Sahnede Osmanlı’nın ilk nü kadın ressamı, Nâzım Hikmet’in annesi Celile’yi izliyoruz. Celile, açlık grevindeki oğlunu kurtarmak için Galata Köprüsü’nde imza kampanyası başlatan cesur bir kadın.

Celile Hanım’ın hayatı sahnede

Eda Köprü Yılmayan

Celile Osmanlı’nın en güzel kadınlarından biridir. Saray ressamı Fausto Zonaro’dan dersler almış, Paris ve Roma’da resim eğitimi görmüştür. Yaşamı padişah hafiyeleri, Balkan çeteleri, İttihat ve Terakkicilerle geçer. Osmanlı’nın tanınan valilerinden Nâzım Paşa’nın oğlu Hikmet Bey ile evlenir. Bu evlilikten iki çocuğu olur. Biri büyük şair Nâzım Hikmet diğeri ise Samiye’dir. Celile’nin kayınpederi Nâzım Paşa’yla arası çok iyidir ancak eşiyle, kayınpederiyle yaptığı sohbetlerin hiçbirini yapamaz. Evliliğinde mutsuzdur. Bir arkadaş toplantısında karşılaştığı Yahya Kemal’e gönlünü kaptırır. Onu o kadar çok sever ki adeta yeniden doğmuş gibidir. Eşinden boşanır, Yahya Kemal’le mabedi Büyükada’daki evi olur.

Yahya Kemal, Celile için şu satırları kaleme alır:

Yollarda kalan gözlerimin nurunu yordum / Kimdir o, nasıldır diye rüzgârlara sordum / Hülyamı tutan bir büyü var onda diyordum / Gördüm: Dişi bir parsın ela gözleri vardı.

Kadıköy Halk Tiyatrosu izleyiciye; müzikle, şiirle, resimle bezenmiş tek kişilik bir performans sunuyor. Oyunu izledikten sonra Osman Balcıgil’in kaleme aldığı “Ela Gözlü Pars Celile” kitabını okudum. Kitapta pek çok ayrıntı var. Sahneye bunun bir kısmı taşınmış. Oyunun yazarı ve yönetmeni Ali Yalçıner. Celile karakterine ise Ayşegül Yalçıner hayat veriyor.

Celile’nin Galata Köprüsü’nde açtığı pankarttaki el yazısıyla sahnedeki pankartta okunan yazı birebir aynı. Bir kadının gelgitleri, anne olarak yaşadıkları sahneye iyi aktarılıyor. Ancak oyuncunun sürekli kamerayı takip etmesinden rahatsızlık duyduğumu belirtmeliyim. Yönetmen oyuncuyu takip etse duygular ekrana daha iyi yansıtılırdı diye düşünüyorum. Salgınla ekrana taşınan tiyatronun zaten ruhuna aykırı bir durum yaşanırken bir de oyuncunun kameraları takibi izleyiciyi tiyatro oyunu izlediği hissinden uzaklaştırıyor.

MEÇHULE GİDEN GEMİ

Celile’nin Yahya Kemal’le olan aşkını oğlu Nâzım öğrenir. Aynı zamanda Yahya Kemal, Nâzım’ın Bahriye Mektebi’nden öğretmenidir. Mektebin haşarı öğrencilerinden Necip Fazıl bir gün öğretmeni Yahya Kemal sınıfa girer girmez ayağa kalkmış “Kibrit suyu içerek intihar ettiğinizi duyduk, bu duruma çok üzüldük” diyerek hocanın acısıyla dalga geçmiştir. Bu, disipliniyle ünlü Bahriye Mektebi için kabul edilemez bir durumdur. Ceza alır, cezasının adı ‘kodes’ olan tahta bir dolaba kitlenmektir. Nâzım ise annesine tepkilidir, ona bir şey diyemez.

Osman Balcıgil kitabında Celile ve Yahya Kemal’in özelliklerini şöyle anlatır: “Celile ne kadar cesur, boyun eğmez ve aldırmazsa, Kemal o kadar korkak, yelkenleri suya indiren, çevrenin ne dediğini fazlasıyla önemseyen bir kişiliğe sahiptir.” Âşık olduğu kadından kopmayı göze alır. Pek çoğumuzun anımsayacağı, Hümeyra tarafından seslendirilen Sessiz Gemi şiirini yazar.

Artık demir alma günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan / Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol / Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli / Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli / Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! / Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler / Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler / Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Birçok seneler geçti, dönen yok seferinden.

Nâzım Hikmet, Yahya Kemal’den dersler de alır. Ancak annesiyle olan yakınlığını öğrenince öğretmenine soğuk davranır, ceketinin cebine bir not bırakır. Notta “Muallimim olarak girdiğiniz bu eve, babam olarak giremeyeceksiniz” yazılıdır.

Yahya Kemal sevdiği kadına ‘Sessiz Gemi’ şiiriyle veda eder. Celile bu acıya dayanamaz ve tek yön bir bilet alarak Paris’e gider. Artık resmine odaklanma zamanı gelmiştir. Celile’yi canlandıran Ayşegül Yalçıner, Sessiz Gemi’yi de başarılı bir şekilde seslendiriyor. Oyun kitabın kurgusunda olduğu gibi Celile’nin yaşamı ve bir yandan da oğlunu ölüm orucundan kurtarmak için Galata Köprüsü’nde planladığı hazırlıkla geçiyor.

Biyografi okumayı sevenler için hem kitabı hem de oyunu izlemelerini öneririm. Hem Osmanlı’nın önemli kadın ressamı Celile’nin farklı yönlerini tanımış olacaklar hem de Nâzım Hikmet ve Yahya Kemal’in yaşamları, o dönemin siyasi ortamına ilişkin bilgi sahibi olacaksınız.