Başka bir yazı yazıyordum aslında. İnanmazsınız birkaç saniye önce yazdığım üç koca paragrafı tek bir hamleyle siliverdim.

Başka bir yazı yazıyordum aslında. İnanmazsınız birkaç saniye önce yazdığım üç koca paragrafı tek bir hamleyle siliverdim. Üstelik epey de kafa patlatmıştım yazdıklarıma, kelimeleri ince ince seçmeye çalışmıştım.

Peki, ne oldu da çöpe gitti yazım?

İlk yerel seçimde memleketi Adana’nın Karataş ilçesinden aday olmaya karar verdiğini açıklayan Hasan Şaş’ın sözlerini okudum ve yazdıklarımı sildim.

Hemşerilerinin sürekli kendisine işsizlikten yakındığını anlatan Hasan, 2014’te Karataş'a belediye başkanı olmayı düşündüğünü belirttikten hemen sonra dahiyane istihdam projesini açıklıyor: “Karataş'ta 60 km sahil var. Bu Türkiye'nin hiçbir yerinde yok. Ama iki tane caretta kaplumbağası doğuracak diye burada hiçbir şey yapılmasına izin verilmiyor. Ama kaplumbağalardan vazgeçilip, beş yıldızlı bir otel yapılsa en az 500 kişi işe girer.”

Yanlış okumadınız. Hasan, üç-beş caretta’yı feda edecek, tam 500 kişiyi işe sokacak. Hasan’ın önerisine sonra döneriz ama ben size Hasan’ın otel yapmayı düşündüğü Karataş’a bağlı Akyatan Lagünü ile ilgili birkaç not düşeyim. WWF’nin “Deniz Kaplumbağası ve Yumuşak Kabuklu Nil Kaplumbağası Popülasyonlarının Araştırılması ve Korunması-Tuzla, Akyatan ve Yumurtalık Milli Parkı” başlıklı broşüründen alıntılıyorum:

“Adana’nın Karataş ilçesi sınırlarında yer alan Akyatan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 1987 yılında Yaban Hayatı Koruma ve Üretme Sahası ilan edilmiştir. Bu statü 2005 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla “Yaban Hayatı Geliştirme Sahası”na dönüştürülmüştür. ...Bu kumullar, dünya çapında nesli tehlike altında olan yeşil deniz kaplumbağasının (Chelonia mydas) Akdeniz’deki en önemli yuvalama kumsallarındandır.”

Akyatan Kumsalı’nın biraz daha doğusunda Ağyatan Kumsalı var. Okudum ki, orada çok nadir de olsa caretta caretta da yumurtlamaya çıkıyormuş. Ama genelde oralarda Chelonia mydas görülüyormuş. Demek ki neymiş... Caretta caretta değil yeşil deniz kaplumbağasıymış.

Devam ediyorum.

“Akyatan deniz kaplumbağası yuvalama alanı, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından alınan 11.03.1997 tarihli 2738 sayılı kararla 1. Derecede Doğal Sit Alanı ilan edilmiştir.”

Demek ki neymiş... Orası çok ama çok özel olarak korunan bir alanmış ve oraya otel yapmak biraz sıkarmış.

Devam ediyorum.

“Alanda deniz kaplumbağalarına yönelik en büyük sorunlar; doğal predasyon, denizden kumsala gelen çöplerin yoğunluğu, kaçak olarak alana giren balıkçıların kumsalda gelişigüzel bıraktıkları eski ağlar ve misinalar, zaman zaman Karataş ve Adana’dan kamp kurmaya ve/veya balık tutmaya gelenlerin kumsalda ışık yakmaları ve yine alana kaçak olarak giren insanların kumsala araçla girişleridir.”

Tabii bir de Hasan var. Onu da bir sorun olarak ele almalı WWF’ciler bundan sonra.

Devam ediyorum.

“(Bir grup yabancı araştırmacının elde ettiği verilere göre) ...tüm Akdeniz’de uzun yıllardır devam eden üreme faaliyetlerinin ortalamalarını göz önüne alarak yaptıkları çalışma, tüm Akdeniz içindeki C. mydas yuvalamasının yüzde 43’ünün Akyatan Kumsalı’nda gerçekleştiğini ortaya koymuştur.”

Demek ki neymiş... İ̇ki-üç tosbağanın yumurtladığı kumsal değil orası! Bir türün devamı için olmazsa olmaz bir bölge. Neredeyse popülasyonun yarısı orada yumurtluyor. Hasan’ın otel yapmayı kafaya koyduğu yerde!

Daha fazla uzatmıyorum. Bunları  şunun için anlattım. Bu memlekette o kadar çok Hasan var ki... Futbolun içinde de, politikada da, sokakta da...

Hakem odası basıp basmamayı  tartışan yöneticilerin ülkesindeyiz.

Dostluk maçında anlamsız öfkesine teslim olup kendinden geçen kaptanların ülkesindeyiz.

Bunların hepsi aslında tek bir hikayenin parçaları.

Aydını “entel-liboş”, heykeli “ucube”, kaplumbağayı “gereksiz”... Memleketimden insan manzaraları...

Bitirmeden bir not: Baktım, rüyada kaplumbağa görmek işlerinizde düşünceli ve temkinli hareket etmeniz gerektiğine işaretmiş.

Hasan’a duyurulur.