Akademisyen Ceren Damar Şenel’in katili Hasan İsmail Hikmet’e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, haksız tahrik indirimi uygulanmadı. Savunması sırasında Baba Damar’a sataşan katilin avukatı AKP’li Bıçak, Ceren Damar’ın 15 Temmuz’u savunduğunu iddia etti

Ceren Damar’ın katiline ağırlaştırılmış müebbet

BURCU CANSU

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel’i okuldaki odasında öldüren öğrencisi Hasan İsmail Hikmet, Ankara 33’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dördüncü kez hâkim karşısına çıktı.

‘Tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçundan yargılanan ve hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Hasan İsmail Hikmet hakkında bugün görülen davada karar açıklandı. Mahkeme Hikmet'in ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Duruşma öncesi Ceren Damar'ın ailesi, kadın örgütleri ve Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden akademisyenler, Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada adalet talebi bir kez daha ifade edildi.

Yaklaşık 100 avukatın hazır bulunduğu salon, erken saatlerden itibaren tıklım tıklım doldu.

KATILMA TELEBİ REDDEDİLDİ

Türkiye Barolar Birligi Kadın Komisyonu davaya katılım talebinde bulundu. Sanık avukatı Vahit Bıçak, suçtan doğrudan zarar görmediklerini belirterek katılma talebinin reddini istedi. Katılma talebinin reddine oy birliği ile karar verildi.

Savcılık makamı, mütalaasını tekrarlayarak sanığın tutukluluk halinin devamını istediğini belirtti.

SANIK AVUKATINDAN SKANDAL SAVUNMA

Sanık avukatı Vahit Bıçak, "Elbette suçun bir cezası olacaktır. Hepimiz adaletin gerçekleştirilmesi için buradayız. Ceren Damar'a adalet icin buradayız. Hasan İsmail Hikmet'e adalet için buradayız. Sanık çoklu öldürme yapmamıştır. Sanık bir katliam yapmamıştır. Seri cinayet de işlememiştir" dediğinde Ceren Damar ailesinin avukatları, savunmaya itiraz etti.

Bıçak, "Tasarlayarak, canavarca cinayet işlendiği için denildiği için söylüyorum. Yani sanık neler yapabilirdi de yapmadı bunu göstermek istiyorum" diyerek savunmaya geçtiğinde salondan, "17 bıçak darbesi ile öldürdü. Ne diyorsun" diyerek itiraz yükseldi.

Bıçak, "Sanık kantine girerek silahın bütün mermilerini boşalabilirdi. Yapmamıştır. Sanık öğretim üyelerini hedef almamıştır. Sanığın katliam yapmadığını ortaya koymak isterim" dedi. Bıçak'ın savunması, Ceren Damar ailesinin avukatları tarafından sık sık tepki çekti.

Hakim ve savcının vicdani kanaat kullanması ile ilgili hukuki terimlere ilişkin açıklama yapan Bıçak, "Olgusal sorun çözümlemezse şüpheli sanık hakkında beraat kararı verilir. Vicdani kanaatin bazı nitelikleri ortaya konulabilir" dedi.

"Bu dava boyunca besteler yapıldı ve şarkılar söylendi" diyen Bıçak sözlerini şöyle sürdürdü:

" Anayasa’nın 138. maddesi ihlal edilmiştir. Biz mahkeme heyetinin baskı altında kalmayacağına inanıyoruz. Maktulün cep telefonu fotoğraf arşivi ve sinyal bilgilerine ulasilamamistir. Hem sanığın hem de maktulenin telefon kayıtları yoktur. Maktulenin telefonu da devlet sırrı gibi saklanmaktadır."

Bıçak, "Salonda katil yoktur şu an karşımızda sanık var" dedi.

BEL ALTI SAVUNMA YAPIYOR

"Gelinen noktada sanığın topluma kazandırılmasının bütün şartları oluşmuştur" diyen Bıçak, olayın oluşumu ile ilgili şunları anlattı:

"Maktulenin araştırma görevlisi olduğu söylenmektedir. Sanık ve maktule tanıştıklarında maktule birkaç gündür araştırma görevlisidir. Odada konuşmuşlardır. Maktule aralarındaki yaş farkının dört yıl olduğunu ve Çankaya Üniversitesi’nden mezun olduğunu söylemiş. Maktule yeni işe başladığından danışmanlığı yetersiz kalmıştır. Sanığın maktulün sunduğu hizmetten memnun olmaması tartışmalarına neden olmuştur. Gergin başlayan ilişki bir süre sonra yumuşamıştır. Aynı güzergahı kullanmaktadırlar. Sanık üniversiteye hareket ederken maktulenin birisi ile tartıştığını görmüştür ve kişiyi ürkütmüştür. Ben tanık değilim. Yarın hoca böyle anlattı böyle yazmayın" dediğinde mahkeme başkanı uyardı.

