Cenk Erdoğan: Gelenekseli bilmeden ve de özümsemeden modernizmi anlamak, anlatmak zor. Eskiyi bilecek ki insan ulaşmak istediği modernizme varsın

Cenk Erdoğan: ‘Esen rüzgâr ve ağaçların sesi bunların hepsi Lahza işte’

Melis Günden

Müziğin iki önemli ismi Cenk Erdoğan ve Mehmet İkiz, Lahza albümünü dinleyiciyle buluşturdu. İkilinin müziği birbirini tamamladığı gibi ortaya cazdan funka halk müziğinden, Hint müziğine kadar geniş bir tını okyanusu ortaya çıktı. Lahza ile ilgili sorularımızı cevaplayan Cenk Erdoğan, sözü olmayan müziği dinlemenin zorluğunu şöyle anlatıyor: “Konsantre olarak dinlersen seni alır göklere çıkarır çünkü insanın sazı sadece insanı anlatır. İnsanın hissettiklerini anlatır derdini anlatır dinleyene ise bu “an’ı” anlamlandırmak kalır.” Erdoğan ile müziği üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

► Yolunuz nasıl kesişti?
Aslında şans eseri kesişmedi yolumuz. Ben yıllar evvel İkiz’i ’98 yılında Bilgi Üniversitesi’nde okurken dinledim. Hocalarımızla bir konserde çalmıştı. Ardından yıllar geçti, bir anda acaba ne yapıyor diye düşünüp araştırdım. Harika albümü ‘Checking In’e denk geldim. Hemen mail attım, “Bir gitarcıya ihtiyacın olursa lütfen ara beni zevkle çalarım” dedim. Aradan bir süre geçtikten sonra İkiz mesaj atarak İstanbul’a geldiğini söylediğini birlikte çalmak istediğini söyledi. Hemen basçı ayarlayacağımı söyledim İkiz’e. İkiz ise; “Hayır, duo çalalım” deyince aslında Lahza’nın fitilini ateşlemiş oldu.

► Lahza albümüne nasıl karar verdiniz?
İlk konserimizde hazır bestelerimiz ve bir prova geçmişimiz olmadığı için doğaçlama çaldık. Yaklaşık 2 saatlik bir konserdi. Bu ilk tecrübeden çok keyif alınca çalmaya devam edelim, dedik ve ilk konserin kayıtlarını dinledik. Bir baktık ki ucu çok açık melodiler ortaya çıkmış. Onları dinledik bazı notlar aldık. Kayda da provasız, bol doğaçlamalı çalarak girdik Lahza albümü ortaya çıktı.

Lahza, doğaçlama bir an
► Lahza sizin için ne ifade ediyor?
Lahza göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre anlamına geliyor. Yani aslında bu kelime tam olarak doğaçlama bir “an”ı ifade ediyor bizim için. Lahza melodilerini her defasında farklı açılardan ele alıp çalıyor ve bu da göz açıp kapayıncaya kadar oluyor. Biz nerde çalıyorsak oranın atmosferini hissedip müziği oraya doğru taşımaya çalışıyoruz. Bu felsefe Lahza’nın temelini oluşturuyor.

► Lahza’nın şarkıları nasıl ortaya çıktı? Birlikte mi yazdınız?
Birçoğu doğaçlarken çıktı. Sadece benim yazdığım ya da İkiz’in getirdiği ve geliştirdiği melodiler de var. Ancak yeni albüm için stüdyoya kapanıp müzikler yazdık ve şu an üzerlerinde çalışıyoruz.

► Siz de şarkılarınızın etnik tınılar içerdiğini düşünüyor musunuz?
Tabii ki var, perdesiz gitar bu sound’u getiriyor. Tabii ki İkiz’in her türlü vurmalı enstrümanı çalabilmesi ve benden gelen havayı hemen özümseyip olaya dahil olması bu havayı getiriyor. Ancak Lahza çok sesli bir duo; Rock müzikten fusion’a ve hatta oryantalist yaklaşımlara kadar ses çıkarabiliyor.

► Modern ve gelenekselliğin ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
En modern şey bence ilk ve en eski olandır. İlk yapılan en moderndir aslında. Ancak gelenekseli bilmeden ve de özümsemeden modernizmi anlamak, anlatmak çok zor. Eskiyi bilecek ki insan üzerine taşları tek tek koysun ve ulaşmak istediği modernizme varsın.

► Water Says şarkısının hikâyesi nedir? Kullandığınız materyaller su, deniz kabukları, ziller ve su davulları… Bunları müziğin içinde kullanma fikri nasıl doğdu?
Water Says melodisi ilk konserde çıkan melodilerden birisi. O ritmik dünya su davulları vs. İkiz’in hayal dünyasından. O bu tarz perküsif aletlerle yaklaşınca ben de kullandığım efektleri buna uygun halde programladım ve Water Says ortaya çıkmış oldu. İşte dediğim gibi birimizin müziği bir köşesinden ittirmesi yeterli diğerimiz hemen onu takip ediyor.

Enstrümantal müzik bir şey dayatmaz
► Su sesi ile başlayan Water Says oldukça sakin ilerliyor. Sonra sanki şarkının bir derdi varmış da içinde tutamıyormuş gibi öfkelenip yine sakince son buluyor. Ne anlatmak istiyor Water Says dinleyicilere?

Enstrümantal müzik dinleyene net bir şey anlatmaz ve dayatmaz aslında. Dinleyen kendi duymak istediğini duyar. Siz mesela şarkının bir derdi varmış diyorsunuz demek ki size göre var. Kimine göre de gök gürültüsü o kısım. Zaten söz olmadan müzik dinlemek bu sebepten hem çok zevkli hem de zor. Konsantre olarak dinlersen seni alır göklere çıkarır çünkü insanın sazı sadece insanı anlatır. İnsanın hissettiklerini anlatır derdini anlatır dinleyene ise bu “an’ı” anlamlandırmak kalır.

► 27 Temmuz Cuma günü Bozcaada Caz Festivali’nde sahne alacaksınız. Açık havada Lahza nasıl olacak?
Bence açık havada Lahza müziği inanılmaz oluyor. Anlık doğaçlamalar, esen rüzgar ve ağaçların sesi bunların hepsi Lahza işte. Her doğal ses bizim için müzikal bir hareket.