı, buna rağmen serbest bırakıldım.

Bayraktar: İlk molayı nerde verdiniz?

Sanık: Tam bilmiyorum Pozantıya yakın durdum.

Bayraktar: O petrolde halil ibrahim durgun ile biraraya geldiniz cüzdanı alırken asker kaçaklarını da gördünüz?

Sanık: hatırlamıyorum. mınt varmıydı dediler he dedim. o zaman bomba vardı diler.

Bayraktar: Hiçmerak etmediniz mi?

Sanık: hayır hiç merak etmedim.

Bayraktar: Gölbaşına geld,niz. Bu dediklerimiz oldu. halil ibrahim size hangi gerekçe ile ankaraya gitmenizi söyledi.?

Sanık: "Tamam abisi sen git" senin işin bitti dedi. gittim cüzdanıma baktım. eşofman cebimden cüzdanım düşmüş. cüzdanımı almak için köprüden döndüm

Bayraktar: Cüzdanı aldınız, tekrar Ankara istikamaetinde geldiniz. Saat kaçtı?

Sanık: tam aklıma gelimiyor.

Bayraktar: Hangi güzargah üzerinden otele geldiniz?

Sanık: Yol üstünde 5-6 yıldızlı otel gördüm. geldim girdim. 8-9 gibi otele geldim.

Bayraktar: Hakan Şahin'i hangi tarih ve saatte aradınız?

Sanık: 9'unda arabayı tamire götürürken attım.

Sanık: komşu hakan ankara da dedi ben de msj attım. Hakan ankaraya hastane için gelmişti. daha önce onlarca kez tedavi için gelmiş.

Bayraktar: Otelden çıktıktan sonra sat 9 civarı hacettepeye hangi güzargahtan gittiniz?

Sanık: daha önce de ankaraya gelmişsiniz. hakan şahin bu kadar çok geldiğine göre hakan şahin mi yolu gösterdi. Direksiyon da kim vardı? ben vardım. yolu hakan tarif etti. bu kısım senryo değildi, siz anlatmıştınız....

Bayraktar:biraz önce söylediğimi cezaevine gelenler mi bu senaryoyu anlattı? hastane meselesi üzerinden ankaraya geldiğinizi polis mi söyledi size?

Sanık: hastaneye gitmedik ki. Hacaettepenin sağından gittik. geri döndük, halim kalmamıştı. beni bırak sen git dedim. Miğrenim tutmuştu.

Bayraktar: Hakan Şahin ile hacettepeden kaçta çıktınız?

Sanık:araştırsanız kamerada vardır? tam o saatlerde gar önüne çok yakın.

Bayraktar: Patlama sesi duydunuz mu?

Sanık: Hacettepe'nin oraya girmedik bile yanlış geldin dedi.

Bayraktar: Rdyoyu açtığımızda öğrendik, radyoyu açtığınızda nerdeydiniz?

Sanık: Aksaray'a yakındık.

Bayraktar: Kaçta öğrendinz?

Sanık: Yol sütünde varken kaplıcaya gittik

Bayraktar: Hakan'ın üzerinde başka tel var mıydı?

Sanık: Yoktu.

Bayraktar: Hakan'ın yanında ikinci bir tel olduğuna dair HTS kayıtlrı var?

Sanık: Bilmiyordum. Mahmut abimin kullandığı tel bu. Mahmut şahin abim kullanıyor bu numarayı. hakan şahin adına kayıtlı abimin kullandığı telefon.


Av. Yıldız İmrek soruyor:

İmrek: Daha önceki ifadenizde parkta Şeyhmus Sarı ile tanıştığınızı söylemişsiniz kimdir?

Sanık: islami ders hocasıdır. genç mücahitler derneğine gittim. bir kaç kez gittim. Şeyhmus Sarı ile tanıştğımın gerçekliği yok cuma günü dersi dinledim.

İmrek: Ramazan ile tanışmışsınız? Nusret Cephesi'nden ramazan, ifadenizde söylemişsiniz.

Sanık: İslam ile ileilgili Furkan Cemiyet de var hepisine de gittim.

İmrek: Şeyh taraftarı mı el kaide nin mi ışid in mi kimindir?

Sanık: Erdemliler cemiyeti, medreselerde imam yetiştiriyor. Furkan Cemiyeti de aynı. Genç mücahitler, Nusret Cephesi de derler herkes bilir.

İmrek: Duydugumu söylüyorum. Camiye imam yetiştiri dedniz hangi cemaat?

