Cumartesi Anneleri, 25 yıldır kayıplarının akıbetini sormak için bir araya geliyor. Emine Ocak, kaybedilen insanların mezarları yokken susamayacağını söylerken Hanife Yıldız ise “Ölüsünü görmediğim oğlumun yolunu hep bekledim’’ dedi

Çeyrek asırlık mücadele

DİLAN ESEN

Cumartesi Anneleri’nin 27 Mayıs 1995’te Galatasaray Meydanı’nda yaptıkları ilk eylemin üzerinden tam 25 yıl geçti. İstanbul Valiliği, 91 hafta önce Galatasaray Meydanı’nı, Annelere yasakladı. Ancak ‘Failler belli, kayıplar nerede?’ diyerek bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 791 haftadır kayıplarının akıbetini sorarken faillerin ise bulunup yargılanmasını istemeye devam ediyor. Cumartesi Anneleri, aynı zamanda ülkenin en uzun eylemini gerçekleştiriyor. Kayıplar mücadelesinin 25 yılını, Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız ve Emine Ocak BirGün’e değerlendirdi. Galatasaray Meydanı’na 25 yıl önce 5 aile gittiklerini hatırlatan Emine Ocak, “Şimdi yüzlerce aileyle birlikte kayıplarımıza mezar istiyoruz, onları kaybedenler ceza alsın diyoruz. Bana senin mezarın var diyorlar. Benim arkadaşlarımın mezarı yokken ben susamam ki. Oğlumu ve diğer çocuklarımızı kaybeden katiller dışarıdayken ben yerimde duramam ki’’ dedi.

Birlikte fotoğraf taşıdığı ve yitirdikleri arkadaşlarına söz verdiğinin altını çizen Ocak, “Galatasaray’da bir gün mutlaka onlar için oturup fotoğraf taşıyacağım. Galatasaray’a tekrar gidene kadar, tüm mezarlarımızı bulana kadar, katiller ceza alana kadar vazgeçmeyeceğim’’ diye konuştu. Meydanlarda olmayı istediklerini aktaran Hanife Yıldız ise “Her zaman söylediğimiz gibi ne kayıplarımızı aramaktan ne de alanımızdan vazgeçmeyeceğiz. Benim bir tek evladım elimden alındı ama birçok evlat edindik. Öfkelendik, ağladık, güldük’’ ifadelerini kullandı.

“Adalet yerini bulsun’’ diyen Yıldız, şöyle konuştu: “Ben de bir anne gözü açık giden anneler gibi gözüm açık gitmek istemiyorum. Bir annenin her daim kulağı kapıda, gözü yollarda olur. Evladımın yolunu hep bekledim. Ölüsünü görmedim, toprağa vermedim. Hâlâ bekliyorum. Beni kandırdılar, sen gidersin ya da oğlun çıkar gelir dediler. Bir gün ben oğlumun yanına gideceğim.’’

SÖZLEŞME HÂLÂ İMZALANMADI

Türkiye, Birleşmiş Milletler tarafından imzaya açılan Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi de hâlâ imzalamadı. Sözleşme, ‘zorla kaybedilme fiilinin gerçekleşmesini önlemek veya böyle bir fiili cezalandırmak için kendi yetkisi dahilindeki gerekli ve makul bütün önlemleri almayan veya konuyu araştırma ve soruşturma için yetkili mercilere aktarmayan kişilerin’ de yargılanmasını öngörüyor.