Cemal Süreya’yı hiç tanımadan, gerçekleri bilmeden, onu kadınlara karşı öfkeli göstermek tamamen yanlış ve acımasız bir yaklaşımdır… Bu ithamlar Cemal Süreya’nın ruhunu incitmekten öteye gitmiyor!

Cemal Süreya'nın kız kardeşi ağabeyine yöneltilen eleştirileri yanıtladı: Ruhunu incitmeyin

Perihan BAKIR

Senem Timuroğlu, 18 Temmuz’da BirGün gazetesinde çıkan “Erkek Şiddeti ‘Sevda Şiirleri’nin Hangi Yanına Düşer?” başlıklı yazısında ağabeyime yönelik bir takım haksız ithamlara yer verdi.

Yazıda, “Can Yayınları’nın yeniden kitaplarını basacağı, Cemal Süreya mesela. Sevda şairi. Yolu sevdaya düşenlerin dizelerini ezbere bildiği, güçlü bir rol model. Aşkı, aşkın tarifini temsil eden bir imge. Sonra, bugünlerde “aşk” cinayetleri işleyen erkekler, romantik ilişkilerde psikolojik ve fiziksel erkek şiddeti içinde boğulan kadınlar geçti gözümün önünden. Asıl soru şu olmalı: Bu tabloya, kendisinin de dediği gibi, hayatı şiirine dâhil, Türkiye’nin en tanınmış şairlerinden biri olarak, âşık olduğu kadınların ağzını gözünü patlatan Cemal Süreya’nın hiç katkısı yok mudur?” diyerek hiç tanımadığı Cemal Süreya’yı hedef göstermiştir. Ayrıca “(…) şairin Tomris Uyar’ı dövdüğünü öğrendiğimizde, genç kadınlar olarak büyük hayal kırıklığı yaşamıştık” demektedir.


TOMRİS UYAR ANLATIYOR

Cemal Süreya ve Tomris Hanım bir süre beraberlik yaşamışlar ve 1966 sonunda ayrıldılar. Bu ayrılık nedeni tamamen farklı bir nedenden kaynaklı. O kararı aldıklarında Tomris Hanım hastalanmış ve iyileşene kadar yine Cemal Süreya ile beraber oturmuş, iyileştikten sonra da Ankara’ya gidip Turgut Uyar’la evlenmiştir.

cemal-sureya-nin-kiz-kardesi-agabeyine-yoneltilen-elestirileri-yanitladi-ruhunu-incitmeyin-765217-1.

Cemal Süreya’nın 9 Ocak 1990’da vefat etmesinden sonra 1995 yılında yayımlanan “Şairin Hayatı Şiire Dahil” kitabı hazırlanırken kedisiyle yapılan görüşmesinde Cemal Süreya’yı, Tomris Uyar şöyle anlatır:

“Feodal değil. Evine bağlı, evinde olmayı, çalışmayı çok seven bir adam. Son derece şefkatli. Sözgelimi nezle olayım, aman efendim çaylar yapılır, yatağa getirilir, başımda oturulur, saçım okşanır, ilaçlar… O güne kadar başka hiç kimsede görmediğim bir şey.”

“Ciddi bir ilişkide kendini çok koruyan monogam bir erkek. Aldatması söz konusu değil.”

“Kıskanç ama kıskançlığın anlamsızlığını çok iyi kavramış, yine de kendini engellemeyen, bu yüzden de pişmanlık duyan, acı çeken bir sevgili…”

“Cemal Süreya, takım elbiseli, kravatlı bir bürokrat. Son derece düzenli bir hayatı var. Evden işe. İşten eve. İçki yok denecek kadar az. Sigara içmiyor.”

“Onunla sonsuza kadar tartışabilirsin. Hiç alınma yok. Sözünü esirgeme, yalan söyleme yok. Beğendiyse beğenir, beğenmediyse beğenmez.”

