CHP'li Özgür Özel, Gara operasyonu hakkında yaptığı açıklamada AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi. Özel, "Kendisi ve bakanları dışında herkes sorumlu. ‘Her şeyi ben yaptım’ diyen, bir başarı olduğunda ‘ben’ diyen varsa bu operasyonun sorumluluğunu da ‘ben’ diye alacak" dedi.

CHP'den Erdoğan'a 'Gara' tepkisi: Kendisi ve bakanları dışında herkes sorumlu!

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde PKK tarafından alıkonulan 13 kişinin öldürülmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Özel, Meclis'te yaptığı basın toplantısında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi.

Erdoğan'a yönelik "Kendisi ve bakanları dışında herkes sorumlu" diyen Özel, "Bir tek onlar sorumluluğu almıyor. ‘Her şeyi ben yaptım’ diyen, bir başarı olduğunda ‘ben’ diyen varsa bu operasyonun sorumluluğunu da ‘ben’ diye alacak" ifadelerini kullandı.

Özel açıklamasına şöyle devam etti: "Mevlüt Kahveci’nin annesi Hatice Güler, ‘Cumhurbaşkanımız aradığında mezarlıktaydım, konuşamıyordum, kongreden aradığını, sesimin hoparlöre verildiğini bilmiyordum.’ Bir şehit annesinin bir siyasi partinin il kongresinde konuşturulması nasıl bir densizlik, lüzumsuzluk, pervasızlıktır? "

Özel, Erdoğan’ın "Bizim Yunus" Yılı açılış Töreni'nde yaptığı konuşmanın, Binali Yıldırım’ın 4 yıl önceki konuşmasının aynısı olduğunun ortaya çıkmasının ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a göndermelerde bulundu. Özel, "Üç farklı maaşı almayı biliyor, iki farklı konuşma yazmaktan aciz" dedi.

Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Mevlüt Kahveci’nin annesi Hatice Güler, ‘Cumhurbaşkanımız aradığında mezarlıktaydım, konuşamıyordum, kongreden aradığını, sesimin hoparlöre verildiğini bilmiyordum.’ Bir şehit annesinin bir siyasi partinin il kongresinde konuşturulması nasıl bir densizlik, lüzumsuzluk, pervasızlıktır? Şehidin partisi olmaz, siyaseti olmaz. Şehit anneleri siyasete böyle alet edilemez. Annelerin acıları istismar edilemez. O anne hepimizin annesidir. AK Parti il kongresine nasıl sesini verirsiniz? Rızası olmadan nasıl yaparsınız? İki kişinin arasındaki telefonun karşı tarafın bilgisi olmadan kaydedilmesi suçtur. O konuşma milyonlarca kişinin izlediği canlı yanına verilmiştir. Bu suçtur. Bu suçu işleyen Recep Tayyip Erdoğan’dır. Vicdan desen vicdan, hukuk desen hukuk yok. Akıl alır gibi değildir.

"BEYNİMİZLE ALAY EDEN SÜLEYMAN SOYLU VAR"

Arkadaşlar soruyor ‘Öznur Çalık, Pervin Buldan görüşmesine ne diyorsunuz.’ Yalanlandı o benim işim değil. Sonuç alındı ya da alınmadı onu istismar konusu yaparsanız, yarın benzerinde muhataplarınız sizden korkar. Bazı konularındaki mahremiyet, aleniyete dökülmemelidir. Bu yaptığınız iş saçma bir iştir. Bütün milletvekillerinin gözünün içine baka baka bu kadar akılsızmış gibi bir dil ne oluyor. ‘Terör örgütünden ahlak bekleyen ahmaktır’, üç cümle sonra ‘Pervin Buldan ile görüşmüştür’ demektedir, sonra dönüp ‘efendim bu terör örgütüyle temas kuran şöyle böyledir.’ Hepimizin beyni var. Beynimizle alay eden Süleyman Soylu var. Biz gayret gösterdik, şehidimizin sesini duyduk ama duyuramadık. Bundan sonrası için daha fazla özen daha fazla dikkat. 10 Şubat günü Cumhurbaşkanı ‘müjdem olacak’ diyordu, keşke verebilseydi. Ama davul zurna çalıp, gizlilik ilkesini ihlal etmeselerdi. Keşke siyasete evlatlarımızın kurtarılması veya şehit edilmesi alet edilmeseydi.

