İSİG Meclisi’nin raporuna göre, salgının ilk ayında en az 52 işçi Covid-19 nedeniyle can verdi. En az 159 işyerinden 855 işçinin testi pozitif çıktı. 251 işyerinde önlem alınmadı, işçilerin yaşamıyla oynandı

Çarklar dönüyor, işçiler ölüyor!

Emek Servisi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Covid-19 salgını döneminde işçi sağlığı ve iş güvenliğini ele alan rapor yayımladı. İlk salgın vakasının açıklandığı 11 Mart günü ile 10 Nisan arasında yaşanan gelişmeleri içeren rapora göre, salgının ilk ayında en az 52 işçi Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. En az 159 işyerinden 855 işçinin Covid-19 testi pozitif çıktı. 251 işyerinde işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadı, işçilere salgın riskiyle çalışmaya zorlandı.

EN ÇOK ÖLÜM 'TİCARET/BÜRO'DA

Rapora göre, salgının ilk ayında Covid-19 kaynaklı iş cinayetlerinde yaşamını yitiren 52 işçinin 40’ı ücretli emekçiydi (işçi ve memur), 13’ü ise kendi nam ve hesabına çalışıyordu. Ölen işçilerin 45’i erkek, 7’si kadındı. Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren emekçilerin yaş ortalaması 51 olarak saptandı.

Covid-19 kaynaklı iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin 15’i ticaret/büro, 12’si sağlık, 7’si konaklama, 5’i belediye/genel işler, 2’si tekstil, 2’si bankacılık, 2’si metal, 2’si güvenlik işkolunda çalışıyordu. Madencilik, kimya/lastik, ağaç/kağıt, basın ve enerji işkollarında da 1’er işçi yaşamını yitirdi.

Hayatını kaybeden işçilerin en az 7’si sendika üyesiydi. Salgının ilk ayında İstanbul’da 29, İzmir’de 4, Ankara’da 3; Bursa, Kocaeli, Sakarya ve Uşak’ta 2’şer işçi can verdi. Diyarbakır, Aydın, Balıkesir, Düzce, Mardin, Muğla ve Zonguldak ile Belçika’da da birer işçi yaşamını yitirdi.

PATRONLARIN SALGIN FIRSATÇILIĞI

Rapora göre salgının ilk bir ayı hem siyasi iktidar hem de patronlar tarafından ‘fırsat’ olarak görüldü. 81 işyerinde işten çıkarmalar yaşandı. İşten çıkarmaların en yoğun olduğu işkolları inşaat ve konaklama oldu.

Öte yandan üretim/hizmetin durmasında kaynaklı fiili olarak işsiz kalan işçiler de oldukça fazla. Binlerce restoran ve turizm işçisi ile özellikle kayıt dışı istihdamın ana kitlesi olan kadın, çocuk ve göçmen işçiler işsiz ve gelirsiz kaldı.

ALINAN ÖNLEMLER GÖSTERMELİK

İşsizliğin koz olarak kullanıldığı işyerlerinde üretim baskısı ve kötü koşulları devam ederken, salgına karşı neredeyse hiçbir önlem alınmadı. İSİG Meclisi, 251 işyerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını ve işçilerin risk altında çalışmaya zorlandığını tespit etti. Pek çok sektör ve işyerinde işçilerin birbirine yakın biçimde, kişisel koruyucu ekipman verilmeden çalıştırıldığı; yemekhanelerde, işçi servislerinde ve yakın zamana kadar toplu taşımada sıkışık şekilde işe gidip geldiği, ‘bireysel hijyenlerine’ dikkat edecek koşul ve zamanlarının olmadığı görüldü.

Salgın sürecinde bazı sektörlerdeki talep artışı, patronların işçiler üzerindeki çalışma baskısını yoğunlaştırdı. Bu süreçte işçiler açlık tehdidiyle çalıştırılırken; başta sağlık çalışanları, kargo emekçileri, market çalışanları olmak üzere binlerce işçiye aşırı ve esnek çalışma dayatıldı. Çalışma süreleri fiilen uzatılırken pek çok işyerinde fazla mesai ücreti ödenmedi.

carklar-donuyor-isciler-oluyor-718622-1.

855 İŞÇİNİN TESTİ POZİTİF ÇIKTI

Rapora göre, 11 Mart-10 Nisan arasında en az 159 işyerinde 855 işçinin Covid-19 testi pozitif çıktı. İşyerlerinde virüse yakalanan işçi sayısı giderek artarken, bazı işyerlerinde pozitif vakalar gizlendi ya da bilinmesine rağmen hiçbir önlem alınmadan üretime devam edildi. Başta Arçelik, Tekfen, Posco Assan, Koton, Çokaloğlu Limanı, Emaar şantiyesi gibi büyük işyerleri olmak üzere, vaka görülen işyerlerinin çoğunda üretim sürdürüldü, işçilerin yaşamı ile oynandı.
Salgının ilk bir ayında 107 işyerinde üretime/hizmete ara verilirken, 303 işyerinde işçilere ücretsiz izin dayatması yapıldı, pek çok işyerinde ise işçilerden yıllık izinlerini kullanmaları istendi.

SALGIN SINIF SORUNUNA DÖNÜŞTÜ

İSİG Meclisi’nin raporunda şu değerlendirmeler de yer aldı: “Salgının ilk bir ayındaki tablo, salgının yoğun olarak görüldüğü, hasta ve ölüm oranlarının yüksek olduğu yerlerin işçi yoğun kentler olması, salgının bir sağlık sorunundan ziyade sınıf sorununa dönüştüğünü göstermektedir. Başta üretimin her koşulda sürdürülmesi gibi tüm patron yanlısı politikaların önüne geçilmezse salgının en ağır bedelini işçiler ödeyecektir.”