Sanık: illegal değiller. Milletvekilleri de gelirdi.

İmrek: AKP mi?

Sanık: örgütle alakaları yok. Antep'teki vekiller bütün vekillerle görüşüyorlardı. devletle kavgalı değillerdi. Tek tarafa bağlarsak yanlış olur.

İmrek: Daha sonra halil ibrahim durgunla tanıştığınızı söylemişsiniz. 6-7 ay çalıştığınızı söylediniz.

Sanık: 6-7 ay boyunca söylediklerini yaptım. Muzcu abi vardır. Sebze satardı. Adı Ali herhalde. Herkes Muzcu abi diye bilirdi. Parkın yanındaki kafede tanıştık. Halil İbrahim Durgun ile...

İmrek: Ona bağlı olarak nasıl çalışıyordunuz?

Sanık: Ofisine gdidyordum, ofisi kapandı sonra başka açtı, ihracat işine başladı.

İmrek: İşyerinin adı ne?

Sanık: Polisler biliyordur.

İmrek: Ne ofisinde çalıştığını biliyor olman lazım?

Sanık: Son ofisi 2-3 haftalıktı. Oraya gidip geliyordum bazen de parkta buluşuyorduk.

İmrek: Sana 3500 lirayı Allah rızası için mi ödüyordu? Sen ona nasıl bir iş yapıyordun ki?

Sanık: Bankaya git, şunu öde, çek senet işi içine gönderiyordu. Çek veriyorsun kırıyor ve yüzdeliğini veriyordu. Maliyeye gönderiyordu.
İmrek: İşyerinin adı neydi?
Sanık: Dükkanın üzerinde isim yazmıyordu. Tam aklıma gelimiyor. Muhasebeciliğin adı yok ki.
İmrek: Kaç mükellefi vardı?
Sanık: 8-10. işçilerin gelirlerine giderlerine bakıyordu. İnşaat şirketi vardı adını bilmiyorum. bütün hesapları kendisi tutuyordu. Müşteri adı da bilmiyorum. bir yıldır aklımda hiç bir şey kalmadı

İmrek: Ne uyuşturucu kullanıyordun?

Sanık: isimleri tek tek saydı.

İmrek: Halil ibrahim in yanında da kullanıyor muydun uyuşturucu?
Sanık: farketmiyordu.

Sanık: 10 yaşımdan beri uyuşturucu kullanıyorum. cezaevini de katarsak en son 2 yıl önce tedavi çin gittim

İmrek: Cihat nedir? dini sohbetlere katıldın. Savaş. Kime karşı?

Sanık: Cihat edene sormak lazım.

İmrek: Suriye'de Irak'da cihat yaptıklarını söyleyenler var? CİHat yptığını söyleyen hangi gruplar var?

Sanık: Medyadan ne kadar biliyorsanız o kadar biliyorum. Televiyonda IŞID'i veriyorlar. IŞİD örgütünü veriyorlar

İmrek: Başka isimler de var. başka cihat yapanlar da var. sen sadece ışid e inandığın için mi ışid diyorsun?

Sanık:Cihat nedir tam ben de bilmiyorum. Diğerleri cihat mı ediyor ben de bilmiyorum. Bütün gruplar cihat yaptığını söylüyor.

İmrek: Sence hangisi cihat yapıyor?

İmrek: Bağdadi kim biliyor musun?
Sanık: IŞİD'in lideri diyorlar.
İmrek: Özelliği ne?
Sanık: Lider
İmrek: Halife olduğunu söylüyorlar mı?
Sanık: Evet.
İmrek: Antep'te cemiyetlerin konuştuklrını biliyorsun.
Sanık: Ben inanmıyorum ki Cihat'a

İmrek: İslam'ı öğrenmek isteyen arayış içinde olan gençlerin ilgisini çekiyor olabilir mi?
Sanık: benim ilgimi çekmedi. ölmüş birinin adını söyledin.

İmrek: Çocukluk arkadaşın nerede öldü?

Sanık: Suriye'de. yaşıyor da olabilir. Takva haber sitesinde gördüm. Muaviye kod adlı kenan diye yazıyordu. İnanmadım ama evinin önüne gittim gördüm. Face vardım ondan takip ederdim. Hacı Ali Durmaz'ı tanımam ki ilk namaza başladığımda genç müslümanlar derneğinde gördüm. oturuyordu, der dinliyordu.

İmrek: Suriye ye gittiğini nerden biliyorsun?