"7 SENE ÖNCE MAKUL GÖRDÜĞÜNÜZÜ ŞİMDE ŞEYTAN GÖSTEREBİLİYORSUNUZ"

Soylu’nun gerçek olmayanları gerçekmiş gibi anlatan kürsü marifeti, yalanı doğru gibi anlatmasının şaşkınlığı içindeyiz. Dün Süleyman Soylu’nun ‘canı çıkasıca’ dediği İnsan Hakları Derneği konuyla ilgilenmiştir. Yapıları gereği, duyulmayanları, dinlenmeyenleri getirdikleri için sevmeyebilirsiniz ama şeytanlaştıramazsınız. Bu dernek başkanı Öztürk Türkdoğan’ı akil insanlara aldınız. Akdeniz Bölge Sorumlusu idi. 7 sene önce makul gördüğünüzü şimdi şeytan gösterebiliyorsunuz.

"SORULAR SORULMASIN DİYE ALGI OPERASYONU YAPANLARI GÖRÜYORUZ"

Dün sayın bakanlar geliyor, bilgi veriyorlar. Başarılı olsa, ‘Sayın Cumhurbaşkanı’mızın emirleriyle yaptık.’ Bu operasyonu kim yaptı? Sorumlusu kim? Gara’daki operasyonu kim yapacak? Türkiye’nin rehine kurtarma ekibi, dünyada en iyi ilk beşi içinde olduğu ifade edilen ekip nerede? Neden orada yoktu? Esenboğa’ya bir uçak indirilse ve rehineler olsa, oraya, mağaraya girildiği gibi mi girilirdi. Oradakiler evlatlarımız… Bu soruları sormak hakkımız. Bu sorular sorulmasın diye algı operasyonu yapanları da görüyoruz.

"OPERASYONUN SORUMLULUĞUNU ALACAK"

Dün üzgün iki bakan gördük. O bakanlar ne yaparlarsa, bu beyefendinin emir talimatlarıyla yapıyorlar. Şehit haberleri gelmiş. Kahkahalarla ve fıkralarla, neşeyle anlatıyor. Gerektiği yerde ne kadar üzgün olduğunu anlatıyorlar. ‘Bay Kemal iyi dinle’ diyor. ‘Bu infazdan hepiniz sorumlusunuz’ diyor. Kendisi ve bakanları dışında herkes sorumlu. Bir tek onlar sorumluluğu almıyor. ‘Her şeyi ben yaptım’ diyen, bir başarı olduğunda ‘ben’ diyen varsa bu operasyonun sorumluluğunu da ‘ben’ diye alacak.

FAHRETTİN ALTUN'A: İKİ FARKLI METİN YAZMAKTAN ACİZ

Biz ‘Bölücü terör örgütü’ dedik. Hepsi ‘PKK’ demeden kınama yayınlamışlar. ‘Bunlar ne yaptı’ dedik. Birkaç saat içinde değiştirmeye başlamışlar. Devletin İletişim Başkanı, algı operasyonu yapıyor. Bütün gece troll ordularını yönetmiş. Metnin bir yerinde değil, Binali Yıldırım’ın yıllar önce yapmış olduğu konuşmadan 15 Ağustos 2017’de konuşmasının aynısını promptera koymuşlar. Üç farklı maaşı almayı biliyor, iki farklı konuşma yazmaktan aciz. Çok net ve çok açık konuştuk. Cevap bekliyoruz.

"HALK TV SANA SÖYLÜYORUM, ERDOĞAN SEN ANLA"

Devlet Bahçeli, ‘Halk TV nasıl kanal, nasıl esir der’ diyor. Halk TV sana söylüyorum, Erdoğan sen anla... Bir önceki konuşmasında beş yerde ‘esir’ diyor mu? Bahçeli, ‘iktidarın koltuk değneği’, ‘küçük ortak’ çok kızıyordu, ‘esir lafını doğru bulmuyorum’ de, bunu Halk TV üzerinden yapma. Kamuoyu önünde başkaları üzerinden söz söylemek yerine açık ifadelerle samimiyetlerini göstermeleri lazım."