Fransa’da sağ iktidar tenorları ve sopranoları seslerinin perdesi yettiğince bağıra dursun

Fransa’da sağ iktidar tenorları ve sopranoları seslerinin perdesi yettiğince bağıra dursun, Sosyalist Parti (SP) ve Avrupa Ekoloji-Yeşiller (AEY) 2012 Nisan-Mayıs’ındaki cumhurbaşkanlığı seçimleri ve hemen akabindeki genel seçimlerde birlikte hareket etmek için anlaştı. Önce Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sosyalist adayı François Hollande, ardından da  genel seçimleri güçbirliği ile kazanmak için iki parti genel sekreterleri Cécile Duflot ve Martine Aubry nükleer enerji konusunda bir orta yol bulunca, sağın bütün ezberleri bozuldu. Yeşiller meclisi, kapalı oylamayla yapılan bu anlaşmayı %74’lük ciddi bir çoğunlukla imzaladı. Bu durumda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda Hollande’la çekişecek AEY adayı Eva Joly ikinci tura geçemezse—ki geçmesi mümkün değil—ikinci turda parti militanları ve seçmenleri Sosyalist adaya oy verecekler. AEY’in sosyalistlerin ardında olmasıyla solun kazanma olasılığı güçleniyor. Böylece, solun kazanması halinde AEY genel seçimler sonrasında 60 seçim bölgesinde milletvekili sayısını 25 ila 30 arası öngörüyor.


Bu anlaşma Sarkozy iktidarından sonra, solun solunu temsil eden “Sol Cephe” cumhurbaşkanı adayı Sol Parti lideri Jean-Luc Mélenchon’un da canını sıkıyor. Mélenchon AEY’in daha ziyade kendi safhında yer alacağını ümit ettiğini gizlemeden, Yeşilleri kemer sıkma politikasına ortak olmakla suçluyor.


Anlaşmada neler var? İç ve dış politika, ekonomi, göç, vergi reformları... ama en önemlisi ve beklenen anlaşma, enerji konusunda öngörülüyor. Ayrıntılarda Afganistan’dan tüm Fransız askerlerinin 2012 sonuna kadar tamamen çekilmesi, göçmenleri ve yabancıları ilgilendiren yasalarda ciddi değişiklikler, yabancı çalışanlar için kolaylaştırılmış yasal düzenlemeler dikkati çekiyor. Ayrıca yeni bir ekonomik, sosyal ve ekolojik modelin benimsenmesi iki tarafın da isteği. Bunun için öngörülenler: emeklilik yaşının tekrar gözden geçirilmesi için işveren, sendika, devlet görüşmelerini özendirmek, özellikle gençlere yeni iş imkanlarının yaratılması, geleceğin ümit vadeden mesleklerine odaklanma, 600 000 “yeşil iş” imkanı geliştirmek. Vergi reformu sol düşüncenin çizgisinde: sermaye üzerindeki vergiyi gelir vergisiyle aynı sisteme oturtmak, varlık vergisi ve genel toplumsal katkıyı yaklaştırıp, en yüksek gelir gruplarının vergi alanında en büyük gayreti göstermesini sağlamak, kazançlarını yeniden yatırım olarak kullanan şirketlerin vergilerinde indirim yapmak, buna karşılık temettü dağıtmakla yetinenlere cezai yaptırımlar getirmek, çok yüksek gelirlere ek vergiler, küresel ısınma-enerji katkısını yerleştirmek. Eğitimde ise 2012’den başlayarak yeni öğretmen ve danışman kadroları yerine konulacak.


En çok beklenen konu, enerji üretim kaynaklarının gözden geçirilmesiydi. 2013 yazından itibaren enerji dönüşümü yasası-çerçevesini yürürlüğe sokmayı amaçlayan SP-AEY anlaşması, bugün ülkenin % 75 enerji kaynağını sağlayan nükleer enerjiyi 2025’e kadar % 50’ye indirmeyi öngörüyor. Ayrıca bir tanesi derhal olmak üzere 24 santralin kademeli olarak devre dışı bırakılması ve yeni nükleer santral projesi geliştirilmemesi gündemde.


Fransa kadar nükleer enerjiye bağımlı bir ülkede bile bu enerji kaynağından çıkış temenni olmaktan çıkarken, Türkiye’nin hala nükleer santral inşa etmek isteyenlerin külahı önüne koyup düşünmeleri ümidiyle...