(Cemal Süreya “Şairin Hayatı Şiire Dahil”/ Feyza Perinçek-Nursel Duruel/ Kaynak Yayınları. / Birinci basım: Kasım 1995 s.168,169, 171).


HİÇ KÖTÜ SÖZ SÖYLEMEDİ

Temmuz 2003 yılında vefat eden Tomris Uyar ölümüne kadar da Cemal Süreya hakkında hiçbir olumsuz söz söylememiştir. Kaldı ki böyle bir olay yaşamış olsa, bunu yazmayacak, dile getirmeyecek biri değildi.

Cemal Süreya’yı hiç tanımadan, gerçekleri bilmeden, onu kadınlara karşı öfkeli göstermek tamamen yanlış ve acımasız bir yaklaşımdır. Yakından tanıyanların bileceği gibi Cemal Süreya kadına değer veren, kimseyi kırmak istemeyen, hayır demesini bilmeyen, dürüst, çalışkan, onurlu biridir. İnsanı sever. Affedicidir, ihanet hariç…

Kendisini kıranlar için bile daima olumlu düşüneceği bir çıkış yolu bulur:

cemal-sureya-nin-kiz-kardesi-agabeyine-yoneltilen-elestirileri-yanitladi-ruhunu-incitmeyin-765218-1.

“Sanat ve düşünce pazarında benim varlığımdan özel olarak rahatsızlık duyan birkaç kişi var. Biliyorum ve doğal karşılıyorum bunu. Ama öyle iki arkadaş da var ki gittikleri her yerde, herkese beni kötü kişi olarak tanıtmak istiyor. Belki de tat alıyorlar. Düşündüm, ne yapabilirim? Bundan ben de kendime tat payı çıkarmaya karar verdim. Tek silahım o. Karar yeni. Alışacağım.” (990. Gün/ ”Günler” YKY-3. basım: İstanbul, 2006 s.427).

Mayıs 1984’te “Kadınca” dergisinin sorularını da şöyle yanıtlıyor Cemal Süreya:

1-Türkiyede kadının sorunu?

2-Türkiye’de erkeğin sorunu?

3-Türkiye’de gencin sorunu?

1-Erkeklerle eşit olmamak;

2-Başka erkeklerle eşit olmamak;

3- Büyüklerle eşit olmamak,

Çözümse, yüzde yüz demokratik bir toplum. Hiç değilse yüzde elli demokratik bir toplum…

(Kadınca, Mayıs 1984).

Cemal Süreya “Güvercin Curnatası” / Nursel Duruel/ YKY/ 6. Baskı: İstanbul, Şubat 2013)

ARTIK KENDİSİNİ ANLATAMAZ

Cemal Süreya’nın kişiliğini yansıtan cümlelerinden biri de şu:

(…) Benim için en korkunç şey birini küçük düşürmektir.”

(Cemal Süreya “Folklor Şiire Düşman” / Cemal Süreya’nın Kırlangıç Yaşamı /

Zeynep Oral / Can Yayınları-1992, s: 19).

Bu düşünceleri taşıyan Cemal Süreya artık aramızda değil. Artık kendini anlatamayacak ve cevap hakkı olmayan bir insan için haksız yargıda bulunmak, saygınlığını zedelemeye çalışmak, gerçek dışı yorumlarla kamuoyunu yanıltmak onu sevenleri ve Cemal Süreya’nın ruhunu incitmekten öteye gitmiyor!

Yaşamı boyunca “hayır” demeyi bilmeyen Cemal Süreya ne yazık ki yaşamının son yirmi gününde şiddetin en büyüğünü yaşamış ve bu nedenle vefat etmiştir.

Cemal Süreya’ya yaşatılan şiddet gerçek; bilgi sahibi olmadan yazılan yazılarsa gerçek dışıdır.

Cemal’imizin Şişli Camii’ndeki cenaze törenine sevdiği kadınların katılması bile, ona yöneltilen haksız söylemlere yeterli bir yanıttır kanısındayız.