CHP Parti Meclisi toplantısında 37’nci Olağan Kurultay’ın 28 ve 29 Mart tarihlerinde Ankara Arena Kapalı Spor Salonu’nda yapılması kararlaştırıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li belediyelerde asgari ücretin 2 bin 500 TL olacağını açıkladı

CHP 37’nci Olağan Kurultayı 28-29 Mart’ta

HÜSEYİN ŞİMŞEK

CHP Parti Meclisi (PM) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında yönetmelik değişikliği, bağışlanma talebi ve Kurultay gündemi ile toplandı. PM, Merkez Yönetim Kurulu’nun 37’nci Olağan Kurultay’ın Ankara Arena Kapalı Spor Salonu’nda toplanması önerisini kabul etti.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, PM toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, 2 bin 324 TL’lik asgari ücretin kabul edilemez olduğunu, 250’yi aşkın CHP’li belediyede çalışanlara en az 2 bin 500 TL ödeneceğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “CHP gibi vatandaşı vaat yağmuruna tutup bunları unutanlardan da olmadık. Biz ahdine sadık bir kadroyuz” sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Şimdi bütün belediyelerde asgari ücret net 2 bin 500 lira olacak. Sözünün arkasında duran, sözünün eri olan, ahdine, kavline sadık olan biziz, sen değilsin” dedi.

CHP KÖKLÜ PARTİLERDEN

Siyasetin sorumluluk gerektirdiğini, AKP’nin ise bu sorumluluğa sahip olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“CHP, sadece Türkiye’nin değil dünyanın en köklü siyasal partilerinden birisidir. Bir asıra yaklaşan yaşamında sorumluluğu temel ilke edindiği için bu kadar uzun bir süre siyasi yaşamına devam etmiştir. Dolayısıyla CHP’nin bugün de gelecekte de bu ülkeye kazandıracağı çok şey var. Sorunları çözme iddiasında olan siyaset kurumunun ülkenin sorunlarını bilmesi ve çözüm üretmesi, bunu da belli bir çalışma içinde gerçekleştirmesi lazım. Devlet dediğimiz kurumu liyakatla donatması lazım. 2002’de AK Parti çok ciddi iddialarla iktidar oldu. Reformları devam ettirme, demokrasiyi getirme gibi sözü vardı. Halk da desteğini verdi. 17 yıllık süre içerisinde arzu ettikleri her kanunu, kararnameyi çıkardılar. İstedikleri atamaları yaptılar. Bu sürece baktığımızda 17 yıllık bir iktidarın Türkiye’nin hiçbir temel sorununa çözüm üretmediğini görüyoruz. Türkiye 5 tane temel sorunu var. Demokrasi sorunu var, demokraside geriye gidiş var. Toplumsal barış sorunumuz var. Tam tersine toplumsal barışımız büyük ölçüde dinamitlendi. Ekonomide sorunumuz var. İşsizlik çığ gibi. Dış politikada sorunumuz var. Eğitimde sorunumuz var. 5 temel soruna 17 yılda çözüm üretmeyen, tam tersine bu sorunları derinleştiren bir siyasal anlayışa karşı karşıyayız.”

ERDOĞAN’A 5 SORU

“Ben Erdoğan’a 5 soru sormak isterim. 2010 yılında Kaddafi’nin elinden insan hakları ödülünü ve 250 bin doları aldın. Tam 10 yıldır soruyorum 250 bin doları hangi hayır kurumuna bağışladın? Sevgili Erdoğan, 2006 yılından bu yana çiftçinin hak ettiği ama ödenmeyen para 177 milyar lira. Hani sen sözünün arkasında duran bir adamdın? Damat bey açıklama yapıyor, ‘2,5 milyon yeni istihdamı hayata geçireceğiz’ diye. Erdoğan da bunu tekrar ediyor, ama gerçekleşmiyor. Sözünün arkasında duran kim? Altay tankı seri üretim sözleşmesi yapılıyor, ilk Altay Tankı’nın 18 ay sonra teslim edileceği de söyleniyor. Aradan 18 ay geçti, ortada tank yok. Sözünün arkasında durmak bu mudur? 3 Ağustos 2018’de 100 günde yapacakları hedeflerden biri Ergene Nehri’nin su kalitesinin sulama suyuna getirilmesi. Aradan 485 günden fazla geçti. Ergene’de kirlilik duruyor. Sözünün eri olmak bu mudur?”