Sürekli “Aaa şöyle de olabilir!” dediğimiz anlar yaşıyoruz. Bu aydınlanmaları kullanarak illüstrasyon ve animasyonun ağırlıklı olarak tanıtım amaçlı kullanımına alternatif alanlar açmaya çalışıyoruz.

Çeşitlilikten beslenen, yeni bir üretim ve paylaşım alanı: fam°


Artemis Günebakanlı

Üretme güdüsü, ürettiğini dünyaya sunma, üretirken hissettiklerini başkalarına aktararak çoğaltma isteğini de yanında getiriyor çoğu zaman. Ekonomisini sanatıyla sağlayan yaratıcı iş grupları, bir yandan yer aldıkları sektörler içinde özgünlüklerini korumaya çalışırken bir yandan da yeni filizler verebilecekleri çıkış noktaları, alternatif yapılanmalar kurmaya gayret ediyor. Dijital çağın etki ettiği her şey gibi, sanatın üretimi ve paylaşımı da değişiyor.


Selen Gürsoy ve Ege Akdemir’in hayallerinden doğan fam°, farklı tarzlara sahip sanatçıları görünür kılmak, onlara üretim sürecinde destek olmak amacıyla yola çıktı. Bununla yetinmeyip yeni bir çalışma pratiği üzerine düşünmeye başlayan fam°, evrimine devam ediyor. Gürsoy ve Akdemir ile fam°ın doğuşu ve ilerleyişi üzerine konuştuk.

► fam° nasıl bir sürecin sonunda ve hangi ihtiyaçlara cevaben doğdu?
Aynı eve çıktığımızda başladı fam°ın süreci. Eve çok beğendiğimiz Türkiyeli illüstratörlerin işlerini almak istiyorduk ama bu eserlere ulaşabilmemiz için sanatçılarla tek tek iletişime geçmemiz gerekiyordu. Sanatçıların çoğu da bu sürecin nasıl işlediğine çok hakim değillerdi. Türkiye’de çok yetenekli insanların olduğunu ama bir şekilde hak ettikleri yerlerde olmadıklarını düşünmeye başladık.

İlk fikrimiz bir dijital galeri açarak birçok eserin bir arada, kolayca ulaşılabilir olduğu bir platform oluşturmaktı. Ancak sanatçılarla konuştukça işler biraz değişti. Ekonomik nedenlerle üretime vakit ayıramadıklarını, çoğu zaman illüstrasyondan uzaklaştıklarını, iş bulmakta, paralarını almakta ve haklarını korumakta zorlandıklarını öğrenince “acaba buna dair bir şey de yapabilir miyiz?” diye düşündük. En sonunda şu anki formata oturttuk ama daha çok yeni olduğumuz için her gün yeni ihtiyaçlara ve ilgi alanlarımıza göre gelişiyoruz.

► “fam°” adı nereden geliyor? Bana “family”, “familiar” gibi kelimeleri çağrıştırdı.
Yerinde çağrışımlar . Hem bizi hem de fikri yansıtan bir isim bulmaya çalışıyorduk. Seçilmiş aile konseptine dönüp geliyorduk, İngilizcede de chosen family ya da fam olarak kullanılıyor. Bir şekilde hayatınızda yakınınızda olmasını istediğiniz, seçtiğiniz bireylerle bir dayanışma ağı paylaşma fikri hoşumuza gitti. Okunuşundan dolayı fransızca femme kelimesini çağrıştırması da ek bir güzellik oldu. İki kadın kurduk bu işi, birazcık feminenlik olsun dedik. Anlaşılır da olmasını istiyorduk aslında ama orası biraz eksik kalmış olabilir. Fatsa-Adana-Mersin şehirleri hayatımızda ek bir yer edindi fam° sayesinde.

► fam°ın nasıl bir yapısı var? Bu yapı başka sanatçılara da açık mı?
fam°ın yapısını sanatçılarla konuşarak kurduk. Sanatçıların ihtiyaçları için hazırlandık, finansal ve legal danışmanlarımızla toplantılar yaptık. Sonunda üç ana koldan ilerlemeye karar verdik. Biri 10 Haziran’da açtığımız, çıkış fikri olan famstore°. famstore° 28 sanatçının eserlerinin alınabileceği bir dijital galeri. Burası herkesin sanatçıları keşfedebileceği, illüstrasyon sanatının çok farklı stilleri içerdiğini görebileceği bir yer. Bir de kağıtla buluşma anını çoğaltmak istedik. Bizim için festivallerde, sergilerde görüp beğendiniz eseri elinize aldığınız an çok sihirli. Herkesin bu hissi yaşamasını istiyoruz.