Bıçak, "Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz sonrası emriyle başlatılan birlik çağrısına rağmen Ceren Damar 15 Temmuz lehine tweet attı" ifadelerini kullandı.

Bıçak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Daha sonra maktule sanığı odasına davet etmiştir. O esnada sanığın bir arkadaşı ile konuşurken Fransızca konuşması dikkatini çekmiştir. Maktul Fransızcası iyi olmayan sanığa ders verebileceğini belirtmiştir. Böylece sanık ve maktule arasında bir yakınlaşma olmuştur. Sanık ve maktule arasında bir yakınlaşma başlamıştır. Sanığın yüzme yaparak geliştirdiği vücuduna maktule ilgi duymaya başlamıştır. Birlikte Fransızca konuştukları bir gün... nasıl doktora ayıp olmazsa, mahkemede de anlatacağız. Maktule sanıktan hoşlandığını ancak sanığın kız arkadaşı olmasından çekindiğini söylemiştir. Sanık kız arkadaşı olduğunu belirterek geri çevirmiştir. Sanık ve maktule birlikte vakit geçirmeye ve alkol almaya başlamıştır. İlk cinsel ilişki alkolü fazla kaçırdıkları gün sanığın arabasında olmuştur."

Salondan sık sık itiraz sesleri yükseldi. Salondan " Bel altı savunma yapıyor izin vermeyin" itirazları yükselirken avukatlar da “İstanbul Sözleşmesi’ne aykırı ifade veriyorlar” dedi.

KOPYA ÇEKMEK SUÇ DEĞİLDİR

Bıçak, "Sanık maktulenin cinsel taleplerine boyun eğmek zorunda kalmıştır. Cinsel saldırı suçunu oluşturuyor. Sanık cinsel saldırı suçunun mağdurudur. İlk cinsel saldırıdan sonra maktule sanığa yaptığı baskıyı artırmıştır. Maktul sanığı tehdit etmiştir. Sanık bu tehditlere boyun eğmek zorunda kalmıştır. Sanık kaçınılmaz tecavüze boyun eğmek zorunda kalmıştır. Sanığın psikolojisi bozulmuş ve tedavi olmak zorunda kalmıştır.

Maktule herkesin kopya çektiği bir sınavda sadece sanık hakkında kopya tutanağı tutulmuştur. O sınavda tutanakta imzası bulunan diğer kadın hedef haline gelmiyor. Bu durum kadın cinayetinden kaynaklanmadığını ortaya koyuyor. Üniversite kopya çekmek suç değil."

'17 BIÇAK DARBESİ, ŞEHİR EFSANESI İDDİASI'

Bıçak, sozlerini şöyle sürdürdü:

"Maktul o gün sınavda görevli değildir. Bu durumun ortaya çıkması ile kamu görevi yürütüldüğü suçlaması da düşmektedir. Maktulenin sınavda gözetmenlik yapma hakkı bulunmamaktadır. Olay günü saat 14:00 civarı maktule ve sanık koridorda karşılaşır. Sanık 'annemi nasıl FETÖ'cülükle suçlarsın dediğinde' maktule 'daha neler yapacağım' der. Sanık maktuleye neden kendisine ayrımcılık yaptığını ve annesine iftira attığını söylediğinde, maktule 'benim değil eşim Levent'in işidir' demiştir. Sanık maktulü korkutmak için bıçağı çıkarmıştır. 17 bıçak darbesi şehir efsanesi. Çizikler var. O esnada cinnet geçiren sanık maktuleyi vajinal bölgeden bıçaklamıştır.

