CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın "Bizi Millet İttifakı'na alın" çağrısına yanıt verdi. Özkoç, "CHP de sıcak bakar. Gayet memnuniyet duyarız. Bu kararı alacak olan, sayın genel başkanlardır. Elbette otururlar, bununla ilgili; davet verilir mi, verilmez mi, bu konuyu tartışırlar" dedi. Baş'ın çağrısı İYİ Parti tarafından da olumlu karşılanmış, Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu "İYİ Partimiz sizleri Millet İttifakı’nda görmekten mutluluk duyacaktır" ifadelerini kullanmıştı.

CHP'den "Bizi Millet İttifakı'na alın" diyen Hüseyin Baş'a yanıt

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gündemine sansür yasası olarak bilinen Dezenformasyon Yasası'nı, Bartın'daki maden faciasını ve seçim öncesi iktidar tarafından Alevilere yönelik atılan adımları alan Özkoç, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın "Bizi Millet İttifakı'na alın" çağrısına da yanıt verdi.

Özkoç, “CHP de sıcak bakar. Gayet memnuniyet duyarız. Bu kararı alacak olan, sayın genel başkanlardır. Elbette otururlar, bununla ilgili; davet verilir mi, verilmez mi, bu konuyu tartışırlar ama bizim bakış açımız aynen böyledir” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin, sansür yasasının 29. maddesi için yaptıkları başvuruyu kabul ettiğini kaydeden Özkoç, “Bir sansür yasasının TBMM’de görüşülüyor olmasının nedeni ne? Çünkü yaptıklarının ve yapacaklarının toplum tarafından duyulmasını ve konuşulmasını istemiyorlar. ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ derler. Bu yasa, sansür yasasıdır. İnsanları özgürlüklerinden mahrum bırakacaktır. AYM’nin, en kısa süre içinde yürütmeyi durdurma talebimizi değerlendirmesini istiyoruz. Özgür bir basın olmadığı mühletçe, insanlar kendi ifadelerini özgür olarak kullanamadığı mühletçe, insanlar kendi yaşamları ile ilgili konuşma hakkını kaybettikçe Türkiye özgürlük alanında kısıtlanır ve Türkiye artık demokratik bir ülke olmaktan çıkar. 20 yıldır bunu yaşıyoruz ama gittikçe sıkıştırılıyoruz, nefes alamaz hale getiriliyoruz. Basın konuşursa; milletvekili, vatandaş, sivil toplum örgütleri, meslek odaları konuşursa suç. Herkes, bir sabah kapısı çalınıp, evi aranıp, gözaltına alınıp, tutuklanıp, adil olarak yargılanmadan toplum tarafından linç mekanizması geliştirilerek töhmet altında bırakılıyor, yıllarca cezaevinde kalabiliyor. Bu sansür yasası ile bu, daha çok artacak. Cezaevleri, bilim insanları, milletvekilleri, hakkını ifade etmek isteyen meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile doldurulacak. Böyle bir ülke, özgür bir ülke olabilir mi?” şeklinde konuştu.

'TORBAYA SIĞDIRILAN ALEVİLİK TEKLİFİ GERİ ÇEKİLMELİ'

Özkoç, Alevi örgütlerinin bugün CHP’yi ziyaret ettiğini aktararak sözlerini şöyle sürdürdü:

“‘Burada getirilen konuyu biz bin 800 Alevi derneği ile görüştük’ diyor AKP. Temsilcileri burada, ‘Bizle görüşen yok’ diyor. ‘Hiçbirisi bizimle görüşmedi’ diyor. ‘Bizim haklarımızı, hukukumuzu savunacak yasa bir torba yasanın içerisine sıkıştırılarak geliyorsa bu, Alevilere yapılmış bir hakarettir. Alevilerin yıllardan beri süren sorunları bir torba yasada değerlendiriliyorsa bu, bizim için hakarettir’ diyor. ‘Bizim temel sorunlarımız var’ diyor. ‘Biz, cemevlerinin ibadethane sayılmasını istiyoruz’ diyorlar. Bunun için de hepsi bir araya gelip şunu söylüyorlar. ‘Bu yasa, TBMM’nin torba yasasından derhal çıkarılmalıdır’ diyorlar. ‘Kültür Bakanlığı’nda çıkarılmak gibi ucube bir karar, TBMM’de görüşülmemelidir’ diyorlar. Biz de buna destek veriyoruz. Doğru söylüyorlar. Bu konuda Alevilerin sesi olmaya, orada da Alevilerin hakkı ve hukukunu savunmaya devam edeceğiz.”

'MADEN FACİASINA İLİŞKİN KENDİ ARAŞTIRMA EKİPLERİMİZİ KURDUK'

Amasra’daki maden faciasıyla ilgili hiçbir samimi yaklaşımlarını görmüyoruz. Araştırma önergesinin kabul edilmesi, ortak bir araştırma komisyonunun kurulmasının biz, AKP’nin bu konudaki sıkışmışlığından kaynaklandığını düşünüyoruz. 301 vatandaşımızı kaybettiğimiz Soma’da ne yaptılarsa aynısın burada da yapmak için harekete geçtiklerini görüyoruz. Kaç gün geçti aradan? Bugüne kadar atılmış tek bir somut adım yok. AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan için insan hayatının bir değeri yok. Onlar şöyle diyorlar; ‘Öldü mü? Evet, kaderinde varmış’. Bu kadar. İnsan hayatının onlar için karşılığı bu; ‘Fıtratında varmış, kaderinde varmış’. Kendi inançlarımızı, kendi dinimizi dahi kendi görüşleri çerçevesinde çarpıtarak toplumu ikna etmeye çalışan bir iktidardan bahsediyoruz. Bu komisyon çalışır, çalışmaz; hep birlikte göreceğiz. Ama bu komisyonun içerisindeki Cumhur İttifakı’na güvenmiyoruz. Onların bir objektiflik içerisinde bunları değerlendireceğine güvenmiyoruz.

Kendi araştırma ekiplerimizi kurduk. Bu konuyla ilgili arkadaşlarımızı görevlendirdi Sayın Genel Başkan. Kısa zamanda da Türkiye kamuoyunun önüne koyacağız"

ANKA