Giresun, Trabzon, Rize, Of, Pazar, Hemşin, Fındıklı, Kemalpaşa, Hopa ve Borçkalı çay üreticileri, taleplerini açıkladı. "Ya toprağımıza geleceğimize sahip çıkacağız ya da tüccarların insafında bir gelecek süreceğiz" denilen açıklamada, "Sadaka değil alın terimizi istiyoruz" ifadeleri kullanıldı.

Çay üreticileri taleplerini açıkladı: Sadaka değil alın terimizi istiyoruz!

Dilan ŞAHİNBAŞ

Giresun, Trabzon, Rize, Of, Pazar, Hemşin, Fındıklı, Kemalpaşa, Hopa ve Borçkalı çay üreticileri bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.

DİSK/Genel-İş Rize Şubesi'nde bir araya gelen Giresun, Trabzon, Rize, Of, Pazar, Hemşin, Fındıklı, Kemalpaşa, Hopa ve Borçkalı çay üreticileri, Meclis çalışmasının acil olarak gerçekleştirilmesi gereken 7 talebi kamuoyu ile paylaştı.

Kemalpaşalı çay üretici Nurcan Altunkaya’nın okuduğu basın açıklamasında bölge toprağının ve suyunun korunmasının, nitelikli ve sağlıklı tarımsal faaliyetlerin yapılmasına yönelik de çalışmalara ihtiyaç olduğu vurgulandı.

Altunkaya, açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Bölgemizin en önemli geçim kaynağı olan, sadece üreticilerin değil, fabrikalarda çalışan işçilerin ve esnafın hayatı çay üzerinden şekillenmektedir. Her yıl açıklanan yaş çay fiyatı ile beli bükülen, istikrarlı ve güven veren bir çiftçi politikasının yokluğu nedeniyle önünü görmekte zorlanan biz çay üreticileri; ülke ekonomik durumu, %200'den fazla artan gübre fiyatları nedeniyle tarlaya girmeden borçlanmaya başladık. Çünkü yüksek gübre fiyatları nedeniyle üretici borçlanarak çay tarlalarına gübre taşıyor. Geçen yıl açıklanan 13 Kr destekleme ödemeleri sadece gübre fiyatları karşısında erimişken, temel gıda maddelerinin artışından bahsetmek dahi istemiyoruz.

Boş bulduğunuz her yeri; dağı, taşı ekin diye açıklama yapanlardan çiftçiler adına daha somut adımlar bekliyoruz. Evet bu çağrıyı önemsiyoruz: Dağı, taşı ekelim. Ancak en az korumalı kur politikası ile hesabında dövizi olan azınlıkların korunduğu kadar, üreten binlerce çiftçinin dağı, taşı ekmesi için korumasız bırakılmamalı.

Ülkemizde tarımsal altyapılar uygun hale getirilip, üretim hakkının güvence altına alınıp, sürdürebilir tarım güvencesinin sağlanmasını istiyoruz. Olası bir gıda krizini şimdiden kesmek için, özelleştirilen ve kapatılan kuruluşlar acilen kooperatifleştirerek üreticilerine teslim edilip, desteklenmelidir. Yerinde üretime geçilirse, bu insanlığı tehdit eden sermayenin saldırıları karşısında, halkın güvenli tarım hakkını ve sağlık hakkını korumuş oluruz."

"Biz çay üreticileri olarak gerek çayın geleceği gerekse üreticinin korunması adına çay makaslarını elimize almadan önce acil taleplerimiz var" diyen Altunkaya, şunları sıraladı:

1. Yaş çay taban fiyatı uygulanmalıdır. Yaş çay taban fiyatı 9 TL, Organik yaş çay fiyatı konvansiyonel yaş çayın iki katı olmalıdır.

2. Çay gübre fiyatlarının yüksekliğinden kaynaklı üretici enflasyon oranında sübvanse edilmelidir.

3. Çay üreticisi özel sektör karşısında korunarak, taban fiyatın altında yaş çay alımı yasaklanmalıdır.

4. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'ne hazırlatılan, özel sektörü koruyan ve üreticiden saklanan yaş çay yasa tasarısı geri çekilerek üreticilerle yeniden hazırlanmalıdır.

5. Çayda kota ve kontenjan uygulamaları kaldırılmalıdır.

6. Mevsimlik işçiler kadroya alınmalıdır.

7.Toprak sağlığı ve verimliliği çalışması yapılarak, organik çay üreticilerinin çay sertifikaları çıkarılmalıdır."

"Bu taleplerin karşılanması sağlıklı ve ekonomik çay tarımı için elzemdir. Taleplerimizin takipçisi olacağız. Bugün burada sadece birkaç talebi dillendirmek ardından kabuğumuza çekilmek için bir araya gelmedik. Taleplerimizin takipçisi olacağız" diyen Altunkaya, şunları ifade etti:

"Burada saydığımız talepler çay tarlasına girmeden önce açıl karşılanması gereken taleplerdir. Kuşkusuz çay üreticilerinin uzun vadede çözülmesi gereken sorunları da vardır. Sosyoekonomik taleplerimizin yanında bölgemiz toprağının, suyunun korunması; nitelikli ve sağlıklı tarımsal faaliyetlerin yapılmasına yönelik de çalışmalara da ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Alın terimize emeğimize sahip çıkarken toprağımıza da sahip çıkacağız.

Biz üreticiler adına karar alan; eli çay makasına değmeyen, sadece kuru çay satışından elde edilecek karı düşünenlerin bizim adımıza kararlar alması çay tarımını bitirmektedir. Her yıl açıklanan fiyattan daha düşük fiyata çay alan özel firmalara göz yumanların, tüccarların cebini düşünenlerin bizim adımıza karar vermesini istemiyoruz.

Biz çay üreticilerinin önünde iki tercih var: Ya toprağımıza geleceğimize sahip çıkacağız ya da tüccarların insafında bir gelecek süreceğiz. Tercihimiz de kaderimiz de ortaktır: Sadaka değil alın terimizi istiyoruz. Biliyoruz ki yalnız ve çaresiz değiliz. Çay üreticisi milyonlarız. Birlikte güçlüyüz.”