Yok mudur, olmaz mı, iyi düzgün insanlar da vardır CHP’de. Ne ki sorun(lar) bireysel değil, örgütsel. Sonuçta sözüm o bağlamda: “Yeter!”

İki gözüm önüme aksın, gözlerim kör olsun ki CHP’li bir şey okursam artık.

Kalem tutan ellerim tutmaz olsun ki CHP ile ilgili yazarsam bundan sonra...

Üç yıl oluyor; “Sosyal demokrat mı CHP?” başlığı altında, daha çok alıntıladığım bölümlerden oluşan köşe yazımdan kimi satırları anmak isterim özetle; şu karşıtımsı örgütümsü CHP defterini kendimce kapatmadan önce:

“İşçiler ve küçük burjuvalar arasında bir koalisyon […] proletaryanın sosyal taleplerinden devrimci uçları kaldırdı ve […] onlara demokratik bir nitelik verdi. Küçük burjuvazinin demokratik taleplerinin salt politik biçimleri çıkartıldı ve sosyalist uçları yeniden ortaya kondu. Böylece sosyal demokrasi oluşturuldu.” Marx

“CHP’ye oy veren kitleleri ‘sol’ ilan edenler, CHP’nin ulusalcı, ırkçı bir parti olduğu gerçeğini yeniden emekçi yığınlardan gizleme çabası içine girdiler… 2002 genel seçimleri, 2013 yerel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri de dahil olmak üzere, işçi sınıfının ve yoksulların yaşadığı bölgelerden oy alamayan; zenginlerin, Beyaz Türklerin yaşadığı yerlerde birinci parti olan CHP ne sol ne de sosyal demokrat bir partidir... CHP, ülkeyi çeyrek yüzyıl boyunca tek parti diktatörlüğü altında yönetti. Bu dönemde devlet aygıtıyla bütünleşen CHP, Kemalist devletin kendisi, rejimi kuran asker-sivil bürokrasinin partisidir... CHP’nin ilkelerini oluşturan altı okta emeğin hakları yoktur, Kürt halkının, Ermenilerin, kadınların hakları yoktur; hatta demokrasi yoktur1960’lardan itibaren işçi hareketinin ve toplumsal muhalefetin yükselmesi karşısında ilk kez ‘demokratik sol’ kavramını kullanan Ecevit, sosyal demokrasinin kimi taleplerini yüzeysel bir biçimde birbirine ekledi. 60’lı yıllara kadar işçi sınıfının en temel haklarının bile karşısında yer aldı… Bugün sol ya da sosyal demokrat olduğu ileri sürülen CHP, askeri vesayet sisteminin savunucusu, Ergenekon’un avukatıdır. Açık açık Kürt ve Ermeni düşmanlığı yapan bu parti, ırkçılıkta sınır tanımayan pratiklere sahiptir… Esas olarak CHP, emekli diplomatların, bürokratların, müteahhitlerin partisidir. Sermayenin sadık hizmetkârıdır. Son 10 yıldır yapılan seçimler, bu gerçekliğin en iyi göstergesidir. Bugün AKP’ye karşı işaret edilen CHP’nin solla da sosyal demokrasiyle de ilgisi yoktur…” Çağla Oflas /Marksist org.

“Gerek sosyal demokratik mecraya giren 1960’lar/70’ler CHP’si, gerek onun ardılı olan SODEP-SHP, gerekse ‘arı-duruluk’ saplantısına rağmen önünde sonunda 1960’lar /70’ler CHP’sinin mirasına bağlanan DSP, sosyal demokrasinin ‘dünya-tarihsel’ işlevine istisna teşkil etmezler: Değişen doz ve bileşimlerde, daha-solu yatıştırıcılık/ entegre edicilik/uyarlayıcılık işlevi ve sistemi modernleştirme işlevidir bu.” Tanıl Bora /Birikim