Yazıya başlık arıyordum. Birden aklıma Semih Yanyalı’nın grubu Cazyapjazz geldi Grubu da, adını da hep sevmişimdir. Nedense bu cümle bana aşina da geldi. Meğer 2014 Temmuz’unda Cazkolik’e bu başlıkla bir İstanbul Caz Festivali (ve diğerleri) yazısı yazmışım. “Bir caz ikliminde, türlü esintilerle oradan oraya sallanıyoruz” demişim. Bitmekte olan İstanbul Caz Festivali, Ramazanda Caz, Neil Young, Dhafer Youssef; hatta bluescı kılığında Steven Seagal…

Şimdi ise bambaşka bir iklimdeyiz. Ama festivalimiz gene bizimle. Gerçi broşürü şuracıkta, elimin altında duran ilk programla değil. 27 Haziran-14 Temmuz arasında da değil. Onlar pandemi öncesi rüyalarmış: Mare Nostrum III, Gregory Porter, A MoodSwing Reunion (Redman - Mehldau – McBride - Blade) vesaire. Doğrusu aklım kapanış konserini verecek olan Foals’da da kalmıştı.

Sonra salgın geldi, evlere çekilindi, karantinaya boyun eğildi. Çoğu festival bir sonraki yıla ertelendiği ya da iptal edildiği için cazdan da yoksun kalacağız diye içimiz titredi. Online konserlere çoktan razıydık.

Ama işte İKSV’nin 27. İstanbul Caz Festivali değişen programıyla 2 Eylül’de dinleyicisiyle buluşuyor. 23 yıldır olduğu gibi Garanti BBVA sponsorluğunda ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle. COVİD-19’u aştı. Özgün program mecburen rafa kalksa, bir yıllık emek heba olsa da hemen bizim cazcılarımızla zengin, renkli bir festival düzenlendi. 2-14 Eylül arasında açık hava mekânlarda, 5 Eylül-1 Kasım arasında ise çevrimiçi platformda gerçekleştirilecek. Dileyenler konserleri iki gün arayla çevrimiçi platformdan, bilet satın alarak izleyebilecek. Dijital yayına açılan konserlere 45 gün boyunca Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden erişilebilecek. Yani festivalin kendisi, kaliteli cazımızı dünyaya açan bir 'Vitrin' olacak.

Peki, kimler var? Selen Gülün Beşlisi (Sibel Köse ve Ece Göksu eşliğiyle), kent ozanı Can Güngör, festivale eşsiz müzikleri ve kendi tanımlarıyla “çokkültürlü bir coğrafyada kardeşlik içinde bir arada yaşama umudu”yla katılan Kardeş Türküler ile konukları Tuluğ Tırpan ile Arnavut besteci/şarkıcı Elina Duni ve geceyi başlatacak olan Andalusia Trio; Bilal Karaman’s MANOUCHE A LA TURCA ile onlara eşlik eden Muhammed Yıldırır & Ramazan Sesler ve Genç Caz finalistlerinden piyanist Büşra Kayıkçı; son konserde de Jülide Özçelik // Bilge Günaydın Quintet 'Daydream'den Anadolu Hikâyeleri ve Caz Melodileri…

Mekânlar da güzel: Sultan Park - Swissotel The Bosphorus, The Marmara Esma Sultan Yalısı, İstanbul Açık Hava Gösteri Merkezi Kuruçeşme. Feriye ise yukarıda bahsi geçen Vitrin konserlerinin mekânı. Vitrin Türkiye Güncel Müzik Buluşması bu yıl da dördüncü kez dünyanın her yerinden müzik sektörü profesyonellerini İstanbul’da ağırlayacak. 7-9 Eylül arasında Feriye’nin sırtını denize vermiş sahnesinde Vitrin Geceleri'ni izleyecekler, izleyeceğiz: 7 Eylül’de Baba Zula // Make Mama Proud, 8’inde Ayyuka // Pitohui // Yasak Helva ve son gece Islandman // Tuğçe Şenoğul // Guguou.

Unutmayalım: Park Konserleri de var. Şişli, Beşiktaş ve Beylikdüzü’nde Genç Caz yarışmasında finalist olan grupları dinleyeceğiz. Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülleri ise, iki değerli müzisyenimize, Atakan Ünüvar ve Barbaros Erköse’ye törensiz ulaştırılacak. Sevgi ve saygımızla…

Bize de teşekkür etmek kalıyor elbette. Bu koşullarda tereddütsüz gene festival sponsoru olan Garanti BBVA’ya, başta Direktör Harun İzer olmak üzere iki festivallik çalışarak bizi Caz’ımızdan yoksun bırakmayan ekibe çok teşekkür ediyoruz. Bu zor kararla zorlu bir yılda hem müzik sektörü çalışanlarını desteklediler, hem de bir süreklilik sağladılar. “Canlı” müziğin nasıl bir şey olduğunu ve birbirimize ne kadar ihtiyacımız olduğunu da bize yeniden hatırlatmış oldular.

Benden bir teşekkür de Semih Yanyalı’ya. Semihciğim, grubunun adını ikinci kez çalıp yazıya başlık yapıyorum. Sen de hiç durma, caz yap jazz!