“Silahlı kolluk olarak çarşı ve mahalle bekçileri” kategorisi öngören yasa önerisi, yine TBMM Genel Kurulu önemli gündem maddeleri ile toplantı halinde iken İçişleri Komisyonu’nda AKP+MHP oyları ile kabul edildi.

Yasa önerisi, birçok ayrışma ve çatışmayı beraberinde getiriyor:

-Kolluk açısından;
-Merkezi yönetim ve yerel yönetimler açısından,
-Yurttaş hak ve sorumlulukları açısından.

İDARİ VE ADLİ KOLLUK YERİNE

Yıllardır, idari kolluktan ayrı ve yargı organlarına bağlı bir adli kolluk kurma yönündeki çalışmaların sonuçlandırılması beklenirken, yasa önerisi , sadece kolluk düzleminde bir bölünme ve parçalanmayı değil, genel bir dağınıklığı da gözler önüne serdi, hem de çok yönlü olarak.

-Bir kez, bekçiler, polis ve jandarma içinde ve dışında adeta 3. Bir kolluk.
-Sonra, bekçilere verilen görev ve yetkiler yelpazesi, idari ve adli kolluk ötesinde, yerel yönetimlerin yetkilerini, hatta yurttaş hak ve sorumluluklarını da kapsamına alıyor.
-Nihayet, “görev+yetki+sorumluluk” zinciri bakımından Anayasa’ya açık aykırılıklar oluşturuyor.

YÖNETİMDE ÇİFTE BÖLÜNME

6360 sayılı yasa, Türkiye’yi ikiye böldü: Büyükşehir Belediyeleri ve diğerleri. Bu ayrım, sadece yerel yönetimler bakımından değil, yerel yönetimlerdeki farklılaşma, merkezi yönetim birimlerinde de ayrışmalara yol açtı. Örneğin, diğerleri arasında, Büyükşehirlerde il genel meclisi kaldırıldı ve belediye yönetimi ile il sınırları örtüştü. Bu ayrışma, Anayasa md.2 ve 127’ye aykırı.

Bekçi düzenlemesi, aykırılıklara madde 126’yı da ekledi. Çünkü büyükşehirlerde köyler mahalleye çevrildi. Yasa önerisi, Türkiye’de ikili yönetim yokmuş varsayımı ile hazırlanmış. Böylece, büyükşehir mahalleleri ile diğer illerin köyleri arasında ayrımcılık var.

YEREL/SAĞLIK/YURTTAŞLIK

Öte yandan, bir yardımcı kolluk gücü çerçevesinde bile aşırı görev ve yetkiler ötesinde, muhtarlık ve belde yönetimine ilişkin görevler, sağlık görevleri ve genel olarak yurttaşlık görevleri verilmiş.

Örneğin, “Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumlulukları da ihtiva eder” ( md.12/2) hükmü gereği, yurttaşların günlük yaşamlarındaki ödev ve sorumluluklarını da bekçiler paylaşacak.

YARDIM/ÖNLEME-KORUMA/ DURDURMA…

Belirsiz ve muğlak kavramlarla her an kötüye kullanıma açık ve Anayasa’ya aykırı olan görev ve yetkiler dizisinden sadece birer örnek:

-“Halka yardım görevi”, “Yardıma ihtiyaç duyduğu değerlendirilen şiddet mağduru veya şiddete ya da istismara uğrama riski taşıyan kadın ve çocukları, kimsesizleri, engelliler ve acizleri en yakın genel kolluk birimlerine teslim etmek,”.
-Önleyici ve koruyucu görev ve yetkiler: “Kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla genel kolluk kuvvetleri gelinceye kadar önleyici tedbirler almak,”.
-“Durdurma ve kimlik sorma” kenar başlıklı madde, alıkoyma ve arama yetkilerini içermekte olup, özellikle Anayasa md.19 ve 20’ye aykırı öğeler ile bezelidir.

SİLAH KULLANMA YETKİSİ

“Çarşı ve mahalle bekçileri 4/7/1934 ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 16 ncı maddesinde belirtilen zor ve silah kullanma yetkisini haizdir”.

Bilindiği üzere, md.16, PVSK’nın en sorunlu maddelerinin başında geldiği halde, burada sıralanan yetkilerin bekçilere aynen verilmesi, yaşam hakkı açısından ciddi risklere yol açabilir.

GÖREVE GİRİŞ VE LİYAKAT

Sadece hak ve özgürlükler bakımından değil, “görev+yetki+sorumluluk” halkası bakımından da sorunlarla yüklü bir mesleğe giriş, “liyakat” ilkesi gereği olmalı iken, İçişleri Bakanlığı yönetmeliği ile belirlenecek.

Bu düzenleme, bekçilere verilen görev yetkiler ile birlikte, “parti kolluğu” yaratma tehlikesine de açık. Bu nedenle, “paralel kolluk” ve “ahlak polisi” gibi nitelemelerle CHP+HDP+İYİ Parti vekillerine yöneltilen eleştiriler haksız değil. Haftaya Genel Kurul’da demokratik muhalefet pek uyanık olmalı.