Devrimci hareketin sembol isimlerinden Cemal Çakıcı, "İslamcı milliyetçi iktidar bloku, krizin faturasını emekçilere ve muhalif belediyelere kesmek istiyor. Emekçiler kendilerine kesilmek istenen faturayı asıl sahiplerine iade etmelidir ve edecektir de" diyor

Cemal Çakıcı: Emekçiler faturayı asıl sahiplerine iade edecektir

BERKAY SAĞOL

Eski TÖB-DER Karşıyaka Şube Başkanı, Sol Parti Üyesi Cemal Çakıcı, koronavirüs salgınının ekonomik, sosyal ve siyasal hayata etkileri ile geçmiş 1 Mayıs’ları BirGün Ege’ye anlattı.

>> Başlarken bütün dünya koronavirüs salgını ile boğuşuyor. Neler söylemek istersiniz?

Emperyalist kapitalist sistem, neoliberal politikalarıyla kendi kriziyle başa çıkamazken küresel çapta bir salgınla karşılaştı ve çaresiz kaldı. Sağlık sisteminin piyasaya devredildiği, hastaların müşteri olarak görüldüğü bir sağlık politikası iflas etti. Savaş sanayisine milyar dolarlar harcayanlar kendi halkına maske bile dağıtmayı beceremediler. Üretim sürecinin büyük ölçüde durduğu, işçilerin sokağa atıldığı, okulların tatil edildiği, turizm sektöründe yüzbinlerce emekçinin işsiz bırakıldığı, tarımsal üretimde yeterli destek sağlanamadığı için bir gıda kriziyle karşılaşmamızın kaçınılmaz gibi durduğu günler yaşıyoruz.
İslamcı milliyetçi iktidar bloğu, krizin faturasını emekçilere ve muhalif belediyelere kesmek istiyor. Emekçiler kendilerine kesilmek istenen faturayı asıl sahiplerine iade etmelidir ve edecektir de.. Bu 1 Mayıs'a giderken işçiler, kapitalizmin neoliberal politikalarına karşı kamusal, ücretsiz sağlık ve eğitim taleplerini, işten çıkarmalara ve işsizliğe karşı alınlarının teri olan işsizlik fonunun sermayeye değil işçilere devredilmesini isteyeceklerdir.

>> İşçiler, emekçiler önümüzdeki süreçte ne yapmalı?

Neoliberal politikalar kapitalist sistemin iç çelişkilerini derinleştirirken, serbest piyasa ekonomisinin de sonunu yaklaştırıyor. Covid-19 virüsü ekonomik krizi tetikledi. Onu açığa çıkardı. Üretim süreçleri işlemez hale geldi. Bunun sosyal sonuçları da işsizlik ve yoksulluk olacaktır. İşsizliğe ve yoksulluğa karşı mücadele ve dayanışma ağlarını hayata geçirilmelidir. Sendikaların hak mücadelesi muhtemelen kısıtlanacak ve baskı altına alınacaktır. Sendikalar sadece ekonomik mücadeleyi değil, sosyal ve siyasal mücadeleye de katkı sunmalıdır. Kapitalist sistem eleştirilmeli ve teşhir edilmelidir. Emperyalizme ve faşizme karşı mücadeleye destek verilmelidir. Birlik, mücadele ve dayanışma hayata geçirilmelidir. Sınıf dayanışması öne çıkarılmalıdır.

>> 1980 öncesi 1 Mayıs’larında hedefleriniz nelerdi?

Geçmiş 1 Mayıs'lara bakmak için de o dönemki çelişkilere, emekçilerle burjuvazi arasındaki çelişkiye bakmak gerekiyor. 70'li yıllarla 80'li yıllar arasındaki 1 Mayıs'lara baktığımız zaman, dönemin karakteristik özelliğinin toplumun emperyalist sistemin faşist baskılarıyla yüz yüze olduğunu görürüz. Emekçiler açısından, öğrenciler açısından ve öğretmenler açısından yani faşizmin öne çıktığı bir süreç yaşandı. Sadece sokaktaki saldırılar olarak değil emperyalistlerle direkt olarak bağdaştırmak gerekiyor. 1 Mayıs’lar da faşizme karşı mücadele edebilmek, savunma örgütlerini kurabilmek önümüze koyduğumuz hedeflerdendi. Bugün salgının ortaya çıkardığı ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçlar karşısında bir mücadele çizgimizin olması gerekiyor. Dün de böyleydi. Dün de faşist saldırılar karşısında emekçilerin örgütlenmesi önemliydi. 1 Mayıs'ları da belirleyen işçilerin demokratik talepleri olmakla birlikte temel çizgilerden biri de faşizme karşı mücadeleydi.

