Google Play Store
App Store

Salgın süreciyle birlikte hayat pahalılığı dayanılmaz hal aldı. Ekonominin nabzının attığı yer olan pazaryerlerinde esnaf da yurttaş da fiyatlardan şikâyetçi. Yurttaşlar, pazar yerlerine alışverişe değil bakmaya geldiklerini söylerken bir esnaf ise, “Gidişat kötü… Hep beraber batıyoruz” diyor.

Çarşı ve pazarda fahiş fiyat yangını

Aycan KARADAĞ

Pandemi ile birlikte tırmanışa geçen enflasyon yoksulluğu daha da derinleştiriyor. Halk, her ay rekor kırmaya başlayan enflasyon rakamlarının altında ezilirken, hükümet izlemekle yetiniyor. Enflasyonu yaratan nedenle mücadele etmeyen iktidar, milyonlarca yurttaşın yoksullaşmasına seyirci kalıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son enflasyon, 28 ayın en yüksek yıllık enflasyon rakamı olarak kayıtlara geçti. Tüketici fiyat endeksi bir önceki aya göre yüzde 1,12 artarak 19,25 olarak gerçekleşti.

Enflasyondaki bu artış geçim şartlarının giderek ağırlaşmasına neden oluyor. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, yürürlükteki asgari ücretin yaklaşık 200 lira üzerinde. Hal böyleyken BirGün olarak İzmir’in Hatay semtinde meşhur Hatay Pazarı’na giderek hem esnaf ile hem de yurttaş ile konuştuk. Yurttaşlar hayat pahalılığı ve zamlardan yakınıyor. Esnaflar ise fiyatların yüksek olmasından dolayı satış yapamadıklarından dert yanıyor.

Yıllardır pazarlarda esnaflık yapan Kamil Tanbaşı, pazarın bu kadar pahalı olduğu bir dönemi hatırlamadığını söyleyerek, “Fiyatlar çok pahalı. Ama bizim yapacağımız bir şey yok. Marul 7 TL, lahana 10 TL, Ispanak 12 TL. Bu fiyatları böyle olursa kimse alamaz. Daha da pahalı olacak her şey. Dolar almış başını gidiyor. Durmaya da benzemiyor. Biz de satamayız. Biz esnafız ama biz de alışveriş yapıyoruz. Alım gücümüz bitti. Para değerini kaybetti. Çiftçi de bitti, biz bittik, yurttaş bitti. Kazananlar ama belli” diye konuştu.

Bir diğer esnaf Tekin Günnur de, “Maliyet artınca tezgâhta da fiyatlar artıyor” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Milletin alım gücü yok. Biz de alışverişi doğru düzgün yapamıyoruz. Kış sezonu başladı. Gelir, gideri karşılamıyor. Yurttaş tezgâha geliyor, fiyatı soruyor ve gidiyor. Hiçbir şey yapamıyoruz.”

YAŞADIĞIMIZA ŞAŞIRIYORUM

Pazarcı esnafından Enes Kılıç’ın da anlattıkları çok farklı değil. Kılıç, “Domatesi şu an kilosunu 2 buçuk liradan satıyoruz. Onu bile kimse almıyor. Millette para yok. Geliyor yarım kilo istiyor. Ülkede her şeye zam geliyor. İnsanlar ne yapsın? Doğal olarak yemeden-içmeden kesiyorlar. İşlerimiz kötü. Her gün daha da kötüye gidiyor. “Yaşadığımıza şaşırıyorum. Satışlar durma noktasında. Millet ekonomik sıkıntı çekiyor. Gidişat kötü… Hep beraber batıyoruz” ifadelerini kullandı.

Esnaf Yasin Kızıl ise, “Yurttaş bakarak doymayı başladı” diyor ve sözlerine şunları ekliyor: “Girdi maliyetleri yüksek doğal olarak her şey pahalı oluyor. Alım gücü insanlarda yok. Bir sene öncesine göre kazandığımız paranın yarısı kazanıyoruz. Muzun kilosu 12 lira oldu. Millet artık az almayı bırak, almamaya başladı.”

***

Etiketlere yanaşılmıyor, pazar çantaları boş

Pazar yerlerine ihtiyaçlarını karşılamaya gelen yurttaşlarda şikâyetçi.

Yorumları ise şu şekilde:

Oğuzhan Duvar: Pazara bugün erken geldim biraz iyi ürün alayım diye ama her şey çok pahalı. 3 tane şeftali aldım 1 kilo geldi 8 TL verdim. Yaz bitiyor son kez taze Semizotu alayım dedim. 2 kişiyiz diye 1 demet aldım o bile pahalı. Ne yiyeceğiz, ne içeceğiz şaşırdım. Muz almak istedim 5 tane muz için 12 TL para ödedim. Filemde 4 parça eşya var 40 TL para ödedim. Çok değil 2 sene önce ben haftalık bütün alışverişimi yapardım 100 TL’ye. Şimdi nasıl yapayım. Sürekli her şeye zam geliyor ama emekli maaşı yerinde sayıyor. Biz bu fiyatlarla sağlıklı bir şekilde nasıl hayatta kalacağız?

Ayberk Kara: Market pahalı diye pazara gelmek istedim. Pazar da market fiyatlarına gelmiş. Her şey ateş pahası. Asgari ücret kazanan biri olarak artık alışveriş yapamıyorum. Muz yemeyi unuttuk. Gülsek mi ağlasak mı bilemedim.

Zeynep Duru: Sadece sebze alışverişi haftalık 200 lira. Aldığımız para belli. Bu şekilde ailemi doyuramam. Her şeyden kısmaya başladık. Kısa kısa hiçbir şey kalmadı. Pazar çantasının içi boş pazardan çıkıyorum. Bu fiyatların düzenlenmesi lazım. Yoksa durumumuz içler acısı bir hal alacak