Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun son seçimlerin “yeni bir Cezayir” yaratacağını iddia etse de ülkede düzenlenen eylemler halkın halen aynı sorunlar ile mücadele ettiğini ortaya koyuyor.

Cezayir halkı ikna olmuyor

Malia Bouattia

Cezayir hükümeti geçtiğimiz ay yapılan seçimleri canhıraş destekledi, bunu bir tür "yenilenme" fırsatı olarak çerçeveledi. Buna karşın aynı rejim muhalifleri ve eleştirel sesleri baskılamayı sürdürdü, köklü değişime dair halka umut vermedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü yaşananları "baskıcı politikaların endişe verici artışı" olarak tanımladı. Sokakta polis varlığı arttırıldı, başkentte ana arterler kapatıldı, rejim karşıtı hareketlerin temsilcileri tutuklandı. Cezayirli İnsan Hakları Savunucuları Birliği yedi muhalif liderin tutuklandığını duyurdu. Tutuklananlar arasında muhalif Kerim Tebbu ve tanınmış gazeteciler Halit Drareni ve İhsan El-Kadı da var.

Dahası, Af Örgütü’nün raporuna göre Hirak hareketine mensup hak savunucularına yönelik gelişigüzel terör suçlamaları artarak devam etti. Hak savunucuları terör örgütü mensubu olma ve ‘devlete yönelik komplo kurma’ suçlamalarıyla karşı karşıya kaldılar. Seçim günü de işler iyiye gitmedi.

BOYKOT ÇAĞRILARI

Askeri rejimi 2019’un Şubat ayından bu yana protesto eden Cezayirliler seçimlerin boykot edilmesi yönünde çağrı yaptılar çünkü seçim sistemine ya da temsili demokrasiye inançları kalmadı. Cumhurbaşkanı Tebbun boykot çağrısı yapanların tercihine saygı duyduğunu açıklasa da bu açıklama seçim günü yaşananlarda karşılık bulmadı. Yaklaşık 70 kişi hakkında seçim yasasına muhalefet ettikleri gerekçesiyle soruşturma açıldı. Bu insanların yaklaşık yarısı gözaltına alındı ve bazı kişilere 6 ile 18 ay arasında hapis cezası verildi, kimilerine ise para cezası uygulandı. Seçim karşıtı hareketin güçlü olduğu Kabiliye bölgesinde düzinelerce eylemci gözaltına alındı.

Tüm bunlar yaşanırken Cumhurbaşkanı "siyasi sistemin eksikliklerini gidermek için elinden geleni yaptığını" öne sürüyordu. Tebbun tarafından henüz birkaç ay önce onaylanan seçim yasası yolsuzluk, rüşvet ve demokratik haklar konularına eğildiğinden ilk bakışta olumlu görünse de bazı temel eksikliklerden muzdarip.

Eski, adaletsiz ve yozlaşmış sistemin temsilcileri şimdi karşınıza gelip reform uyguladıklarını öner sürüyorlarsa, burada temel bir çarpıklık var demektir. İnsanların reformlara inanmamasına şaşırmamak gerek. Örneğin, ceza hukukunda yapılan son değişikliklerle birlikte ‘yönetim sistemini anayasal haklar dışında kalan faaliyetler ile değiştirmeye çalışmak’ terör suçları kapsamına alındı.

DÜŞÜK KATILIMLI SEÇİM

Rejim ile tarihsel bağı olanların verdiği sözlerden hiçbiri kitlelere fayda getirmeyecek. Neticede, seçime katılım yüzde 23 seviyesinde kaldı, bu da 20 yıldır gerçekleşen en düşük katılım oranı anlamına geliyor. Seçimleri Ulusal Kurtuluş Cephesi kazandı ancak önceki hükümete kıyasla parlamentodaki koltuk sayıları azaldı. Bu da Başbakan Abdülaziz Cerad’ı istifaya zorladı.

Rejim temsilcileri yeni parlamentonun ve anayasanın ‘dönüşüm’ getireceği iddiasını sürdürdü. Bu siyasi zırvaların ardından Uargla ve Tuggurt bölgelerinde kitlesel eylemler patlak verdi. İnsanlar kayırmacılığı ve işsizliği protesto ettiler, sosyo-ekonomik sıkıntıların değişmediğine dikkat çektiler.

İŞSİZLİK ARTIYOR

Covid-19’un ve küresel ekonomik krizin etkilerinin giderek ağır hissedilmesiyle ülkede yoksulluk ve işsizlik artış eğilimde. Bu senenin Şubat ayında, ülkenin petrol zengini bölgelerinde dahi insanlar sokağa dökülüyor, kötüleşen yaşam standartlarını ve işsizliği protesto ediyorlardı. Eylemlerin son perdesini tetikleyen ise petrol şirketlerin işçi istihdamında yasadışı "kayırmacılık" faaliyetlerinde bulunduğu iddiaları oldu.

Bilhassa ülkenin güney bölgelerinde yeniden alevlenen eylemler, rejim için büyük endişe kaynağı. Rejim, Cezayir’in en önemli doğal kaynağının ‘kalbini’ oluşturan bu bölgelerde şekillenecek örgütlü eylemlerden zaten ciddi anlamda endişe ediyordu. Ülkeyi yönetenler eylemleri "terör faaliyeti" olarak tanımlayarak reddetmeyi tercih etseler ya da artan yoksulluğa gerekçe olarak petrol fiyatlarının düşmesini gösterseler de insanlar bunlara kanmıyor.

YOLSUZLUKLARA ÖFKE

İnsanlar on yıllardır devletin yolsuzluklarının acısını çekiyor. Ülkenin ayakları altında yatan zenginliklerin, kuzeyde konuşlanmış siyasi elitlere peşkeş çekilmesine tanıklık ediyorlar. Bu kaynaklar daha sonra uluslararası bankalara aktarılarak iç ediliyor. Kısa zamanda bu denli yoğun sokak eylemlerine şahit olmamız gösteriyor ki kimse Tebbun’un sözde reformlarını beklemeyecek. İnsanlar konuyu bizzat ele alıyorlar. Cezayir’i aşağıdan yukarıya yeniden inşa ediyorlar.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The New Arab