>> 1 Mayıs’lara nasıl hazırlanırdınız?

1 Mayıs'larda sendikalar ve demokratik kitle örgütleri öncülük ettiği, alan çalışmalarının yanı sıra afiş, pankart ve bildirilerle taleplerini içeren bir faaliyet sürdürürlerdi. O yıl öne çıkan mücadeleler DGM, MESS ve faşist saldırılara karşı mücadele ve grevlerle dayanışma anlatılırdı.

Siyasal partiler örgütlenerek 1 Mayıs'ların özüne yönelik olarak güncel, demokratik talepler, emekçilerle dayanışma mesajları, bildiri, afiş, pankartlar, sokak gösterileri ve faşizme karşı mücadele çağrıları içeren eylemler ve direniş dayanışma çağrılarında bulunurlardı.

>> 1 Mayıs kutlamalarında neredeydiniz?

1976, 1977 ve 1978 yılları 1 Mayıs'larına Taksim'de katıldım. 77 katliamında alandaydım. İzmir'den TÖB-DER Karşıyaka Şubesi'yle katılmıştık. Katliam bir kontrgerilla eylemiydi. Türkiye'de yükselen toplumsal muhalefeti sindirmeyi hedefliyordu. 1978 yılı 1 Mayıs'ı ise baskılara teslim olmayanların ve olmayacakların gösterisi olmuştu. O yıllarda gelenek, 1 Mayıs'ları güçlü ve kitlesel bir şekilde Taksim'de kutlamaktı. İstanbul'da sıkıyönetim ilan edildiği için 1979 yılı 1 Mayıs'ı İzmir'de 2 ayrı yerde, Konak ve Karşıyaka'da kutlandı. Bazı sendikalar ve siyasi örgütler Konak'ta, Devrimci Yol, Halkın Kurtuluşu ve bazı sendikalarda Karşıyaka'da 1 Mayıs'ta buluştular. 1980 faşist darbesinden sonra uzunca bir süre 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmedi. 1989, 1990 yıllarında işçilerin bahar eylemleri ve gençlik mücadeleleri yeni eylemlerin önünü açtı ve 1 Mayıs'ın yasallaşmasıyla sonuçlandı. Ancak Taksim 1 Mayıs Meydanı'nı tekrar alamadık.

1980'den yani 12 Eylül darbesinden sonra 1 Mayıs'lar uzun bir süre yasaklandı. İlginç bir bilgi olarak söyleyebilirim; Türkiye'de yapılan ilk legal 1 Mayıs mitingi İzmir'de gerçekleşti. Ben o dönem Güzelyalı'da belediyenin ağır bakım atölyesinde çalışıyordum. 500 civarında işçi çalışıyordu. Biz Güzelyalı'dan pankartlarımız açtık ve sahil boyu Konak'a kadar sloganlarla yürüyerek geldik. Kutlutaş işçileri de oluşturdukları büyük bir kortej ile Eşrefpaşa'dan yürümeye başlayarak varyanttan Konak'a indiler. O yıl öne çıkan, mitinge rengini veren iki eylem Güzelyalı’dan belediye işçilerinin uzun bir yolu kat ederek, Kutlutaş işçilerinin de büyük ve görkemli bir yürüyüş korteji ile Konak’a yürümeleriydi. Miting eski balık halinde düzenleniyordu. Anlaşmaya göre o alandan dışarıya çıkmamız yasaktı ama kitle dışarıya sarktı. Türkiye'de 12 Eylül'den sonraki ilk açık alandaki 1 Mayıs mitingi eski balık halinde İzmir'de yapıldı. Ondan sonraki yıllar hep meydanların alınma mücadelesiyle geçti. Özellikle İstanbul'da Taksim'in tekrar alınmaya çalışmasıyla geçti hala da devam ediyor. Farklı şehirlerde de DİSK'in KESK'in ve diğer benzer sendikaların tertip komitesi oluşturarak sürdürdüğü 1 Mayıs etkinlikleriyle geçti. Balık halindeki 1 Mayıs'tan sonraki diğer mitinglerin hepsi yanılmıyorsam Gündoğdu Meydan’ında gerçekleşti. İlk 1 Mayıs eylemi de gerginliklerde olsa tamamlanmıştı. Uzun zamandan sonra alana çıkmıştık ve heyecanı, gerilimi, coşkuyu hepsini bir arada yaşamıştık.