Sanık: ben mi söylemişim? sınır köylerine bile gitmedim maraş a dondurma almaya iki haftada bir sürekli giderim. 50 tl ye mal oluyor.

İmrek: Av. zaman bakımından da fiyat bakımından da konfor. görüyoruz ki sanık soruşturma da yer göstermiş, kovuşuna ışid liler geldkten sonra belli bir kurgu yapılmış. bu nedenle sanığın pozisyonun farklı olduğunu belirttip tek sorgulamak istedik. neyi gizlediğini anlamak istiyorum.

Sanık: Ne gibi bir akıl alabilirim ki

İmrek: Yiğenin hakan ile özel bir ilişkin var sanırım. hakan ifadesinde ben daha önce ankaraya gideceğimi söylemitim demiş sana....

Sanık: söylemiştir, unutmuşum.

İmrek: Hakan ile Antep'e geliş hikayeniz ayrı ayrı....

İmrek: Hakan bunu bildiğinden bir hikaye anlattmıştı. Hakan ın ifadesine göre bir ayarlama yapıyorsunuz gibi geldi.

Sanık, "Polis bana hakan ı bırakacağız" dedi ve avukatın teorisinin doğru olmadığını savundu.

İmrek: Aracınız var. plakası nedir?

Sanık: 3-5 milyarı benim kalanı mahmut abimin. kendisi galeri işi yapar. ben sürekli araba istediğim içn annam babamı getirmem şartıyla verdi.

İmrek: Örgüt arabası değl mi diyorsunuz?

Sanık: değil

İmrek: Arabayı ne zaman aldınız?

Sanık: 10 ekim katliamından 6 ay önce arabayı halil ibrahim durgun un tanığından aldık. Önce velaket aldım sonra ablamın üzerine sonra da benim üzerime aldım. Dondurma yediğimiz yerde küfür edildi, ben de dayanamadım ruhsatlı tüfeğimle tehdit ettim böyle bir olay yaşadım 3-4 ay önce olmuştu bu.

İmrek: Silahlı eğitim aldınız mı?

Sanık: Merakım olduğundan ormanda kuşlara sıkıyordum. Ankara'ya kullanılan araba, Halil bana temiz bildiğimiz istediğimiz zaman alacağımız biri olsun diye yeşil kartım iptal olmasın diye yeğenimin üzerine aldım. Ankara'ya kullanılan araba, Halil bana temiz bildiğimiz istediğimiz zaman alacağımız biri olsun diye yeşil kartım iptal olmasın diye yiğenimin üzerine aldım. Ablam sorun yaşamasın diye kendi üzerime aldım.

İmrek: Yeşil kartınızı sıkıntı etmediniz mi?

Sanık: Mecbur aldım.

İmrek: Halil neden kendi adına almadı?

Sanık: Halil İbrahim Durgun devleti dolandırmış.

İmrek: Cemil kim? Tanımadığınız biri size neden posta ile para gönderiyor?

Sanık: Dosyada evrak var. Tanımıyorum yok hiç bimiyorum. İddianamede yok

İmrek: İddianameye güvenmeden gerçeği söyle. Doğruları anlatırsan ceza indiriminden faydalanaırsın. İddianamede görmediklerinin olmadığını düşünme. Parayı gönderen hafız cebail PTT ile 493 TL göndermiş.

Av. Bayraktar; Gübreyi size vermeyen nakliyecinin sizi sikayet ettigini nasil ogrendiniz? Polis size bu amnyak nitraki ne yaacaktiniz diye sormadi mi?

İmrek: Hayir ablama sormus

Av. Özcan Karakoç: 10 Ekim oncesi gozaltina alindin mi?

Sanık: Yok. Bu zamana kadar hic emniyetle alakam olmadi

Av. Özcan Karakoç: Emniyet neden size komplo kurdu? Firinci iken neden kazandiniz? Haftada bir iki gün de 3500 tl kazanmak size cok gelmedi mi? Savunmada bana komplo kuruldu dediniz. Ölen birini suçladik dediniz.

Sanık: Ceza almayacagim diye salladim halil ibrahim durgun un üzerine attim.

Av. Özcan Karakoç: Ifade tutanaklari verildi mi?

Sanık: Hayir

Av. Özcan Karakoç: Metinleri hangi belge ile yazdiniz?

Kendim yazdım.

Av. Özcan Karakoç: Halil ibrahim durgun yolda skinti olmayacağını nerden biliyordu?

