İstanbul Çekmeköy’de, içinde bin 200 daire barındıran bloklar… Aynı sitede 19 da villa yer alıyor. Bu villalar, tel örgüler ile siteden ayrılıp müstakil hale getirildi. Bu ayrım kanuna uygun değil. Ayrılan yerde çocuklarının da villaları bulunan bir emekli oturuyor.

Yargı mensubu emekli şahsı, önce İstanbul Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak görüyoruz. 2003’te AKBİL davasında aralarında, bugün AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu 29 sanık hakkında beraat kararı verdiği dosyada.

Ardından Siirt’te. Erdoğan, henüz belediye başkanıyken, Siirt’te okuduğu şiir nedeni ile hakkında, TCK 312. madde kapsamında verilen mahkûmiyet kararının ‘adli sicilden silinmesi’ yönündeki karara imza atan mahkemenin başkanı da o isim.

2016’da ise aynı şahıs artık Yargıtay Başkanı. Mayıs 2016 Rize. Türkiye’de rejim değişikliğine domino etkisi yapan, 15 Temmuz darbesinden 2 ay önce. Erdoğan ailesi ile birlikte çay topluyor.

O KAREDEN, BU KAREYE AYNI KİŞİ!

EKBA Holding A.Ş.’nin sahibi Cihan Ekşioğlu kısa zamanda büyük bir servet kazandı. Kaynağı, savunma sanayi, inşaat ve ‘yaratılan’ yeni sektördü: ‘FETÖ borsası’. Ekşioğlu, İsrail ile Savunma Sanayi arasındaki aracıydı. İsrail kazandı, Ekşioğlu kazandı, bürokratlar ve siyasiler kazandı. Kamu kaybetti. Kaynakları heba oldu!

Erdoğan’ın 2009’da, Davos’ta İsrail’e karşı ‘one minute’ çıkışından 2 yıl sonra, İsrailli 2 firma ile Türkiye arasında anlaşma yapıldı. Bugün hâlâ yürürlüktedirler. Şirketlerin istihbarat, lojistik, ilaç ve inşaat alanlarındaki faaliyetleri Ekşioğlu’nun faaliyetleri ile örtüşüyor.

Mesele kısaca şöyle; İsrail’den alıyorsun, yerli-milli etiketini koyup, savunma sanayine kakalıyorsun. Ekşioğlu’nun ‘savunma’ ile mesaisi başka kaynaklar devreye girince ‘yargı’ ile de sürdü. O, FETÖ Borsası’nın mucidi! Tezgâhı, İstanbul, Akmerkez’e kurdu. 2 katlı ofiste, Burak Başlılar ile çalışmaya başladı.

Ekşioğlu, Başlılar’a bu görevi neden verdi? Çünkü Başlılar tam bir ‘FETÖ’cüydü. Ama hakkındaki çok sayıdaki dosya hakkında takipsizlik verilmişti. Başlılar, Ekşioğlu için büyük avantajdı. Bank Asya, yardım dernekleri ve ilişkileri üzerinden bağ kurabiliyordu. Görevi avcılıktı! Akmerkez’deki ofiste ava çıkıp, tespit yapıyordu.

İş çığırından çıkmıştı. Hiç alakası olmayan kişiler bile Bank Asya ve derneklere yapmış oldukları küçük bağışlar kapsamında ‘FETÖ’ ile iltisaklandırıldı. Sonra şikâyet dilekçeleri yazıldı ve yargı harekete sokuldu.

NE ZULÜM NE MERHAMET YALNIZCA ADALET!

Akbil davasını aklayan, Siirt dosyasında sicil sildiren, Yargıtay Başkanı olup Erdoğan ailesi ile çay toplayan bilindiği üzere İsmail Hakkı Cirit’tir. Son fotoğraf önemli. Cihan Ekşioğlu, onu makamında ziyaret etti ve üzerinde “Ne zulüm ne merhamet yalnızca adalet” yazan elişi bir tablo hediye etti.

İŞİN SUYU ÇIKTI!

2018-2018 ‘FETÖ’ soruşturmalarının zirve yaptığı, herkesin bu damgayı yiyip, mallarına çöküldüğü ve işin suyunun çıktığı dönem. Bu süreç bize, birkaç nokta işaret edip bazı yerlere götürüyor. Başta, Cirit ve Erdoğan’ın eski dostluğunu görüyoruz. Yargıyı da içine alan ve ‘siyasetin tepeden tırnağa bildiği’ bir sarmal ile karşılaşıyoruz.

Komisyonlar üzerinden ise Çekmeköy, Alemdağ’da kamunun oturduğu yerden kanunsuz olarak ayrılan villalara çıkıyoruz. Düzeni anlatan devede kulak! ‘Süper emeklilik’ denilen şey bu olabilir mi? Bir; ‘Çay var içersen, mal var çökersen’ kurgusu!

Türkiye’de çökmenin, sadece FETÖ borsasından değil, belediyeler üzerinden olduğunu da anladık. Esenyurt Belediyesi’ndeki ilişkiler, Özyurtlar üzerinden dallanıp budaklandı. Güzel bir hikâye ortaya çıktı: “Biri belediyeyi ele geçirdi, diğeri bu sayede kamu kaynaklarını ranta açtı. Sonunda hepsi bölüştü. Yurttaş açlıktan öldü, “Hani bana” dedi. “Yok, sana” dediler.

‘KEDİ BORSASI’

Son olarak borsanın da bin bir hali olduğunu ilave edelim. Mesela ‘Adnan Hoca Borsası!’ Ne güzel ‘kedicikler’ ile eğleniyorlardı. ‘Kaynak yaratmak için’ diğer tarikatlara çökmek kamuoyunun tepkisini çekerdi. ‘Adnancılar’ dejenere faaliyetleri nedeni ile iyi bir tercihti.

Soruşturma, Ağustos 2016’da isimsiz, kimliksiz bir ihbarla başlatıldı. 2017’de, 235 kişi ve 86 şirketin tüm mal varlıklarına tek gün içinde el kondu. Bugüne kadar MASAK raporları hakkında tek bir araştırma bile yapılmadı. Bir kerelik ‘dev kedi vurgunu!’