Charlie Chaplin'in ölümünün 42. yılı

Dünyaca ünlü oyuncu ve yönetmen Charlie Chaplin'in ölümünün 42. yılı. 1913 yılında ABD'ye giderek sinemaya başlayan, dönem koşulları için imkânsız görülebilen mizansenlere, koreografilere ve akrobatik hareketlere yer veren Chaplin, popülist yaklaşımlara, hiçbir zaman benimsemediği bazı yönetim biçimlerine ve teknolojiye yönelik ağır eleştirilerini ise yine bu komedi tarzının içinde eritmiş ve sessizce seyirciye ulaştırmayı bilmiştir.

CHARLİE CHAPLİN KİMDİR?

Charlie Chaplin, 16 Nisan 1889 yılında Londra'da dünyaya geldi. Büyük komedyen Charlie Chaplin, 1889 yılında üçüncü sınıf bir müzikhol sanatçısının oğlu olarak Londra'da dünyaya geldi. Annesi iş buldukça sahneye çıkıyor, tiyatroya beraberinde onu da götürüyordu. Böylelikle Charlie Chaplin, ilk defa 5 yaşında sahneye çıktı. 11 yaşındayken babasını kaybettikten sonra annesi de hastalanıp akıl hastanesine yatırılınca, Charlie Chaplin, küçük kardeşiyle birlikte ortada kaldı. O yaşta hayatını kazanmak zorunda kalan sanatçı, 17'sinde usta bir komedyen haline geldi; aldığı bir teklif üzerine Hollywood'a gitti.

İlk filmi 'Ekmek Parası'nda oynadığı kötü adam karakteri pek başarılı olamadı ve yapımcıları büyük hayalkırıklığına uğrattı. İkinci filmi 'Venedik Yarışları'nda ünlü 'küçük serseri' tipi ortaya çıkmaya başladı ve büyük ilgi gördü. 1915 yılında başrolünü oynadığı, yönettiği ve onu sinemanın en büyük komedyeni haline getiren 'The Little Tramp' filmine kadar 50'ye yakın kısa filmde oynadı. 1915'ten sonra da dünyanın en popüler ve en çok para kazanan sanatçısı oldu.

Sinema tarihinin unutulmaz komedyeni ve en büyük dehası Charlie Chaplin, 1975 yılında İngiltere Kraliçesi tarafından 'sir' ünvanıyla ödüllendirildikten sonra, İsviçre'deki malikanesinde hayatını kaybetti. Hayatı boyunca 4 evlilik yapan Charlie Chaplin'in son eşi Oona O'Neill'dan, en büyükleri sanatçı Geraldine Chaplin olmak üzere, toplam 8 çocuğu oldu.

Charlie İsviçre'ye yerleştikten 5 sene sonra 25 Aralık 1977'de uykusundayken hayata veda etti.

16 Nisan 2016 tarihinde, yani Charlie Chaplin'in 127'nci doğumgününde, İsviçre'deki evi müzeye çevrildi. Müze, açıldığı ilk yıl 300 bin ziyaretçi ağırladı.

FİLMLERİ

Charlie Chaplin'in kısa filmlerinin hepsi birer klasik haline geldi. 'Altına Hücüm', 'Sirk' ve sessiz filmlerin hemen hepsi tarihe geçti. 1931'de Şehir Işıkları', 1936'da 'Asli Zamanlar' gibi sessiz başyapıtlar ortaya çıktı.

1940 yılında Charlie Chaplin sesli sinemaya boyun eğdi ve o yıllarda Avrupa'nın üzerine bir kabus gibi çöken faşizmin en güzel, en etkili eleştirisini 'Büyük Diktatör' filminde ekrana taşıdı.

1947 yılında yaptığı ve artık o 'küçük serseri' tipini oynamadığı, bir cinayet komedisi olan 'Mösyö Verdoux' ise, sanatçının ilk para kaybettiren filmi oldu.

Charlie Chaplin bundan sonra, 1947 yılında yaptığı 'Sahne Işıkları' ile de büyük başarı kazandı. Ama son iki filmi olan 'New York'ta Bir Kral' ve 'Hong Konglu Kontes', ustanın eski büyük etkisini kaybettiğinin açık seçik kanıtıydı.