Darbeler vajinal bölgede... Maktulün hareketsiz kalması üzerine sanık intihar amacıyla tabancayı kafasına dayamıştır fakat iki kişinin girmesi ile silah ateş almıştır. Sanık odaya giren kişilere herhangi bir saldırı gerçekleştirmemiştir. Silahta daha 7 mermi var. Olay anında sanık şok durumda ve cinnet geçirmiştir. Sanık ilk fırsatta annesini aramıştır. Annesinden helallik istemiştir. Sanık Annesi ve babası ile giderek teslim olmuştur. Sanık olaydan pişmanlığını her seferinde dile getirmiştir."

DURUŞMAYI UZATMAK DEĞİL TAHLİYE İSTİYORUZ

Esas hakkında mütalaaya ilişkin savunmasına devam eden sanık avukatı Bıçak, Ceren Damar''ın sanığa küfür ve hakaretlerde bulunduğunu iddia etti.

Bıçak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sanık daha savcılık ifadesinde bir ilişkileri olduğunu üstü kapalı itiraf etmiştir. Veda mektubu yazdığını ve ne yazdığını hatırlamadığını dile getirmiştir. Mektupta da, Ceren hocanın odasına öldürme maksadıyla gitmediğini, sinkaflı küfür sonrası odaya birileri geldiğinde kaçmaya çalıştığını anlatmıştır. 6'ncı Sulh Ceza Hakimliği'nde de intihar etme maksadı ile gittiğini silahın ateş aldığın�� kurşunların da isabet ettiğini belirtiyor. Sanıktaki olgunluğu ve pişmanlığı görüyoruz.

6 Mayıs 2019'da avukatı olmadığı halde sanık ölen şahısla cinsel ve normal birlikteliği olduğu beyanında bulunuyor. Duruşmayı uzatmak istemiyorum. Tahliye edilmesini istiyoruz. Sanık huzurdaki ifadelerinde de, pişman olduğunu, psikolojik sorunları olduğunu belirterek insanlık dersi verdi. İfadesi alınırken polislerin kopya meselesinden kaynaklandığını söylemesi gerektiği konusunda baskı yapıldığını belirtti. Karakolda hangi beyanı verdiğini bilmiyoruz. Maktule tarafından mobbinge uğradığını da anlattı"

Tanık beyanlarına da değinen Bıçak, "Tanıkların sanığın bıçağı salladığına ya da silahla ateş ettiğine ilişkin beyanı yok" dedi.

Tanık beyanlarında Ceren Damar'ı ilk gördüğünde canlı olduğunu belirterek "Bu darbeler yanlış müdahale değil, yanlış müdahale nedeniyle hayatını kaybettiğini düşünüyoruz" dedi.

BIÇAK'TAN BABAYA SATAŞMA

Hikmet'in 'beyefendiliğini' savunan Bıçak, "Çocuk okulda yaşadığı taciz tecavüzü ailesine anlatamamış, içine kapanık" dedi.

Bıçak'ın sözleri üzerine Ceren Damar'ın babası Mustafa Damar, "Damat al" dediginde Bıçak, "Siz almışsınız" dedi ve salonda tansiyon yükseldi. Salondan yuhalama sesleri duyuldu.

Tanık beyanlarına itibar edilmemesini isteyen Bıçak, "Sanığın annesi cinsel tacizi anlatarak 'kesinlikle selam dahi vermemesi gerektiği beyanında bulundum' demiştir. Sanığın dedesi de, 'Bu çocuk bu hareketi nasıl yaptı bende anlamış değilim' beyanında bulunmuştur. Bu beyanlarda sanığı doğruluyor" diye konuştu.

Katılan beyanlarına değişmeyeceğini söyleyen Bıçak, "Bu çocuktan örnek alsınlar" dedi.

ANİ GELİŞEN CİNNET

Bıçak sözlerine şöyle devam etti:

"Kayıtların içinde ne çıkarsa kabulümüzdür. Hasan Ismail Hikmet'in telefonundaki incelemelerin bilirkişiler tarafından incelenmelidir. Maktulenin cep telefonu listesi dosyada gizlenmiştir. Dijital delil olarak tespit edilmelidir. Bunlar incelendikten sonra burada anlatilanlar gercek mi hayal urunu mü ortaya çıkar. Dosyaya girmemesi için herhalde komşuluk ilişkilerini ortaya koydular. Maktulenin odasındaki bilgisayarın dahi incelemesi yapılmamıştır. Sanığın dürüst, güvenilir bir gencimiz olduğunu düşünüyorum. Demir parmaklıklar arasında kalmasını istemek katıl ruhluluk olarak düşünüyorum. Olay ani gelişmiş bir cennettir. Sanığın şalterleri atmıştır. Sanığın hükmünün yaralamadan kurulmasını istiyoruz. Meşru müdafaa şartları oluştu."

