‘Çekiliyoruz’ blöfü fiyat manipülasyonu
Yıllardır fındık üreticisini sömüren Ferrero’nun fiyatları aşağı çekmek için yaptığı ‘alımı durduruyoruz’ açıklamasına tepkiler sürüyor. Şirket manipülasyonla üreticiyi sıkıştırırken AKP iktidarı yine sessiz.

Gökay BAŞCAN
Ülkenin dünya ticaretinde lider olduğu fındıkta verim, zirai don ve kahverengi kokarca böceği nedeniyle büyük bir rekolte kaybına uğradı. Sadece bu yıl 250 bin ton rekolte kaybı yaşandı.
TÜİK’in açıkladığı 2025 yılı bitkisel üretim ikinci tahminine göre 2024’e göre fındıktaki rekolte kaybının %38,5 olması bekleniyor.
Fındığı dalında kuruyan üretici mağdur olurken Ferrero’nun ‘çekiliyoruz’ hamlesi fiyatları aşağı çekmeye başladı. Üreticiler ve çiftçi örgütleri çekilme kararının fiyatları düşürmek için bir manipülasyon olduğunu belirtti. Ferrero’nun bu çıkışı karşısında sessiz kalan AKP iktidarı bir kez daha üreticiyi tekellerin kontrolüne terk etti.
24 Ocak 1980 kararlarıyla birlikte tarımda izlenen neoliberal politikalar üreticinin söz hakkını gasp etti. Başta fındık gibi dünya ihracatında önemli bir kalem olan stratejik ürünler devlet desteğiyle tekellerin tahakkümü altına girdi. Piyasada tekel olan İtalyan devi Ferrero devletin sessizliği sonunda piyasayı ele geçirerek fındıkta tek başına söz sahibi oldu. Uzun yıllardır tekeller karşısında ezilen, toprağını ekememe durumuna gelen üreticiler bu kez de şirketin ‘alımı durduruyoruz’ tehdidiyle karşı karşıya kaldı.
ÜRETİCİ EZİLDİ
Her ne kadar Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) fındığın bir kısmını alsa da büyük çoğunluk tüccarlar ve Ferrero’nun kontrolü altında. TMO 2025-2026 sezonu için Giresun kalite fındığın kilogramı için 200 lira, levant kalite fındık için ise 195 lira ücret belirledi. Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) tarafından yapılan hesaplamaya göre bir kilogram fındık üretmenin ortalama maliyeti 180 liraya tekabül ederken TMO kilo başı üreticiye sadece 15 lira kâr teklif etmiş oldu. Çiftçi böylece bir kez daha AKP eliyle ezildi.
Bölgedeki zirai don, kokarcalar ve buna bağlı olarak rekolte düşüklüğü fiyatların biraz olmasına artmasına neden olurken Ferrero’dan yeni bir hamle geldi. Her yıl üreticinin üzerinde milyarlar kazanan İtalyan devi Türkiye’den fındık alımlarını durdurduğunu duyurdu. Şirketin fiyatları düşürmek için yaptığı bu manipülasyona iktidar sessiz kalırken Rekabet Kurumu Başkanı Küle "Ferrero’nun taahhütlerini yerine getirmesi, hem ticari etik hem de Türkiye kamuoyu açısından zorunluluktur" ifadesini kullandı. Çiftçi-Sen adına BirGün’e konuşan Cemil Ceylan “Ferrero’nun piyasadan çekildiği falan yok. Üreticiler üzerinden milyarları kazanıyorlar, böyle altın yumurtlayan tavuğu bırakırlar mı? Amaç fiyatları aşağı çekmek için manipülasyon yapmak” dedi. Ceylan daha yeni 3-4 yıl önce devlet desteğiyle Düzce’de 670 milyon dolarlarla entegre tesis ve depolar inşa ettiklerini hatırlattı. Özal’la birlikte üretim ekonomisi yerini liberal ekonomiye bıraktığını ve üretici kooperatif bağını koparttıklarını belirten Ceylan “Kooperatiflere ‘şirketleşeceksiniz’ dediler. Fiskobirlik direndi, başına gelmeyen kalmadı. Üreticinin ürününü alan, fiyat garantisi veren yapı kırıldı. Üretici çok uluslu gıda şirketlerinin insafına bırakıldı. Emperyalist tekellere altın tepside sundular” diye konuştu.
***
SOL PARTİ: ÇARE KAMUCULUK!
SOL Parti Ferrero’nun hamlesine ilişkin açıklama yaptı. “Fındıkta şirket tekeli değil, kamuculuk” başlıklı açıklamada “Karadeniz fındık üretiminde tekel olmaktan kaynaklanan gücünü fındık piyasalarını manipüle etmekte fındık üreticilerini sömürmekte kullanan Ferrero şimdi sorumluluk üstlenmeden birdenbire piyasadan çekiliyor. Bu durum sadece bu tekelci şirketin değil neoliberal politikalarla tasfiye edilen kamu gücünün de üretici karşısındaki kayıtsızlığının sonucudur” denildi.
Üreticinin rekolte düşüşü ve girdi fiyatlarının artması gibi birçok sorunla tek başına mücadele ettiği belirtilen açıklamada Dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini sağlayan fındık üreticisinin yaşamı uluslararası bir tekelin insafına bırakılamaz Devlet fındık üretiminde hem zararlılarla mücadele hem de alım ve fiyat politikası konusunda açık bir tutum almak zorundadır. Kamu fındık üreticisine güvence verecek bu mekanizmayı kurmazsa bunun sonucu üretimden kopuş ve Karadeniz için bölgesel yıkım olacaktır” ifadeleri yer aldı.
Fiskobirlik demokratik biçimde yeniden yapılandırılmalı önerisi sunulan açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Karadeniz’in geçim kaynağı Türkiye’nin en stratejik tarım ürünü olan fındık çokuluslu tekellerin keyfine bırakılamaz. Devletin görevi piyasayı memnun etmek değil üreticiyi korumaktır. Fındıkta kamusal alım gücü yeniden tesis edilmeli fiyat belirleme üreticinin örgütlü gücüyle sağlanmalıdır. Sistemli biçimde işlevsizleştirilen FİSKOBİRLİK üreticinin güvencesi olacak biçimde yeniden yapılandırılmalı. Kamu gücünün tasfiyesi sonrası yaratılan serbest piyasa ve yabancı tekel hakimiyetine son verilmeli FİSKOBİRLİK alım depolama ihracat ve fiyatlandırma süreçlerinde belirleyici rol üstlenmelidir. Fındık üretimi milyonlarca insanın yaşam kaynağıdır. Fındığın kaderinin tekelci şirketlerin ağzından çıkan iki kelimeye bırakılmasını razı olmayacağız.”


