Vallecas, Madrid’in işçi semtlerinden biri. Puente de Vallecas ve Villa de Vallecas olmak üzere iki mahalleden oluşuyor.

60’larda başkentte sanayinin büyümesini takiben buraya göç edenlerin bu mahallelerde yaşamaya başlamasıyla Madrid’in en büyük işçi yerleşkesi haline geliyor.

Franco’nun faşist iktidarına karşı direnişin en iyi örgütlendiği bölge de burası.

Yoksulluğun elli yılı aşkın bir süredir kol gezdiği Vallecas’ta birkaç gün önce bütün İspanyol medyasının dikkatini çeken bir olay yaşandı.

85 yaşındaki Vallecas sakini Carmen Martinez Ayudo bütün hayatı boyunca temizlik görevlisi olarak çalışarak sahip olabildiği tek mal varlığından, yıllardır oturduğu evinden icra görevlileri tarafından çıkarıldı.

Ayudo’nun küçücük evinden çıkarılırken yüzüne yansıyan acıyı tarif etmek imkansız. Evin apartman boşluğuna açılan kapısına tutunarak ayakta durabilen Carmen Martinez’in o hali kapitalizmin aslında ne olduğunun bir özeti. İnsanın derisini etinden ayıran o kare, üzgün olmaktansa neden öfkeli olmamız gerektiğini çok iyi anlatıyor.

85 yaşındaki Martinez’in evden çıkarılma nedeni oğlunun tefecilerden 40 bin avro borç alması. Borç karşılığında evi ipotek ettiren oğlu parayı ödeyemeyince tefeci şirket tahsilatı eve el koyarak yapıyor.

Martinez’in evden çıkarılma görüntüleri İspanyol medyasında büyük ilgi uyandırıyor ve fotoğraflar kısa sürede 2008 yılından bu yana İspanya’da süregelen krizin yarattığı etkilerin bir sembolü haline geliyor.

Martinez’in tahliyesi esnası ve sonrasında Vallecas sakinlerinin protestoları başlıyor, kitle yoksulluğa mecbur süren hayatlarına Carmen Martinez’in şahsında isyan ediyor, polisle çatışıyor.

İspanya’da geçen yıl 2,060 ev zorla tahliye edilirken istatistiklere göre bu sayı 2014’ün sadece ilk altı ayında 1,547. Kısacası altı yıldır devam eden ekonomik kriz sona ermek şöyle dursun, giderek daha da fazla sayıda insanı yerinden yurdundan edecek şekilde büyüyor.

Martinez’in tahliyesi sonrası devreye Vallecas’ın futbol takımı Rayo Vallecano giriyor.

Rayo Vallecano, 1924 yılında kurulmuş ve arkasına işçi sınıfının desteğini alarak İspanya liglerinde oldukça dar bir bütçeyle önemli başarılar elde etmiş bir kulüp.

Martinez’in durumunun basına yansımasının ardından başta teknik direktör Paco Jemez olmak üzere bütün kulüp devreye giriyor ve yaşlı kadının sokakta kalmaması için ömrünün geri kalanında yaşayacağı evin kira bedelinin üstlenilmesi adına bir kampanya başlatılıyor.

İlk bağışçı Jemez, kulübün bir sosyal yardım kuruluşu olmadığının farkında olduklarını söylerken çok çarpıcı bir tespitte bulunuyor: Evet, biz bir sosyal yardım kuruluşu değiliz ama Carmen Martinez bizim komşumuz. Komşumuzun sokakta kalmasına göz yumamazdık.

Şimdi sırada kulübün Sevilla’yla kendi sahasında oynayacağı maçtan elde edilecek gelirlerin Martinez adına açılan banka hesabına yatırılması var.

Celta Vigo maçında tribünlerde ‘Carmen Se Queda’ (Carmen Kalıyor) pankartı açan taraftarlar ve twitter’da da #CarmenSeQueda hastag’i aracılığıyla kampanyaya destek istemeyi sürdürüyor.

Sevilla maçı için Vallecano taraftarlarına ayrılmış dört bin bilet var. Her bir biletin 5 eurosu Martinez’in kira giderleri için ayrılacak. Olur da bu süre zarfında Martinez’e başka bir yardım eli dokunursa, toplanan para aynı durumdaki başka insanlar için harcanacak.

Görünen o ki, Carmen Martinez sokakta kalmayacak. Sınıf dayanışması sağolsun, ömrünün sonuna kadar bir evi, yaşayacak bir yeri olacak.

Tabii, İspanya’da ve dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan kapitalizmin dayattığı insanlık dışı koşullara rağmen hayatta kalabilmek için çalışmaya devam etmeyi sürdürecek.

Etrafında yaşananlara şahit oldukça zaman zaman bizi kendinden nefret ettiren futbol denen oyun, bazen de işte Carmen Martinez ve Rayo Vallecano örneğinde olduğu gibi ‘Her şeye rağmen iyi ki futbol var’ dedirtiyor.

Hayat...