Bilmiyorum. Yunus durmaz arabayi almak icin geldi. Haci Ali Durmaz'ı genc müslümanlar derneginde gördüm.

Av. Özcan Karakoç: Haci ali durmaz süriyede egitim aldik diyor neden size iftira atiyor?

Sanık: Bilmiyorum

Av. Özcan Karakoç: Halil ibrahim durgun ile neden yegenimi bu ise karistirdin diye konustun mu?

Sanık: Yok

Av. Özcan Karakoç: Hakan'ın önceden Ankara'ya gondrrildigini Halil İbrahim Durgun biliyor muydu?

Sanık: Yok

Av. Özcan Karakoç: Uyusturucu ticaretinden sabikan var mi?

Sanık: Yok ama kullaniyorum.

Av. Özcan Karakoç: 10 kasim 2013'te bi evrak doldur bunla suriyeye girersin dendi mi?

Sanık: Yok

Av. Özcan Karakoç: Yakup Hudud idari amiri olarak emniyetin seninle ilgili sorusturmasi var bilgin var mi?

Sanık: Yok. Ev sahibin 6 farkli cep tel senin aradigini söylemiş. Denk gelmistir.

Av. Özcan Karakoç: Genc mucahitler derneginde yargilananlardan gördüğün oldu mu?

Sanık: Yok

Av. Özcan Karakoç: Derneklerin isid e eleman gonderdigini duydunuz mu?

Sanık: Yok duymadim

Av. Özcan Karakoç: Halil İbrahim Durgun amonyak nitrak almaya gittiiniz de neden satmadi?

Sanık: Nakliyeci huseyin tunc ile gittik. Ben onden gittim

Av. Özcan Karakoç: Birecik'e yine iki araba mi gittiniz? Malzemeleri depoya kim yigdi?

Sanık: Ben kendim


- Avukatlar sorumuz bu kadar dedi-


Savci soruyor:

"Savci onunde ifade verirken sorusturma asamasinda baronun gorevlendirdigi avukat var miydi ?

Sanık: Evet

Ifadeni okurken nasil aklimda tutayim derken savci ifadende nasil detayli ifade verdin?

Sanık: Yuzde yetmis yalan

Savci; yalani o kadar isabetli soylemissin ki hepsini nasil aklinda tuttun? Tarassut ne demek?

Sanık: Bilmiyorum.

Defalarca kullanmissin. Bir baskasi mi yazdirdi ifadeni dikkatimi cekti? Arandiginda bagajina falan baktilar mi? Neydi arabandaki uyusturucu? Polis ne bu dedi mi?
Mesajlastiktan sonra geri dondugunde yolu kaybettim demissin. Uyusturucuya mudahale ettiklerine gore sana buyur gec demediler mi neden hesap sordular?

Sanık:Kiremithane uyusturucu ile bilinir oraya gidecegimi soyledim geçirdiler.

Daha once Canli Bomba demissin simdi Asker Kacagi diyorsun. Bunlar üzerinde kiyafet yokmuydu?

Sanık:Mont vardi.

Demin yuzlerine bakmadim diyordun? Hangi ifaden dogru?

Sanık:Suan verdigim dogru


Savci sorusu bitti


Mehtap Sakinci Coşgun; donus yolunda migrenim tuttugu icin hastaneye gittim dedin neden migren agrin artti?

Sanık:Uyusturucu etkisi gecince agriyor.

Mehtap Sakinci Coşgun Uyusturucu kullanmiyorsun demi iki gündür rahatsin da... 8-9 ay tecritteydin ailene kac kisi öldüğünü ya da yarali oldugunu sordun mu

Sanık: Sormadim

Mehtap Sakinci Coşgun Merak etmedin mi

Sanık: Izledim

Mehtap Sakinci Coşgun Masumsun aldatildin vicdan azabi cektin mi?

Sanık: Cektim kim çekmez ki

Mehtap Sakinci Coşgun: Kac kisi yaralandı?

Sanık: Iddianameye gore 300 yazıyordu

Salondan "arkana bak" sesi geldi

Mehtap Sakinci Coşgun: 3-4 ay sonra ciksan hayatina devam edecek miydin? Hayatina normal devam edip cocuklarinin yuzune bakabilecekmiydin 3' 4 ay yayip ciksaydin.

Sanık: Bakamazdim


Durusma yarin saat 10 da diger sanik savunmalari ile devam edecek

Kamu gorevlileri de bu dosyaya alinsin diye salondan sesler yukseldi


Durusma kapandı