Google Play Store
App Store

845 kişinin yaşamını yitirdiği Düzce depreminin 25’inci yıldönümünde yapılan açıklamalarda iktidarın acılardan dersler çıkarmadığı belirtildi.

Çeyrek asır da geçse acılar ilk günkü gibi
Fotoğraf: AA

Haber Merkezi

Düzce depreminin 25’inci yıldönümü unutulmadı. Yakınlarının mezarını ziyaret edenler, acılarının hala taze olduğunu belirtti. 845 kişinin hayatını kaybettiği depremde oğlunu kaybeden Burhan Şen, “25 yıl oldu. Maalesef unutulmuyor. Hemen her gün bu olayı hatırlıyoruz. Hatırlamamak elde değil” dedi.

Çocuklarını depremde kaybeden baba Mustafa Çillioğlu ise “5 tane yavrum yatıyor burada. En büyük kızım 19 yaşındaydı. En küçüğü ise 3 yaşındaydı. Unutulacak bir şey değil ki bu bir felaket. Acılarıyla yaşıyoruz, yaşamaya da devam edeceğiz” diye konuştu.

İMAR AFFI ÖLDÜRÜYOR

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Sakarya Şubesi de yayınladığı açıklamada, “Tarihimizin en acı depremlerinden Düzce depreminin 25. yılında da siyasi iktidarların sorumluluğunu hatırlatmaya kararlıyız” denildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Depremin her defasında afete dönüşmesine engel olunamıyor. Olası bir depremden nasıl etkileneceği bilinmeyen çok sayıda bina mevcutken üstüne bir de siyasal iktidarlarca çıkarılan imar afları can ve mal kayıpları tehdidini büyütmektedir. İmar afları kaçak yapılaşmanın en önemli teşvik unsurlarından birisi olmuş, toplumun sağlıklı ve güvenli konutlarda yaşamasını belirsizliğe sokmuştur. Her seçim öncesi siyasi ikbal uğruna gündeme getirilen imar affı uygulamalarına son verilmeli, imar affından yararlanan yapılar denetlenmelidir”

TOPLUMSAL BİR SORUN

Jeoloji Mühendisleri Odası’nın (JMO) açıklamasında da, “Geçen çeyrek asırlık sürede toplumun afetler karşısında can ve mal güvenliğinin korunması ile afet zararlarının azaltılması konusunda gereken yapısal dönüşüm ve toplumsal bilinç hala oluşturulamamıştır. Süregelen ihmal, tedbirsizlik ve denetimsizlikler, kayıplarımızı artırmış, hala da arttırmaya devam etmektedir. Deprem gerçeğini unutmadan, bilimsel ve sürdürülebilir bir anlayışla deprem risklerini azaltacak önlemler almak, kaybettiklerimizin anısına saygımızın en büyük göstergesi olacaktır. Deprem güvenliğinin toplumsal bir sorun olduğunu bir kez daha vurguluyor; güvenli, sürdürülebilir ve sağlıklı kentlerin inşasında tüm vatandaşlarımızı ve kurumlarımızı daha fazla sorumluluk almaya davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.