Yönetmenliğini Lexi Alexander’ın yaptığı, 2005 senesinde çevrilmiş, en güzel futbol filmlerinden kabul edilen “Green Street Holigans” Amerikalı bir üniversite öğrencisinin okuldan atılmasına sebep olan bir olaydan sonra, İngiltere’de karşılaştığı ve kendisine yabancı, ama bir o kadar da ilgi çekici gelen holiganizmin parçası haline gelmesini anlatır. Filmin iki esas oğlanı ise bir tarafta West Ham United, diğer yanda Ada futbolunda namlı Millwall. Rivayete göre husumetin başlangıcı iki aileye dayanır, Doğu West Ham United taraftarı azılı “Kray Kardeşler”, diğer tarafta Millwall fanatiği Çingene kökenli “Richardson Ailesi”. Derler ki, iki ailenin fertleri birbirlerinden hiç haz etmezlermiş ve zaman içinde aralarındaki kan davası o kadar büyümüş ki, o enfes filme konu olmuş…

Geçen yazıda filmin kahramanlarından West Ham’ın Liverpool ile oynadığı maçı yazmıştım, her ne kadar ayrı liglerde olsalar da birini yazıp diğerini yazmadan olmaz. Millwall’un, evinde oynadığı Norwich City maçı vesilesiyle hal ve gidişine naçizane bir bakış…

Sezona iyi başlamıştı Millwall, toplam değeri 28 milyon sterlin olan 23 kişilik mütevazı kadrosuna rağmen play-off potasına göz kırpıyordu. Ama sonra düşüşe geçtiler, son beş maçlarından sadece bir galibiyet çıkartırken küme düşme potasının sekiz puan üzerindeler. Evlerinde oynadıkları son dokuz maçta üç puan sevinci yaşayamadılar…

Her takımın her takımı yenebildiği bir lig olan Championship’te, pazartesi akşamı ligin altlarındaki QPR deplasmanda zirveye oynayan Watford’u devirerek rahat nefes aldı. O maçın ertesinde Millwall evinde lider Norwich City karşısında. Londra’nın 160 kilometre kuzeydoğusunda, Norfolk bölgesinin 142 bin nüfuslu şehrinin sarı yeşilli takımı namı-diğer “Canaries” (Kanaryalar). Küme düştükleri 1994-95 sezonundan sonra beş sezon Premier Lig’e terfi edip, altı sezon düştüler. Onların hikâyesi uzaklarda zamanı düşmeler ve çıkmalarla geçirmiş FC Köln sevdalılarının enfes tezahüratını hatırlatıyor: “Önce bir düşeriz, sonra geri çıkarız, sonra yine düşeriz, sonra yine çıkarız. Böyle neşemizi buluruz. Kafayı yemişiz çünkü biz…” 107 milyon sterlinlik kadro değeriyle ligin en değerli 2. takımı Norwich City, 26 maçta 54 puanla lider konumda.

Salı akşamı, The Den Stadı... Tersane işçilerinin takımı sevdalılarını unutmamış, medya tribününün karşısındaki tribün “The Dockers Stand” ama bir maçta daha sevdalılarından yoksun. 3-4-2-1 dizilişinde Millwall, ileri uçta golcüleri Zohore’nin arkasında Wallace, Thompson ikilisi. Norwich City’nin golcüsü Pukki bir sezonda daha gol krallığı listesinde ilk beş içinde (11 gol). 55’te Vrancic’in vuruşuyla gole yaklaşıyor Norwich City, akabinde Millwall atağında Zohore’nin vuruşu rakip savunmadan dönüyor. 61’de maçın en net pozisyonunda yakın mesafeden kafa vuruşunda kaleyi bulamıyor 13 numara, Millwall öne geçme fırsatını kullanamıyor. 60’tan sonra Cantwell ve Pukki Norwich City’de hücumda etkili olmaya başlıyor ama orta sahadan destek gelmeyince gol yollarında çoğalamıyorlar. Son bölümde gol arayan takım ev sahibi, 77’de ceza sahası içinde kaleyi bulamıyor Hutchinson, tüm enerjisine rağmen bitirici oyuncularının olmayışı önemli eksikleri. Ligin en az gol bulan takımlarından, maç başına gol ortalaması 0,81. Golsüz biten maçta rakip kaleyi sadece iki kez buldular, 27 maçın 14’ünü beraberlikle kapattılar. Lider takıma karşı alınan bir puan yeterli görünse de kazanabilecekleri maçta iki puanı bıraktılar. Maç sonu basın toplantısında hocaları Gary Rowett çok iyi mücadele ettiklerini, 2. devrede fizik olarak daha iyi olduklarını, takımının performansından memnun olduğunu, üç puanı kaçırdıklarını vurguluyor. Velhasıl mücadelelerine sözümüz olmaz, iyi bir golcüyle ligdeki yerleri farklı olabilir.