Ulrike: “Meksika’da Castro ile dostlarınızın evinde yemekte geçen o konuşmanıza bayılıyorum.” Che: “Hangisiydi?”  Ulrike: “Hani Castro Küba’da yapmak istediklerini anlatır da sorar ya: Ernesto, şimdi benimle Küba’ya gelip devrimi yapacak mısın?" Che: “Anımsadım ‘Sen biraz delisin’ demiştim; ‘devrimi yapacağız halkı kurtaracağız.” Ulrike: “Evet Ernesto, cevabını bekliyorum." Che: “Geleceğim ama bir koşulla; Küba’dan sonra, bütün Latin Amerika’da sonra da dünyada yapacağız bu devrimi!" Ulrike: "Ben biraz deliyim fakat dostum, sen zır delisin!" Che: “Evet, öyle demişti Fidel.” Ulrike: “İki deli bir arada…” Che: “Ne geceydi! Ah Fidel… O da yaşlandı!” Ulrike: “Ama sen yaşlanamadın.” Che: “Sen de!” Ulrike: “Öldüğünde 39 yaşındaydın. Daha neydi ki… Şubat 1965'te Cezayir'de, sanırım uluslararası alanda son görünüşün olan İkinci Afrika-Asya Ekonomik Dayanışma Semineri’ndeki konuşman da beni çok etkilemişti. Demiştin ki: ‘Ölümüne olan bu savaşımda (mücadelede) hiçbir sınır yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde ortaya çıkan olaylara kayıtsız kalamayız. Bir ülkenin yayılımcılığa (emperyalizme) karşı yengisi bizim yengimizdir, aynı biçimde yenilgisi de bizim yenilgimizdir’… Sana kızgınım. Neden yakalandın, neden öldürülmene izin verdin!" Che: “Ölüm sana yaramamış gibi görünüyor.” Ulrike: “O da ne demek?” Che: “Bizim durumumuzda, olaylara şöyle geriden bakıp, onları çözümleyememek demek. Nasıl yakalandığımı, CIA’yı, unuttun mu? Belleğini mi yitirdin yoksa?” Ulrike: “1973'te Köln Tutukevi ruhbilimcisi Prof. Jarmer’in benle ilgili yorumu şöyleydi: 'Tutukluya dayatılan ruhsal yük, mutlak ayırma (tecrit) durumunun kaçınılmaz kıldığı ölçüleri çokça aşıyor. Deneylerin gösterdiği gibi tutuklular katı ayırma uygulamasına sınırlı bir süre katlanabilirler. Ulrike Meinhof bu sınırı aşmış. Çünkü uygulamada (pratikte) her türlü çevre algılamasından kopmuş durumda.’ Sen de yarı doktorsun, değerlendirirsin artık…” Che: “Bırak eğretilemeleri… Anladık; bu tanıyla canına kıyman arasında bir gerçeklik bir bağ kuruluyor, sözüm ona…” Ulrike: “1959-1969 arasındaki Konkret"e yazdıklarımı okudun mu?” Che: “O dergideki yazılarını biliyorum.” Ulrike: “Sokak gösterileri, slogan atmak, duyurumluk (pankart) açmak artık işe yaramıyordu. Herkes havalardan söz ediyordu, bizim dışımızda. O yazımda şöyle demiştim: ‘Ve ardından şu uğursuz polis devleti ziyareti geldi. O zaman bir yanılsamanın sonu geldi. Polis, Berlin'de göstericileri uzun zamandır yapmadığı kadar fena copladı. Hamburg'da İçişleri Senatörü Ruhnau önleyici tutuklamayı devreye soktu. Şakşakçı İranlılar, hiçbir polis engeliyle karşılaşmadan, Alman ve İranlı üniversite öğrencilerine saldırdı. Şah'ın yıldırı (terör) yönetim biçimi (rejimi) gerçekleri, dünya kamuoyunun gözü önünde açığa çıktı; aynı zamanda burada parlamento dışı bir karşıtçılık (muhalefet) biçimlenmeye başladı… Batı Alman anaparasıyla (sermayesiyle) İran arasındaki çıkar ortaklığı, üniversite öğrencilerinin kafasına -sözcüğün gerçek anlamıyla- döverek kazındı. Kafalarına döverek kazınan, buradaki -ülkenin önemli kentlerindeki (metropollerdeki)- karşıtçılıkla Üçüncü Dünya ülkelerindeki karşıtçılığın işbirliği yapmak zorunda olduğunun bilgisiydi’… 1969'da Konkret'in 4. sayısındaki yazımda söyledim: Sınıf savaşımı temelli parlamento dışı karşıtçılık…” Che: “İyi bir sav söz…” Ulrike: “Kızıl Ordu Bölüngüsünün (Fraksiyon) ilk eylemcilerinden, 33 yaşında açlık grevinde ölen Holger Meins'ın sözünü anmalıyım...” Che: “An da… Şu anda Türkiye’de de açlık grevi var ve bugün bir tutuklu hastaneye kaldırılmış… Meins demiştin?” Ulrike: “İşte, bu ona da değiniyor belki: Ya sorunun bir parçasısındır ya da çözümün. İkisinin ortasında bir şey yok. Bu kadar yalın bu ve yine de çok zor." Che: ”O da iyi bir özet deyiş yapmış…” Ulrike: “Che, düşünüyorum da, sence şaşırtıcı değil mi?” Che: “Ne?” Ulrike: “Biz, iki ölümlünün konuşması, satranç oynaması? Neden?” Che: “Geliriz oraya da. Sen önce şu öldürülmelerinizi...” Ulrike: “Tamam! Sonra da sen anlatacaksın ama…” Che: “Ama bir de oynasan yani…” Ulrike: “Peki…” Che: “Şah!” Ulrike: “Off, gene mi…” Che: “Gel, son bir el daha…”