İkinci kol ajans kısmı. Sanatçılar için proje ürettiğimiz, sanatçı ve marka iş birlikleri yaptığımız, süreç boyunca iletişim, hukuk, finans danışmanlığı verdiğimiz bir yapı. Ajansı sanatçıların ekonomik durumlarını destekleyerek, onları bürokratik süreçlere boğmadan sanatlarına zaman ayırabilecekleri, yaratıcılıklarını farklı alanlarda deneyebilecekleri alanlar açmak için kurduk. Yurt dışında yaygın olan bir sistem ama biz buraya uygun hale getirmek için sanatçılarla çok fikir alışverişi yaptık, diğer örneklerdeki gibi kapalı bir sistem yok mesela fam°da. Her sanatçı isterse kendi projesini yönetebiliyor. fam°a dahil olmak proje yönetiminden daha büyük bir şey. Bir fikir alışverişi, bir dayanışma alanı, bir ortaklık potansiyeli olarak da düşünebiliriz fam°ı. Bizim ve temsil ettiğimiz sanatçıların illüstrasyon/animasyon sektörü ile ilgili geliştirilmesi gerektiğinden emin olduğu birçok konu var. Bunları temelde tutarak daha özgür ve sağlıklı çalışma süreçleri sağlamak ajanstaki önceliğimiz.

Üçüncü kol ise periyodik olarak düzenlemek istediğimiz etkinlikler. Sergi deneyimine yeni boyutlar getirmeye çalışıyoruz. İzleyen ve izlenenin sınırlarını esnetebileceğimiz, görme duyusunun ötesine geçebileceğimiz deneyimler tasarlıyoruz.

fam°ı daha çok sanatçıya açabilmek en büyük hayalimiz ama içerdeki aile samimiyetini de devam ettirebilmek istiyoruz. O yüzden bu büyümeyi elimizden geldiğince kontrollü yapmak istiyoruz. Sektördeki talebi de detaylı olarak analiz etmeye devam ediyoruz. Bunları göz önünde bulundurarak; belli periyodlarda ajans ve famstore° için açık çağrılarla yeni sanatçıları davet ederek büyümeyi planlıyoruz.

► fam°daki bu yaklaşım, sanatçılara yaratım süreçlerinde nasıl destek oluyor? Benimsediğiniz üretimi birlikte paylaşma ve yeni fikirlere hayat verme dinamiğinden bahseder misiniz?
fam°ın kuruluşunun üzerinden çok az zaman geçti, şu an projeler en sevdiğimiz aşama olan “fikir yeşertme” sürecinde. Bu süreçte sanatçılarımızın farklı alanlardaki uzmanlıkları, özel ilgi alanları, hep ilgilenmek istedikleri ama alanlarının dışında kalan projeler için ürettikleri fikirler toplanıyor; sürekli “Aaa şöyle de olabilir!” dediğimiz anlar yaşıyoruz. Bu aydınlanmaları kullanarak illüstrasyon ve animasyonun ağırlıklı olarak tanıtım amaçlı kullanımına alternatif alanlar açmaya çalışıyoruz.

► fam° bünyesinde art direktörlerden yeni mezunlara, sektörün birçok alanından sanatçılar var. Buradaki üretim ve paylaşım biçiminden doğan enerji, sektörün diğer alanlarına da etki ediyor mu?
Kurulurken özellikle farklı alanlardan sanatçılarla iletişime geçtik çünkü bunun disiplinlerarası bir potansiyele önayak olacağını düşündük. Sonrasında buluşmalar düzenledik. Fiziksel birlikteliklerden her zaman daha ilginç fikirler doğuyor. İnteraktif sergi konuşurken bir anda oyun tasarımına, görsel deneyim üretimine, reklam animasyonuna fikir üretirken kendimizi bulur olduk. Sanatçılarımızı kendi fikirlerini ve tarzlarını işlerine yansıtmaları için yönlendirmeye çalışıyoruz. Üretim süreçlerine ve hayat tarzlarına tanık oldukça farklı yönlerini keşfediyoruz ve potansiyellerine ulaşabilmeleri için daha yerinde yönlendirmeler yapabiliyoruz. Birçok farklı karakterde ve tarzda sanatçı, birçok farklı tarz arayan işlerle eşleşiyor. Bu eşleşmelerden de harika işler doğuyor. Çeşitlilik bizim en güçlü yanımız!