Azerbaycan ile Ermenistan arasında patlak veren çatışmasının arka planında ne var? İki ülkeyi topyekun bir savaşın eşiğine getiren çatışmaların yaşandığı sınır kenti Tovuz enerji nakil hatlarının merkezinde yer alıyor. Yaşanan krizin pandemi süreciyle birlikte daha da derinleştiği iki ülkede de liderler çatışmayla gündemi değiştirme arayışında.

Çatışmanın asıl amacı ne?

Dış Haberler Servisi

Azerbaycan ve Ermenistan arasında pazar günü başlayan sınır gerilimi devam ederken çatışmaların yaşandığı bölge ve zamanlaması tartışma konusu oldu. Azerbaycan, ilk çatışmanın 12 Temmuz'da Ermenistan’ın kendi mevzilerine saldırı girişimiyle başladığını savunurken Ermenistan ise Azerbaycan’ı ateşkesi ihlal etmekle suçluyor. Her iki taraf da birbirini sivil yerleşim yerlerini vurmakla itham ederken şu ana kadar iki ülkeden 16 asker hayatını kaybetti.

TOVUZ STATEJİK KONUMDA

Bölgede tansiyonu yükselten çatışmaların yaşandığı ülkenin kuzeyindeki Tovuz reyonu Türkiye ve Azerbaycan'ın ortaklaşa yaptığı Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru ve Güney Kafkasya doğalgaz boru hatlarının merkezinde yer alıyor. Azeri gazı bu boru hatları üzerinden Batı’ya taşınıyor. Bu bölge aynı zamanda Azerbaycan'ı Gürcistan üzerinden Türkiye'ye ulaştıran tek kara yolu da bu rotada bulunuyor.

KARABAĞ SORUNU BEKLEMEDE

Tovuz bölgesinin, iki ülke arasındaki asıl çatışma konusu olan Dağlık Karabağ ile ilgisinin bulunmaması dikkat çekiyr. Azerbaycan toprakları içinde kalan Dağlık Karabağ fiili olarak Ermenistan’ın yönetiminde. En son 22 Haziran'da Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev arasında arabulucular ile yapılan telekonferans görüşmesinde bu bölgeyle ilgili sözlü atışma yaşandı.

MİNSK GRUBU ÇÖZEMİYOR

Eş başkanlığını Rusya, Fransa ve ABD'nin yürüttüğü AGİT Minsk Grubu da bu zamana dek Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik somut neticeler elde edemedi. Ermenistan’ın Moskova Büyükelçisi Vardan Toganyan'ın Bakü’nün, Dağlık Karabağ sorununda hararetli bir tutum alarak Azerbaycan kamuoyunu savaşa hazırladığını söylemesi dikkat çekti.

KAMUOYUNA MÜDAHALE Mİ?

Bir diğer tez ise pandemi sürecinde siyasi ve ekonomik kriz yaşayan her iki ülkenin de kamuoyunun dikkatini başka bir yöne çekme amacında olduğu yönünde. Buna göre, pandemi günleri her iki ülke ekonomisinde de ağır sonuçlara yol açarken toplumlarda huzursuzluk baş gösterdi. Mart ayında olağanüstü hal ilan eden ve ağustos ayı ortasına kadar bu kararı uzatan Ermenistan'ın ekonomik zararları 1.5 milyar dolara ulaştı. Azerbaycan'da da işsizlik oranlarında yine bu süreçte ciddi artış gözlemlendi. İki ülkenin de kamuoyunda muhalefet, yetersiz önlemleri eleştirirken bu kez çatışmaların ana gündemi oluşturması dikkat çekti.

RUSYA VE NATO'NUN TAVRI

Rusya'nın ve NATO'nun Güney Kafkasya politikalarının da bölgedeki krizlerin seyrini etkilemesi de çatışmayla ilgili dikkat çeken bir unsur. Ermenistan ve Azerbaycan'ın bölgede etkin olan Rusya, İran ve Türkiye gibi ülkelerin nabzını ölçmek adına kimi zaman bölgesel gerilimi artırdığı da kamuoyunda öne çıktı. Ermenistan’ın bölgesel kontrolü artırmak için Rusya’yı Azerbaycan’la olan çatışmaya daha fazla çekme niyetinde olduğu, Azerbaycan’ın ise bu durumda sınırlarının güvenliğini test etme amacında olduğu düşünülüyor.

KAFKASYA NATO’NUN HEDEFİNDE

Azerbaycan'a askeri desteğini artıran NATO'nun Rusya'ya karşı bölgede güç biriktirme girişimleri yürüttüğü bilinirken Moskova'nın ise bu çatışmadan şimdilik uzak durduğu görülüyor. Kremlin, çatışmanın başladığı günden bu yana taraflara itidal çağrısı yapıyor. Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nün (CSTO) üyesi Ermenistan'ın "Bir üyeye saldırı tüm üyelere saldırıdır” ilkesi nedeniyle Rusya'nın Azerbaycan'a yönelik yanıt vermesini beklerken, Rusya'nın her iki ülkeye de ateşkes önerisinde bulunması dikkat çekiyor.

DİKKAT ÇEKEN TEPKİ

Çatışmayla ilgili Türkiye ve İran'dan ise farklı tepkiler gelmeye devam ediliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilen partilerden AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti, söz konusu çatışmalara ilişkin ortak bir bildiri yayınlayarak Ermenistan’ı kınadı, Azerbaycan'a destek verdi. HDP ise ortak bildiriyi imzalamadı, çatışmaların dindirilmesi için arabuluculuk yapılmasını istedi. İran Dişişleri Bakanlığı ise Tahran'ın Azerbaycan ve Ermenistan arasında.

MİNSK GRUBU YERİNE, BM DEVREYE GİRMELİ

Siyaset Bilimi uzmanı Doç. Dr. Hakan Güneş, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan çatışmanın seyrine ilişkin şöyle konuştu: “Bölgesel krizler bu çatışmaların devam edeceğini gösteriyor. Tovuz’da çıkan çatışma ilk değil. Hatta 2016’da yaşanan daha ciddi bir çatışmaydı. Bölgede her an çatışmaya yatkın bir durum var ve bu hepsinden daha önemli. Çünkü, Karabağ sorunu hala çözülemedi.

Çözülmediği için de istikrarsızlık üretmeye devam edecek. Bu sorunun çözülmesi için kurulan Minsk Grubu hala önemli bir adım atamadı. 28 yıldır doğru dürüst bir barış fikri ortaya atamayan bu grup yerine Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin doğrudan tayin edeceği bir özel temsilcinin iki tarafla yürüteceği müzakere daha yerinde olacaktır. Bölgede çatışmaları doğuran sorunların çözümü için böyle bir mekanizma kurulması işe yarayabilir.”