Yapboza dönen ÇED yönetmeliği bir kez daha değiştirildi. Tüzel kişilerin dışına itildiği ÇED süreçlerinin belli aşamaları da ortadan kaldırılırdı. Şirketlerin önünün açıldığını belirten Çevre Hukukçusu Erdem, “Meslek ve ekoloji örgütleri gibi kurumların söz hakkı engellenebilir” dedi.

ÇED’in koruyucu işlevi kalmadı

Gökay BAŞCAN

Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği’nin bazı maddeleri değiştirildi. Konuya dair bakanlıktan yapılan açıklamada ise 7 Şubat 1993’te yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelikteki değişikliklerin "yeşil kalkınma hedefleri kapsamında" yapıldığı söylendi.

Şirket için adeta bir formaliteye dönüşen, projenin bölgeye vereceği çevresel etkilerinin değerlendirildiği ÇED yönetmeliği bir kez daha tırpanlandı. Yürürlüğe girdiği günden bu yana 16 kez kısmi, 6 kez de tamamen değiştirilen yönetmeliğin bir kere daha içi boşaltıldı. Yeni değişikliğe göre ÇED süreçlerinin belli aşamaları ortadan kaldırıldı, projenin etkileri uygulanacağı alanla sınırlı tutuldu.

Şirketlere daha çok imtiyaz tanınan bu yönetmelik değişikliğinde yer alan ‘halk’ kavramı değiştirilerek konusunda uzman meslek örgütleri ile demokratik kitle örgütleri de sürecin dışında bırakıldı. ÇED süreci kapsamında yapılan inceleme değerlendirme komisyonu (İDK) toplantısı da online yapılmasına karar verildi. Online toplantıdaki fiziki şartları nedeniyle itirazların engelleneceği yorumlarına neden oldu. Yönetmelik değişikliği AKP’nin gözde müteahhitlerine de yaradı. Toplu konut projelerinde 200 konut ve üzeri ÇED gerekli değildir kararı alınması gerekiyorken bu sayı 300’e çıkarıldı.

ced-in-koruyucu-islevi-kalmadi-1046101-1.

Yönetmelikte en dikkat çekici maddelerden biri de karotlu sondaj oldu. Erzincan İliç’te Çöpler Altın Madeni’ni işleten firmanın Kemaliye’de yapmak istediği karotlu sondaja ilişkin yerel mahkeme ÇED kararı alınması gerektiğini belirten bir karar vermişti. Yönetmelik değişikliğiyle birlikte karotlu sondajlar ÇED kapsamı dışına çıkarıldı.

ALAN DARALTILDI

Çevre Hukukçusu Avukat Cömert Uygar Erdem ise yönetmelik değişikliğiyle sermayenin önünün açıldığını; meslek ve demokratik kitle örgütleri ile yurttaşların süreç dışına itildiğine dikkat çekti. Yönetmeliğin tanımlar maddesinde ÇED inceleme alanının sadece proje sahasının içerisiyle sınırlı tutulduğunu belirten Erdem, “Bu durumda sadece projenin yapılacağı yer değerlendirmeye alınacak. Örneğin proje sahasının çevresindeki tarım alanları, sulak alanları, arkeolojik alanlardan ÇED raporunda bahsedilmeyecek. Daha önce bu yönde verilen yargı kararları da baypass edilmiş olacak. Halbuki projenin etki sahasının incelenmesi gerekir” dedi

TÜZEL KİŞİLER SÜREÇ DIŞINDA

ÇED sürecindeki ‘halkın katılımı’ sürecindeki halk kavramının değiştirildiğini ifade eden Erdem, tüzel kişilerin süreç dışına itildiğini belirtti: “Bakanlık yine ince bir mühendislik çalışması yapmış. Etki değerlendirmesini proje sahasına hapsetmiş, meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütlerini süreçten çıkararak şirket ile bireyleri baş başa bırakmıştır. Bu açıkça bireyleri güçsüzleştirme girişimidir. Halkın katılımı toplantısına katılmak isteyen kurum temsilcileri, halk kavramına tüzel kişiler girmiyor denilerek kapı önünde bekletilebilir. TMMOB ve bağlı meslek odaları, yereldeki ekoloji örgütleri gibi kurumların söz hakkı engellenebilir.”

