CEZAEVLERİ "SAĞLIKSIZ"
İnsan Hakları Derneği'nin Marmara Bölgesinde bulunan cezaevlerinde yaptığı sağlık araştırması korkuç gerçekleri ortaya çıkardı.
Necip GERBOĞA İstanbul
İnsan Hakları Derneği'nin Marmara Bölgesinde bulunan cezaevlerinde yaptığı sağlık araştırması korkuç gerçekleri ortaya çıkardı. İHD'nin raporuna göre cezaevlerinde doktor, ilaç ve sağlık gereçleri yetersiz sayıda bulunuyor ve hastane sevkiyatları geciktirilerek yapılıyor. Raporda ayrıca, bu yılın son altı ayında 11 kişinin cezaevlerinde yaşamını yitirdiği ortaya çıkardı.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi tarafından Marmara Bölgesi'ndeki cezaevlerindeki sağlık durumu ile ilgili yapılan araştırmalar korkunç bir gerçeği ortaya çıkarttı. Yapılan araştırmalar sonucu oluşturulan rapor, son 1 yıl içerisinde Marmara Bölgesi'ndeki cezaevlerinde yatan tutuklu ve hükümlülerin aileleri ve avukatları aracılığıyla İHD'ye yaptığı başvuruları içeriyor.
En sabıkalı F tipi cezaevleri
İHD Cezaevi Komisyon Üyesi Ümit Efe'nin okuduğu rapora göre 2004'ün ilk 6 ayından itibaren 11 kişinin çeşitli sağlık problemleri ve ihmaller nedeniyle yaşamını yitirdiği öğrenildi. Ölüm orucu eylemlerine kadar uzun bir direnişe sahip olan F Tipi cezaevleri ise ihmaller ve sağlık konusunda en başta yer alıyor. Raporda, F Tipi cezaevlerinde havalandırma duvarlarının çok yüksek, pencerelerin çok küçük olduğuna dikkat çekilirken; tutukluların yılın yarısı kadar bir süreyi güneş almadan geçirdiği ifade edildi. Yapısal aksaklıklar nedeniyle bulaşıcı hastalıklar, verem, anemi gibi hastalıklara da sıkça rastlandığına işaret edildi.
Bu arada, Devlet Hastaneleri'nin büyük bir kısmında mahpus koğuşunun bulunmaması nedeniyle tedavilerin önünün tıkandığı kaydedilirken; kan bulunması gereken ameliyat gibi durumlarda da çözümün ailelerden beklenildiği belirtildi.
Kadın tutuklular risk grubunda
Cezaevlerinin hiç birinde kadınlar için ayrı bir revir bulunmadığının altı çizilen raporda jinekolojik muayenelerin ve doğum gibi kadına özgü durumların, büyük sorun yaşattığına da dikkat çekildi. Öte yandan, temizlik maddesi gibi ihtiyaç malzemelerinin çok yüksek fiyatlara satıldığı öne sürülen raporda, bu nedenle hijyen koşullarının sağlanamadığı ve hastalık riskinin arttığı vurgulandı.
Efe, insan hakları savunucuları olarak tecrit hapishaneleri için ayrılan trilyonluk bütçelerin sağlık ve insani koşullara ayrılması gerektiğini savunarak, "Hapishanelere yapılacak reformların bu kapsamda ele alınması gerekiyor. Mapusu ihnsan ssaymayan politikalardan vazgeçilmelidir. Cezaevi koşullarında iyileşmeyecek hasta ve mapuslar tutuklu-hükümlü ayrımı kaldırılarak CMUK'un 399/1 maddesi gereği sarbest bırakılmalıdır" diye konuştu.
Bu arada, 2001 yılından bu yana tutuklu bulunan ve mesane kanseri hastalığına yakalanan Erol zavar'ın eşi Elif Zavar, eşinin hastalığının ihmal nedeniyle iyice ilerlediğini söyledi. Eşinin Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde yaşam mücadelesi verdiğini belirten Zavar: "Eşim yarın Edirne Tıp Fakültesinde safra kesesi ameliyatı olacak. Şu an kendi ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamayacak durumda. Buna rağmen tutuklu. Bu baskı ortamının bir an önce kaldırılmasını istiyorum" dedi.