Sanığı maktulün çağırdığını söyleyen Bıçak salondan yükselen "Silahla mi geziyormuş" sorusu üzerine "Herkes silahlı geziyor"dedi.

TUTUKSUZ YARGILANSIN TALEBİ

Sanığın tutuksuz yargılanması gerektiğini ifade eden Bıçak, Damar’ın kamu görevini yapmadığını savunarak ağırlaştırıcı bir husus olamayacağını belirtti. Bıçak, “Tecavüz etmek kamu görevinde sınırın aşılmasıdır. Öğrencisinin annesi hakkında ihbarda bulunarak görevinden ihraç ettirmek kamu görevi değildir” dedi.

BİZE GELEN GİDEN OLMADI

Bıçak, bu dosyada eksikler olduğunu belirterek, "Baskılar dolayısıyla tamamlayamıyor olabilirsiniz. Benim ofisime 5 profesör gelerek dosyayı bırakmamı istedi" dediğinde mahkeme başkanı "Bize gelen giden olmadı" dedi. Bunun üzerine Bıçak, "Arkadan ağıtlar yakıldı" dediğinde Baba Damar, "Merak etme senin de arkandan ağıt yakacağız"dedi. Bıçak'ın aileye ve salondan yükselen itirazlara sürekli yanıt vermesi ile tansiyon yükseldi.

Sabah saatlerinden bu yana süren avukat savunması sona erdi.

Duruşma salonunda genç bir kadının epilepsi krizi geçirmesi ile sıra süreli ara verildi.

SANIK, HAKKANİYETE UYGUN CEZA ISTEDİ

Savunmasını yapan sanık Hasan İsmail Hikmet, "Kanıtların ve delillerin gerektiği gibi toplandığına inanmıyorum. Engizisyon Mahkemesi gibi hakaretler, alkışlar... Bu olayın yaşanmasını istemezdim ama oldu. Pişmanım. Hakettigim cezayı almak istiyorum. Kendim teslim oldum. Maktulenin telefonuna bakılsın diyorum olmuyor. Tek diyeceğim şey, hukuka uygun uygulama yapılmamıştır. İşin aslına ne tanıklar ne de siz hakim değilsiniz. Hakkaniyete uygun bir karar çıkmasını bekliyorum" dedi.

Ceren Damar ailesinin avukatı Çetin Arslan, "Burada herkes her şeyi biliyor. Ceren Damar görevi başında canavarca hisle öldürdü. Asla bir indirim gerekmemektedir. Tahammülün bütün unsurları oluşmuştur" dedi.

Hikmet, son sözünde "Adalet tecelli edecektir" dedi.

Mahkeme Başkanı yarım saat sonra kararı açıklayacaklarını belirtti.

KARAR AÇIKLANDI: AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET

Mahkeme heyeti, Ceren Damar'ın katili Hasan İsmail Hikmet hakkında kararı açıkladı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Hikmet hakkında indirim yapılmasına yer bulunmadığına karar verildi.

Karar salonda alkışlarla karşılandı.

BABA DAMAR, ADALET TECELLİ ETMEDİ

Karar sonrası Adliye önünde aciklama yapan Ceren Damar'ın babası Mustafa Damar, şunları söyledi:

"Adalet mücadelemiz nihayet sona erdi. Kızıma iftira attılar. Mezarda kemiklerini sızlattılar. Fakat adalet tecelli etmedi, yatacağı 30 yıl. Bu cezanın ardından kamu görevlilerinin görevini güvenle yapacağını mı düşünüyorsunuz?

Aflar çıkıyor. Hapishaneyi doldur boşalt yaparak cezaları azaltacağını mı düşünüyorsunuz? Bu toplumun pisliklerden arınması için elimizden geleni yapacağız. Mücadele daha yeni başlıyor. Kızım 27 yaşında katledildi, katil 30 yıl yatacak. Kafatasında, böbreklerde kesi var. 17 bıçak darbesini kızları yeseydi bu yasayı böyle mi yazardı? Aynı yerden canları yanmadığı müddetçe savunurlar tabii ki"