BAKANLIK YAPACAK

ÇED sürecinde önemli bir yer tutan kapsam belirleme toplantısının da kaldırıldığına dikkat çeken Erdem, “Halkın katılım toplantısının ardından oradaki görüşler ve itirazlar; uzman kişilerin de olduğu komisyon tarafından değerlendiriliyordu. Bu komisyon ÇED özel formatının nasıl olması gerektiğine karar veriyordu. Bunu artık sadece Bakanlık yapacak” ifadelerini kullandı. Erdem, “ÇED raporunun içeriğini, iskeletini ilgili kamu kuruluşu, üniversite, meslek odası, sendika vs. kuruluşların da dahiliyle oluşan komisyonun katıldığı kapasite belirleme toplantılarında belirlenirdi. Bakanlık, bu işi kendi tekeline almış. Komisyon da süreçten dışlanmış, dahili kısıtlanmış” yorumunu yaptı.

İTİRİZLAR ENGELLENİYOR

İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantılarının online yapılmasının halkın katılımının azaltacağını belirten Erdem, “Online toplantının hangi koşullarda yapılacağı belirsiz. İDK toplantılarının online ortamda yapılması, projeye karşı itirazlarını paylaşmak için bakanlıktaki fiziki toplantılara katılan, toplantıların oldu bittiye getirilmesini önleyen ve tartışma forumu haline dönüştüren birey ve toplulukların online toplantıya nasıl katılacağı düzenlenmemiş. İtiraz edilen noktalara mikrofonlar kapatılabilir ve kayıtlara geçmeyebilir. Halkın itirazları engellenebilir. Ceza yargılamalarındaki SEGBİS uygulamalarından bir farkı kalmayacak. SEGBİS adil yargılamayı ne kadar ihlal ediyorsa, online toplantı da sürece katılım hakkını o kadar ihlal edecektir ” diye konuştu. Yönetmelikte bazı bölümlerin muammada bırakıldığını da belirten Erdem, “Önceki yönetmeliğe göre ÇED gereklidir kararı verilen proje için 1 yıl içerisinde başvuru yapılması gerekirdi. Yeni yönetmelikte bu zamanı kaldırarak bir süre belirtmemişler, muammada bırakmışlar” dedi.

İNŞAATÇILARA DA KIYAK

Ulaştırma ve toplu konut projelerinde de şirketlere kolaylık sağlandığına dikkat çeken Erdem, “Ulaştırma projeleri de EK-2 kapsamına alarak ÇED’ten muaf tutuldu. Toplu konut projelerinde 200 konut ve üzeri için ÇED gerekli değildir kararı alınması gerekiyorken, yeni değişikliğe bu sayıyı 300’e çıkarmışlar” diye konuştu.

ÇED olumlu ya da gerekli değildir kararının geçersiz sayılmasına ilişkin işlem zorlaştırıldı. Yönetmelikte, idare mahkemelerinin verdiği iptal ya da yürütmeyi durdurma kararları, ÇED kararının geçersiz sayılmasını engelleyecek mücbir sebepler arasında gösterildi. Erdem, “Yurttaşlar, süresi içerisinde yatırıma başlanmayan projelerin geçersiz sayılmasına ilişkin başvurularda bulunup, dava açıp bu konuda sonuç almaya çalışıyorlardır. Aslında, bu durumu re’sen izlemesi gereken Bakanlık, yeni yönetmeliğe göre proje sahibinin başvurusu olmadan harekete geçmeyecek. Projeden etkilenen birey ve toplulukların bu konudaki başvuru hakkı muğlak kalmış” dedi.