CHP’den belediye başkanı adayı oldu diye, A. Taş, kimilerinin; burjuva siyasetle uzlaştığı, eklemlendiği, koltuk hayaliyle tavizler verdiği ve benzeri ithamlarıyla karşılaşıyor, karşılaşacak… Öte yandan, Gezi’de sokağa çıkanlardan, yüreği solda attığı halde kendi nedenlerinle örgütlü soldan uzak duranlardan, yönü sola dönük sosyal demokratlardan tam tersi şeyler duyuyorum. Keşke Beyoğlu’nda olsaydım da gönül rahatlığı ile bir oy […]

CHP’den belediye başkanı adayı oldu diye, A. Taş, kimilerinin; burjuva siyasetle uzlaştığı, eklemlendiği, koltuk hayaliyle tavizler verdiği ve benzeri ithamlarıyla karşılaşıyor, karşılaşacak…

Öte yandan, Gezi’de sokağa çıkanlardan, yüreği solda attığı halde kendi nedenlerinle örgütlü soldan uzak duranlardan, yönü sola dönük sosyal demokratlardan tam tersi şeyler duyuyorum. Keşke Beyoğlu’nda olsaydım da gönül rahatlığı ile bir oy atsaydım diyeni de gördüm; şimdiye kadar sandığa gitmemiş, “Ama bu kez gideceğim” diyeni de…

Başlıktaki sorunun yanıtı da “mecburiyet” olabilir; tutun ki, işte soldan da aday gösteriyoruz diyerek sağcılaşma suçlamalarını savuşturmayı düşünmüş olsunlar…

Ancak, bu sorunun yanıtının pek önemi yok, daha önemlisi “A. Taş adaylığı neden kabul etti?”

Aday olabilmek için CHP kapısında kırk takla atanların olduğu bir ortamda, A. Taş’ın kendisine önerilen adaylığı kırk kez düşünüp bin kez danışıp tarttıktan sonra kabul ettiğini biliyorum. Kabul ederken altına girdiği sorumluluğun farkında olduğunu da!

Yıllardır; sosyalistlerin söyleme halinden eyleme haline geçmeleri, bir yere ayaklarını basıp orada fark yaratarak halkın dikkatini çekmeleri, küçük de olsa yarattıkları başarı öyküleriyle bir başka dünyanın mümkün olduğuna insanları ikna etmeleri gerektiğini yazıp dururum…

Şimdi, Türkiye’nin en göz önünde olan ilçesinde bunu yapabilmek için bir fırsat var!

Öyle de bir fırsat ki; iyi değerlendirilip parmakla gösterilen bir örnek yaratıldığında, genel olarak solun ve sosyalistlerin hanesine muazzam artılar yazacak; başarısızlık halinde ise başta ÖDP olmak üzere sosyalist sola telafisi çok zor bir yıkım getirecek!

A. Taş’ın ve onunla birlikte bunu sol adına “fırsat” sayanların taştan ağır bir sorumluluk altına girdikleri kesin.

O sorumluluğun gereğini yerine getirir ve başarılı olurlarsa, şimdi ağzına geleni söyleyenlerin söylediklerini kimse anımsamayacak. O sözleri söyleyenler bile… Başarı kadar ikna edici hiçbir şey yoktur!

Beyoğlu seçimin çantada keklik olduğu bir yer değil. 2014 yerel seçimlerinde alınan oylar ortada: AKP 47.8, CHP 35.2, HDP 7.3, MHP 4.9, SP 3.2, BBP 0.5.

Ancak, sonuçtan bağımsız, kampanya bile bir başarı olabilir! A. Taş, sosyal demokrat ve sosyalist kesimleri, örgütlü ve örgütsüz solcuları/demokratları, asıl olarak kendi çevrelerinin dışına uzanan etkin bir kampanyada bir araya getirip, solun sesini ve sözünü daha önce duyulmayan yerlere de taşıdığında solun hanesine ilk kazancı yazar.

1994’ten beri RP/AKP yönetimindeki Beyoğlu’nu almanın, bu ilçenin dışına taşan bir etkisi olur ve bunun için çoook ama çok çalışmak gerekir.

Sonrası daha önemli ama… Almaya değil vermeye gelmiş bir başkan ve yönetim anlayışıyla, Beyoğlu’nun yoksulluğun dibini yaşayan semtleri de kucaklanıp, “Bugün halk için hangi sorunu çözdün?” diyerek çalışıldığında, yeni bir başarı öyküsü yaratılmış olur.

Terzi Fikri ile aynı yıl, dünyanın bir başka ucunda, Marinaleda’da seçilip bugüne kadar da sürekli seçilmeyi başaran ve kasabasının adını da “işsizliğin, yoksulluğun, suçun olmadığı” bir yer olarak dünyaya duyuran Başkan Gordillo’ya, “Devrimci bir belediye başkanının tekrar tekrar seçilmesinin sırrı nedir?” diye sormuştum. 

“Konuşmayı ve vaaz etmeyi bırakıp bir örnek yaratmalı. Solcu bir lider herhangi bir yerde bir yönetici pozisyonu kazandığında, temsil ettiği insanlarla tamamen aynı koşullarda yaşamalı. Kavgaya en önde koşmalı, o kavganın nimetleri paylaşılırken en geride durmayı becerebilmeli,” demişti.

Şimdi Beyoğlu’nda böyle bir aday var!