Ve bu da Obama’nın tek kelimelik sloganınıdır: DEĞİŞİM! Oysa bu kelime bizde “çenç (change) araba” lafıyla birlikte anılır. Efendim aracın künyesindeki en önemli bilgilerden birisi...

Ve bu da Obama’nın tek kelimelik sloganınıdır: DEĞİŞİM! Oysa bu kelime bizde “çenç (change) araba” lafıyla birlikte anılır. Efendim aracın künyesindeki en önemli bilgilerden birisi onun şasi numarasıdır. İşte otomobillerde şasi ve motor numarasının çaktırmadan değiştirilmesine bu işin piyasasında ‘change’ denilir.

Peki bu işlem nasıl yapılır? Mesela ağır hasarlı ve sigorta şirketleri tarafından hurdaya çıkartılmış bir araç uyanık kişiler tarafından satın alınır; bu arada aynı aracın özelliklerine uygun başka bir araç çalınmıştır ve zuladadır. Çalıntı aracın şasi numaraları taşlama ve zımparalama yöntemiyle kazınır, daha sonra ağır hasarlı olarak satın alınan aracın şasi numarası çalıntı araca numaratör ile vurularak veya enjeksiyon iğnesiyle yazılır; işlem yani ‘change’ gerçekleşmiştir.

Peki bunu kimler yapabilir? Tek kişi kesinlikle üstesinden gelemez; en azından hırsız, kaportacı, hurdacı işbirliği, yani organize ve sistematik bir çalışma şarttır. Polis kayıtlarında da zaten organize suç örgütleri diye anılırlar.

ABD de kendi çapında (küresel çapta!) organize bir suç örgütü değil midir? Evet öyledir.

İşte şimdi de ABD hurdaya çıkmış umutların, şunların bunların şase numarasını aldı ve sisteme monte etti. Ve ABD sistemini çenç etti! Böyle bakılınca, Obama da enjekte edilmiş bir şase numarasından başka bir şey değil.

Ayrıca tecrübeyle de sabittir, her Amerikan rüyası, gezegen için bir kâbustur. Elbette bir siyahın başkan olması ABD için önemli bir değişim, bu vesileyle Amerikan seçmeni de kocaman bir aferini hak etmiştir; ama bu kadar, abartmamak lazım.

İllet oluyorum şu tür bilmişliklere: Yeni bir çağdaymışız da, değişimi görmek lazımmış da… Bunu kime diyorlar? Diyalektik yöntemi düstur edinmişlere, değişimi hem de kökünden değişimi her zamanda ve mekânda ölesiye savunanlara, devrimcilere… Neymiş? Değişimi göremiyormuşuz, eski kafalıymışız… Neden? Çünkü onlar gibi düşünmüyormuşuz… Şimdi Obama da ‘change’ yani değişim diye kazandı ya… İşte böyle, tek yol devrim diyenlerin karşısında tek yol değişim diyenler mevzilendi. Change denilince, bu tek kelimeyle ikna olanlar elbette yine tek kelimeyle komik duruma düştü. Van’ın Gürpınar İlçesi Çavuştepe Köyü sakinleri, ABD"nin 44"üncü Başkanı seçilen Barack Obama için 44 kurban kesip, davul zurna eşliğinde halaylar çekmişlerdi ve gülmüştük. Peki İsmet Berkan’ın, Cengiz Çandar’ın ve cümle Taraf taifesinin bu köylülerden bir farkı var mı?

Tahlili filan bir kenara bırakıp temennileri dile getiren yazılar gırla gidiyor. Hızlarını alamayıp Obama’ya laf edene “Ergenekoncu, ulusalcı” diyorlar! Obama falan bilmem. Ben müzmin bir ABD emperyalizmi karşıtıyım. Bu sistemin başına, Marx bile gelse ondan gıcık kaparım. Yani çenç ederek şasi numarası değiştirme numarasıyla sistemin değişeceği mavalına inanmam!

Elbette Obama vaveylasının ideolojik boyutu da önemli. Son hadise, “fırsatlar ülkesi” olmanın bir ispatıymış. Nazar etme ne olur çalış senin de olurmuş! Lakin bilinir ki, ABD sisteminde hiçbir şey tesadüfen olmaz. Hep birlikte göreceğiz, küresel hegemonyası her yönden darbeye maruz kalan ABD, Obama’yla birlikte “B planını” devreye sokacak ve bize de yine “Oha!” demek kalacak. Ayrıca, zımnen de, bu sistem  olmazı olduracak güçte olduğunu da göstermiştir. Yani gezegenin başka köşelerinde de olmazı olduracak güçte olduğunu da…

Peki “bizimkisi” Bush mudur Obama mıdır? Bizimkisi biraz İspanyolcadır: George Recep Barrack Tayyip Bush Obama Erdoğan… Eh, isim biraz uzun oldu, bari ben lafı uzatmayayım:

El eliyle gerdeğe girilmez! Tek kelimeyle de sistem filan değişmez!