İkizdere’yi çöle çeviren Mehmet Cengiz’in taşocağına karşı 1 buçuk yıl önce açılan davanın duruşması dün görüldü. Avukatlar ve bölge halkı, taşocağının İkizdere’yi nasıl yok ettiğini gözler önüne serdi.

Cengiz’in talanını acilen durdurun
Dava sonrasında İkizdereliler adliye önünde açıklama yaptı. (Fotoğraflar: BirGün)

Haber Merkezi

Rize’nin İkizdere ilçesinde Cengiz’in taşocağına karşı açılan dava Rize İdare Mahkemesi’nde görüldü. İkizderelilerin, avukatların ve meslek örgütlerinin söz aldığı davanın kararı 15 gün içerisinde taraflara tebliğ edilecek.

İkizdere’de, Cengiz İnşaat’ın yapımını üstlendiği Rize-Artvin Havalimanı’na hammadde sağlamak için açılmak istenen Cevizlik Bazalt Ocağı’na karşı bölge halkının direnişi sürüyor. Bilirkişi raporu aylar önce yurttaşların lehine çıkmasına rağmen Rize İdare Mahkemesi hâlâ karar vermedi. Dün görülen karar duruşması öncesi İkizdereliler adliye önünde toplandı.

DOSYA GECİKTİRİLDİ

Davada ilk sözü Avukat Yakup Okumuşoğlu aldı. Dosyanın geciktirildiğini belirten Okumuşoğlu, “Karar beklerken ek rapor istediniz. Ek raporlarda dosyaları göremiyoruz. Davayı açan biz, keşfi yapan biz, parayı harcayan biz raporları göremiyoruz. Sistemde sıkıntı varsa neden tebliğ edilmiyor? Bu dava ivedi yargılama değil miydi? 17 Mart 2021’de davayı açtık, 9’uncu ayda keşif yapıldı. Nasıl bir ivedi yargılama bu? Keşif için bu insanlar ceplerinden arttırarak para topluyorlar. Bu öyle kolay bir şey değil. Dava açılmış, hadi bi gidip bakalım değil. İnsanların direkt yaşamları söz konusu” diye konuştu.

İkizdere’de direniş yaklaşık iki yıldır sürüyor.İkizdere’de direniş yaklaşık iki yıldır sürüyor.

YAŞANANLARI GÖRÜN

İkizdere Çevre Derneği Çevre Komisyonu Başkanı Osman Baş ise mahkeme başkanına “Gelin sizi bir hafta misafir edelim. Yaşayın, görün sorunları” dedi. “Proje tanıtım dosyası baştan aşağı yanlışlarla dolu” diyen Baş, “Orada yaşayan insanlar su içemiyor. Hukukun, her şeyin dışında vicdana sesleniyorum. Orada yaşayan insanlara ‘burada yaşamayın’ deniyor. Annem geçen ağlayarak anlatıyor. Sular kirli aktığı işin abdest alamadım diyor. İnsanların inanç hakkını da yaşam hakkını çaldılar. Her şey insan için diyorlar ya. Liman insan için de bu insanların yaşam hakkı yok mu?” ifadelerini kullandı.

Davacılardan Kemal Baş da madenin bölgeye verdiği zararları anlattı: “Her gün kamyonlar, uyarmamıza rağmen etrafa taş dökerek gidiyor. Tozdan kimse dışarı çıkamıyor, insanlar çamaşırlarını asamıyor. Dinamit patlaması yüzünden Ayşe ablamızın üstüne taşlar yağdı. Ölümle de sonuçlanabilirdi. Marketlerden evlere su taşıyoruz. Musluklarımızdan akan su kirlendi. Hayvanlarımıza bilir marketten su alıyoruz. Yaban hayvanlarının, arıların yaşam alanlarını yok ettiler.”

Davayı Çevre Mühendisleri Odası da takip etti. Mahkemede konuşan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Kahraman, “Öyle bir noktadayız ki, 85 bin tane taş Ocağı ruhsatı var bu ülkede. 81 tane de vilayetimiz var. Hukukçu arkadaşlarımızın kendi alanındaki dediklerine katılıyorum ama geri dönüşü mümkün olmayan tahribat da vardır” dedi.

İŞÇİ ÖLÜMLERİ

2 işçinin madende hayatını kaybettiğini hatırlatan Kahraman, “Keşifte ben de bulundum, iş güvenliği var deniyor, tabelalar keşif için pırıl pırıl asılmış. Madem vardı, 2 işçi hayatını kaybetti burada. Hangi taahhüt yerine getirilmiş, hepsi yalan çıkmış. Bu bir eko-kırım suçudur” ifadelerini kullandı.

ESKİ HALİNE DÖNMEZ

Son olarak söz alan Avukat İbrahim Demirci, geçen yıl mayıs ayında Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun İkizdere’yi ziyaretinde bir yurttaşla yaşadığı diyaloğu hatırlattı: “Bakan geldiğinde ben de oradaydım. Bakan oraları eski haline getireceğiz falan dedi. Oradan bi ablamız ‘siz tanrı mısınız, 150 yılda olan ağacı nasıl geri getireceksiniz?’ diye. Bırakın eski haline geri getirme bir tane rehabilite çalışması olan taş ocağı var mı?"

Konuşmaların ardından Cengiz’in avukatlarına tepki gösteren İkizdereliler mahkeme salonunu terk etti. Mahkemenin kararını 15 gün içerisinde açıklaması bekleniyor.