Carabao Kupası; bütün alışkanlıklardan öteye…

Takvim yaprakları 3 Mart 2009’u gösterirken 56 yaşında aramızdan ayrıldı şair Yusuf Hayaloğlu. “Vakit tamam, seni terk ediyorum, o bütün alışkanlıklardan ve bütün sıradanlıklardan öteye, yorumsuz bir hayatı seçiyorum, doyamadım inan, kanamadım sevgiye,” der enfes dizelerinde. Konumuz futbol olsa da yâd etmeden geçmeyelim hatırasını, unutulmasın…

Mart ayının başında, Londra’da aydınlık bir pazar günü Carabao Kupası finalinde Manchester City, Aston Villa karşısında… 60. kez oynanan kupada iki takım dört kez karşılaşmış, Aston Villa üç finali kazanan takım olmuş. Wembley Stadı’nda ilk kez karşılaşacaklar. Aralarındaki son 8 maçın 7’sini kazandı Manchester’ın mavisi, kupanın favorisi. İki takım finalde toplam 15 kez yer almışlar, Manchester City 6 kez kazanırken, Aston Villa 5 kez müzesine götürmüş. Kupa, enerji içeceği üreten Taylandlı sponsor şirketin adından miras. İçeceğe adını veren Aed Carabao şirketin kurucusu, aynı zamanda ülkenin önemli sanatçılarından, 64 yaşında bir futbol sevdalısı…

Orijinal adıyla EFL Kupası (English Football League Kupası) ilk kez 1960 senesinde oynanmış, bu sezon benim gibi o da 60. yaşını kutluyor, nice senelere… Fikir babası Sir Stanley Ford Rous 1961-1974 arasında FIFA’nın başkanlığını yapmış, 1986 senesinde aramızdan ayrılmış. Federasyon Kupasından elenen takımların kupa kazanma şansları olsun diye gündeme getirmiş önerisini. Ancak hayata geçirme fırsatını ilerleyen zamanlarda federasyonda görevli Alan Hardaker yakalamış. O yıllarda futbola olan ilginin azalması, statlarda ışıklandırma sayesinde gece maçlarının oynanabilmesi vesile olmuş yeni kupaya, hafta içi maçlarının yeni bir heyecan yaratacağını düşünmüşler, malum futbol hayattır bu diyarlarda. Kurulduğu tarihten günümüze 10 sponsorun adıyla anıldı kupa. 2019-20 sezonunun kupası 92 profesyonel takımının katılımıyla ağustos sıcağında başladı. Parasal anlamda getirisi Premier Lig kulüpleri adına önemsiz, yarı finalde elenen iki takımın kasasına 25’er bin sterlin, kupayı kazananın kasasına 100 bin sterlin giriyor. 3,6 milyon sterlin değerindeki Federasyon Kupasına kıyasla devede kulak misali, ancak kupayı kazanan ertesi sezon UEFA Avrupa Ligi’nde oynamaya hak kazanıyor…

Kupanın favorisi Manchester City 4-3-3 dizilişinde, hücumda Aguero, Sterling, Silva. Önündeki zor maçları düşünerek takımın yıldızı Kevin De Bruyne’u yedek kulübesine çekmiş hocaları Guardiola. Aston Villa tarihte dokuz finalde yer aldı, Liverpool’dan sonra kupanın finalinde en çok boy gösteren takım. Bordo mavili takım iştahlı başlıyor, henüz 3. dakikada El Ghazi’nin kafa vuruşuyla gole yaklaşıyorlar. Sonrasında maça ağırlığını koymaya başlıyor Guardiola’nın takımı, 20’de kulüp tarihinin en büyük golcüsü Aguero’nun golüyle öne geçiyorlar. Golde Foden’in kafa pasıyla katkısı büyük. Golden sonra tempoyu düşürüyorlar, sağ kanatta 47 numaralı Foden göze batan oyuncuları. 26’da onun vuruşunu kornere çeliyor Villa kalesinde Nyland. 30’da farkı ikiye çıkartıyorlar, İlkay Gündoğan’ın kullandığı kornerde topu kafayla ağlara gönderen Rodrigo. Erken gelen gollerden sonra bocalıyor Villa, savunmadan uzun toplarla çıkıyorlar ama pozisyon üretmekte zorlanıyorlar. 40’ta yakaladıkları ilk net pozisyonda Samatta’nın boş pozisyonda vurduğu kafayla farkı bire indiriyorlar, o gol en azından heyecan getiriyor finale, Tanzanya halkı sevinmiştir şüphesiz. Topa yüzde 69 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 11 kez yokladığı devreyi önde kapatıyor Manchester City.

2. devreye ofansif başlıyorlar, 46’da Foden’in vuruşu savunmadan dönüyor. Hücum ile savunma arasında bocalıyor Villa, topu daha kaliteli ayaklara sahip rakibe bıraktıkları anlarda baskı altında kalıyor savunmaları. 60’ta City’de beklenen değişiklik geliyor De Bruyne İlkay Gündoğan’ın yerine sahada. Hücum gücünü artırma adına 70’te iki değişiklik yapıyor Villa’nın hocası Dean Smith, Elmohamady yerini Trezeguet’ye bırakırken, Hourihane da El Ghazi’nin yerine sahada. 80’de Aguero müsait pozisyonda voleyi isabetsiz vurunca golden oluyor City. 87’de beraberlik golüne yaklaşıyor Villa, Engels’in kafa vuruşu önce kaleci Bravo, sonra direkten geri geliyor. Beş dakika uzatılan maçta başka gol olmayınca, 331 milyon Sterlin değerindeki yedek kulübesiyle maça başlayan City kupaya uzanıyor. Aston Villa ise yeniden Premier Lig’e tutunma savaşında. Madem mart ayında aramızdan ayrılmış şairle başladık yazıya, yine bir martta aramızdan göçüp gitmiş Amerikalı yazar Charles Bukowski ile noktalayalım. 82.149 taraftarın şahitliğinde kaybeden takımın sevdalılarına gitsin sözleri: “Ya düşlerinin peşine düşmeyi seçersin ya da olanları kabullenmeyi. İyiliklerinle güçlenir, keşkelerinle tükenirsin! Karar senin.”