Mitinge katılmak için Artvin’e girmek isteyen otobüstekilere polisler demişler ki, “Sizi almayız!” Neden? “Çünkü” demişler, “bu eylemlerin arkasında Devrimci Yol örgütü var!”

İnanmayacaksınız ama Cerattepe’de siyanürlü altın madenine karşı direniş sürerken, Artvin Valiliği direnişe Devrimci Yol gibi örgütlerin öncülük ettiğini söylemiş.

Devrimci Yol deyince akla elbette onun sloganını getiriyorlar: Kahrolsun oligarşi!

Oligarşi? İktidardaki bir avuç zorba…

Devrimci Yol’un bu sloganı attığı yıllardan beri oligarşinin sınıfsal muhtevasında elbette değişiklikler oldu. Koçlar, Sabancılar hâlâ yerlerini koruyorsa da, tefeci bezirgân, toprak ağası gibi kesimleri tasfiye oldu, ama yeni katılanlar var.

Oligarşi mensuplarına oligark denilir. Mesela Mehmet Cengiz artık bir oligarktır. “Koymasıyla” meşhurdur ve Cengiz İnşaat’ın sahibidir.

Künyesinde faaliyet alanları olarak otoyol, köprü, viyadük, tünel, metro, demiryolu, baraj ve hidroelektrik santrallar, havalimanı, liman, enerji santralı işleri sıralanıyor. İstanbul’un yeni havaalanı inşaatını da bu şirket yürütüyor. Yürütmüş.

Çünkü yürü ve yürüt demişler. Peki daha on yıl önce Ölüdeniz, Babadağı kiralayıp paraşütçülerden dağa ayak bastı parası olarak 15 TL almakla uğraşan bu şirket şimdi 20 milyar dolarlık havalimanı ihalesini koparma noktasına nasıl gelmiş?

Evet, çünkü yürü ve yürüt demişler.

İnşaat sektörü, beraber yürüdükleri-yürüttükleri bir yol. Seçmen tarikattan. Sermaye ve finansman inşaattan… Oligarşiye devlet eliyle yeni oligarklar katılıyor. Devletin Özelleştirme İdaresinin zenginleri… Yeni oligark Cengiz, Eti Bakır, Eti Alüminyum, elektrik dağıtım ihaleleri, İstanbul metrosu Taksim- 4. Levent hattı, Ordu-Giresun havalimanı altyapısı, Ankara tren garı projesi filan derken, en son işte Cerattepe’ye çöreklenmiş.

Yurtdışında halen Azerbaycan, Bosna Hersek, Kuzey Irak gibi yerlerde çeşitli inşaat işleri yapmaktaymış. Yani? Yeni-Osmanlı sınırlarında faaliyet… Ve ‘Kuzey Irak’ önemli, Barzani Kürdistanı’yla da araları iyi… Bir süre sonra TOKİ’yle birlikte Diyarbakır Sur’da da devreye girer mi girer, ‘Toledo’ yapmak için.

Önce 2009 yılında Özelleştirme İdaresi’nden Seydişehir Alüminyum’u 300 milyona kapatmışlar. Alüminyum tesisini alana ‘yanında tarak bedava’ misali, Oymapınar Barajı ve Hidroelektrik Santralı’nın işletme hakkını bedavaya elde etmişler. Beraber yürüdükleri yola devam etmişler, yürümüşler ve yürütmüşler. Büyük ihaleleri hep yüzde 50 kırımla verildiği memlekette bunlar hep yüzde 3-5 kırımla almayı becermişler. ‘Becermişler’.

Bir yıl sonra vergi cezasını bile sildirmişler. Cengiz İnşaat’ın 424 milyon liralık vergi borcu, uzlaşma sonucunda sıfırlanmış. ‘Sıfırlamışlar’. 2013 Aralık tapeleri devamında gelen 2014 Ocak tapesindeki küfürle nam salmışlar, ama mahkeme kararıyla o lafta suç olmadığına karar verilmiş. ‘Suçsuzmuşlar’. Bu arada 2014 Şubat ayında Kılıçdaroğlu şunları söylemiş: “Sabah ve atv satışı için oluşturulan 630 milyon dolarlık havuzun koordinatörlüğünü yürüten Cengiz İnşaat’ın sahibi Mehmet Cengiz’in, son 10 yıllık dönemde devletten tam 88,6 milyar liralık iş aldığı belirlendi. Bu rakama yap-işlet-devret modeli ile alınan işler de eklenildiğinde 100 milyar liraya ulaşıyor.” Yine 2014 yılında Ankara-İstanbul hızlı tren projesini üstlenen Cengiz İnşaat’ın borçları bile Hazine tarafından ödenmiş. Peşinden 2015 Nisanı’nda Akkuyu Nükleer Santralı’nın deniz hidroteknik işlerinin ihalesini almışlar. Ve iştirakleri arasında ilginç bir şey daha var: Kasımpaşa Sportif faaliyetler. Tesadüf. Çünkü Mehmet Cengiz, Rizeli bir işadamı. Tesadüf. Üstelik epey dinine düşkün, bakın işte Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne bina bile yaptırmış ve adını fakülteye yazdırmış, fotoğrafını gördüm. Tesadüf değil.

Benim aklıma gelen meğer başkalarının da aklına gelmiş ve Ekşi Sözlük’te ‘sakabilmemneyi’ adlı entry yazarı yekten sormuş: “Sizce bu şirketin gizli ortaklarından biri şu an ülkenin en tepedeki kurumunda koltuk ısıtıyor olabilir mi?”

Siyaseti finanse etmek için İsviçre bankalarında gizli hesaplara ne gerek var? Nasıl olsa seçmen tarikattan, finansman inşaattan...

Cerattepe’de 240 gündür işte bu oligarşiye karşı sürdürülen mücadele, 35 yıl önceki birikimi yeniden mayalandırarak güçlü bir halk iradesini bir kez daha ortaya çıkarıyor. Elbette Devrimci Yol diye bir örgüt artık yok ama devrimci yolculuk, yani oligarşiye karşı devrimci yolda siyaset yapma tarzı haziranlaşarak, gökkuşağı misali hazirancılık tarzının renklerinden birisi olarak yaşatılıyor.

Bu yazıyı yazarken de hâlâ sürüyor Cerattepe’de, ağzı bozuk oligarşi karşısında halkın direnişi ve bilmukabele ağzını bozuyor:

#SiçturmaMadenina