Google Play Store
App Store

Cengiz’in şirketi Eti Bakır’ın 51 bin ağacı keseceği bakır madeni projesine dair İDK toplantısı gerçekleşti. Su kaynaklarının ve tarım alanlarının yok olacağını belirten yaşam savunucuları “ÇED süreci durdurulsun” dedi.

Çeltiğin suyunu Cengiz istiyor

HABER MERKEZİ

Sinop Boyabat’taki 51 bin ağaca ve çeltik tarlalarında kullanılan su kaynaklarına göz diken Cengiz’in şirketin Eti Bakır’ın başlattığı ÇED süreci devam ediyor. Bakır madeni projesi için dün Ankara’da İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplandı. Toplantı sonucunda, proje tanıtım dosyasında ilgili kurum görüşlerinin eksik olması sebebiyle şirkete 90 gün ek süre verildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda gerçekleşen İDK toplantısından çıkacak karar ile 196 futbol sahası büyüklüğündeki ormanlık alanda planlanan projenin önü açılacak.

Projenin hayata geçmesiyle bölgede doğa katliamı yaşanacak. Projenin işletme faaliyet sahasında yaklaşık 225 bin ağaç bulunuyor. Maden ocağı, bölgedeki 30 bin dekarlık çeltik alanını doğrudan etkileyecek. Projenin çeltik tarımı için kritik öneme sahip su kaynaklarını kirletmesi, hatta tamamen kurutması öngörülüyor. Özellikle Kovaçayır Barajı’nın madene su sağlamak için boşaltılması durumunda, Boyabat susuz kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

Boyabat Çevre Platformu, Ankara’da gerçekleşen toplantı sürerken, Bakanlığın önünde eylem düzenlendi. Yapılan basın açıklamasında, “Bizler madenciliğe karşı değiliz. Bizler su havzalarında, tarım alanlarında, meralarda, zeytin bahçelerinde, sulak alanlarda, kıyı alanlarıyla koruma alanlarında yapılan madenciliğe karşıyız” denildi.

Doğayı sermayeye kurban etmeyeceklerini belirten yaşam savunucuları, açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Doğa olmadan yaşam olmaz. Bugünü değil, geleceği savunuyoruz. Bu nedenle ÇED sürecinin sonlandırılmasını talep ediyoruz.” Eylemde konuşan CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz de, “Bu çevre katliamına müsaade etmeyeceğiz. Birileri 12 buçuk milyar para kazansın diye Sinop halkının geleceğini karartacak projeler içinde olmayacağız. ÇED tanıtım toplantısının olmadığını, birilerinin rant projesine destek olacak bugünkü toplantının da doğru olmadığını ve hükümsüz olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum” şeklinde konuştu.

DOSYADA EKSİKLER VAR

TEMA Vakfı adına konuşan Onur Küçük, projenin büyüklüğüne dikkat çekti. Bir yılda çıkartılacak olan malzemenin 13 milyon tondan daha fazla olduğunu belirten Küçük, “Çok ciddi bir kamyon trafiği olacak. Bununla beraber oradaki patlatmalar, titreşim, gürültü… Aslında iklim krizi, su krizi, gıda kriziyle beraber mutlak ölçüde korunması gereken alanların çok büyük bir maden projesi tehdidi altında olduğunu görüyoruz. Bölgeden gelen köylüler var, projeyi istemediklerini beyan ettiler. Biz de kurumlar olarak görüşlerimizi aktardık. Umarız ki ÇED süreci bir an evvel sonlandırılır” dedi.

DAYANIŞMAK GEREK

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Dr. Alpay Azap ise, şöyle konuştu: “Bugün burada Boyabat için bir aradayız ama her gün ülkemizin farklı bir yerinde başka bir doğa kırımıyla karşılaşıyoruz. TTB olarak Anayasa’nın bize verdiği görevimiz gereği buradayız. Halkın sağlığını korumak ve geliştirebilmek bize yasayla verilmiş bir görev ve sağlık sadece iyi bir sağlık sistemi kurularak elde edilebilecek bir şey değil. Çok iyi hastaneleriniz olabilir; doktorlarınız, hemşireleriniz, birinci basamak merkezleriniz olabilir ama sağlık sistemi sağlığı korumaya yetmez. İnsanlar zehir solurken, ağır metalli yiyecekleri, içecekleri tüketirken, havada zehirli gazları, tozları solurken, insanları sağlıklı tutmanız asla mümkün değil. Bu nedenle ülkenin tamamını bir maden sahasına çeviren ve sömürge madenciliği şeklinde hiçbir doğal ve insani kurala uymaksızın yürütülen madencilik faaliyetlerinin halkın sağlığını tehdit ettiğini herkesin çok iyi anlaması gerekiyor.”